Topraklar tehlike altında

Ekonomi Servisi

İklim krizi, salgın ve savaş gıda güvenliğinin hayati önemde olduğunu bir kez daha gösterdi. Dünya Gıda Günü nedeniyle açıklama yapan Buğday Ekolojik Yaşam Derneği, sağlıklı gıda için dayanışma çağrısı yaptı. Dernek tarafından yapılan açıklamada “Topraklar fakirleşiyor, su varlıkları azalıyor, yerel tohumlar ve biyolojik çeşitlilik geri dönüşü olmayacak şekilde tahrip oluyor” ifadelerine yer verildi.

Türkiye’de kentleşme, altyapı yatırımları gibi nedenlerle 3,5 milyon hektar tarım toprağı yok olduğuna dikkat çekilen açıklamada kalan tarım topraklarının yüzde 39’u ve mera alanlarının yüzde 54’ü ise erozyon tehlikesi altında olduğu vurgulandı. Ayrıca tarım arazilerinin yüzde 23’ünün kimyasallar ve aşırı kullanım nedeniyle verimliliğini kaybettiğine değinildi. Kirlilik, aşırı kullanım ve iklim krizinin etkisiyle uzayan kurak mevsimler de tarımsal üretimde kullanılabilir su miktarının giderek azalmasına neden oluyor.

Türkiye, yıllık 45 milyon ton yaş meyve üretirken, bu üretimin yüzde 50’si tarlada, nakliyede, işleme sırasında, markette satış sırasında ve son tüketicinin elinde heba oluyor. Buna karşın nüfusun yüzde 8,5’u açlık sınırında yaşıyor, yüzde 22'si ise yeterli ve dengeli beslenemiyor.

Gıda krizi yaşanırken diğer yanda gıdamızı yetiştiren çiftçiler artan maliyetler ve refahın düşmesi nedeniyle topraklarını terk ediyor. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) İstihdam İzleme Bülteni’ne göre, 2011’de 1 milyon 122 bin olan kayıtlı çiftçi sayısı, Ocak 2022’de 493 bine geriledi. Yani son 10 yılda çiftçilerin yarısından fazlası topraklarını terk etti.

SU KITLIĞI TETİKLENİYOR

Türkiye’de suyun yüzde 70’i tarımda kullanılıyor. Vahşi sulama yöntemleri hâlâ yaygın ve yer altı suları giderek tükeniyor. Bu verilere ek olarak IPCC’nin raporu, iklim değişikliği nedeniyle Akdeniz Bölgesi’ndeki nüfusun yarısından fazlasının farklı ölçeklerde su kıtlığı yaşayacağı öngörüsünde bulunuyor. Su sorununun çözümü için tarımda yağmur suyu hasadı, damlama sulama, kuraklığa dayanıklı türlerin ekimi, toprağın su tutma kapasitesinin artırılması gibi yöntemlere geçilmesi ve bu yöntemlerin hükümet tarafından desteklenerek özendirilmesi gerekiyor. Sürdürülebilir tarım ve gıda sistemlerinin oluşturulabilmesi için kentle kırsal, üretici ile tüketici arasındaki bağın güçlendirilmesi, ekonomik, sosyal ve çevresel unsurlardan taviz vermeden gelecek nesiller ve herkes için gıda güvenliği ve sağlıklı beslenmeyi sağlayacak sistemlerin hayata geçirilmesi gerekiyor.