Tokat’ın Günçalı Köyü’nde madene karşı direniş sürerken bölge halkı valilik önünde eylem yaptı. Eylemde, “Kutsal topraklarımızı talan edecekler, yok edecekler. Bizler buna kesinlikle izin vermeyeceğiz” denildi.

Topraklarımızı vermeyeceğiz
Fotoğraf: BirGün

Haber Merkezi

Tokat Günçalı Köyü ve çevresinde yapılmak istenen maden arama faaliyetine karşı bölge halkının mücadelesi sürüyor. Maden arama faaliyetlerinin doğalarını ve sularını zehirleyeceği, göç etmek zorunda kalacakları dile getiren köylüler Tokat Valiliği önünde eylem yaptı. ‘Doğa katliamına ve talana dur’’ diyen köylüler, iki farklı maden şirketinin köylerinde altın ve diğer değerli madenleri aramak için ruhsat aldığını tespit ettiklerini, buna karşı hukuki mücadeleyi de başlattıklarını hatırlattı.

Basın açıklamasını okuyan Günçalı Köyü Dernek Başkanı Ali Başak, "Kutsal topraklarımızı talan edecekler, yok edecekler. Bizler buna kesinlikle izin vermeyeceğiz" dedi. Merkeze Günçalı Köyü’nde İstanbul merkezli özel bir madencilik firmasının başlattığı değerli maden arama çalışması köylülerin tepkisini çekti. Yaklaşık 350 kişi, Tokat Valiliği önünde toplanıp, burada yaptıkları basın açıklamasıyla durumu protesto etti. Basın açıklamasına CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, siyasi parti temsilcileri, köy muhtarları ve vatandaşlar da katıldı. Vatandaşlar, ‘Su ve Vicdan Nöbetindeyiz’, ‘Toprağın Üstü Altın’dan da Değerli’ yazılı pankartlar açtı. CHP’li Durmaz, "Buğday ve şeker pancarı olan yöremizin yer altı ve yer üstü sularını kirletecekler. Çamlıbel Ovası’nın devamında Yeşilyurt, Sulusaray köylerimiz, Yozgat Kadışehri köylerimiz sonrasında Amasya ve Tokat tarım alanlarını sulayan Süreyya Bey Barajı ve Yeşilırmak devamında Çarşamba ve Terme ovalarına kadar ulaşacak bir sulama suyu kaynaklarının kirlenmesine sebep olacaklar. Bitki, hayvan ve insan sağlığına zarar verecek bu duruma duyarsız kalmayacağız" dedi.

ÇİFTÇİLİK BİTECEK

Günçalı Köyü Dernek Başkanı Ali Başak ise "Kutsal topraklarımızı talan edecekler, yok edecekler. Bizler buna kesinlikle izin vermeyeceğiz. Güzelce Barajı’ndan sulanan Çamlıbel Ovası gelecekte 45 tane köyde üretim yapan çiftçilerimiz alacakları ürünleri alamayacaklar. Tüm dünyanın derdi olan kanser hastalığına yakalanacaklar. Bizim mücadelemiz sadece bizim için değil, doğayı korumak için de mücadele veriyoruz. Bizim toprağımızın üstü altından daha kıymetlidir" diye konuştu. 

BİLİME TERS

Bölgenin hem ekolojik hem de kültürel açıdan zengin olduğuna dikkat çeken Başak, “Osmanlı kayıtlarına göre yazılı tarihi 14. Yüzyıla dayanan, tarihi kalıntılarıyla insanlık tarihinde  her zaman bir yeri olduğunun çok açık bir şekilde ortada olduğu köyümüz ve çevresinin, gerek tarihsel gerekse kültürel olarak zenginliklerinin kepçe ve dozerlerle süpürülmeye değil koruma altına alınıp insanlığa armağan edilmeye ihtiyacı vardır!  Doğa ana ve canlı yaşamının yok edilmesinin ne kadar acı sonuçları olduğunun onlarca örneği ortadayken, toprak üstü zenginliklerimizin toprağın altına değişilmesi akla, inanca ve bilime ters düşmektedir” ifadelerini kullandı. Başak son olarak mücadelelerine destek çağrısı yaptı.