Trabzon'da JİTEM hayaleti

AYŞEGÜL SAVAŞTA

Eyüboğlu ailesinin iki ferdinin 10 Haziran 2006'da öldürülmesi öncesinde ailenin Jandarmaya başvurup kendilerini tehdit eden Coşkun Aydın'dan şikâyette bulunmasına rağmen jandarma tarafından ailenin korunmaması, cinayet zanlısı Aydın'ın olay sonrası bir türlü yakalanamaması, aynı olayda suç ortağı olarak yargılanan Ha-lit Sağlam'ın JİTEM'den para aldığına dair yetkililere gönderdiği mektupta yazılanlar davanın bir ucunun JİTEM'e kadar uzandığını gösteriyor.

Eyüboğlu ailesinin avukatı Özcan Tik'ın "kime suçlu diye el atsan JİTEM elemanı çıkıyor" ifadeleri ve dönemin Trabzon Jandarma Komutanı Ali Öz'ün "Halit benim adamımdır" sözleri ise dava üzerinde JİTEM hayaletinin dolaştığına dair iddialarla pekişiyor.

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün Haftalık Basın Toplantısındaki açıklamasına göre Trabzon'un Maçka ilçesinde 2 yıl önce meydana gelen silahlı saldırıda Mustafa Eyüboğlu ve yeğeni Çağdaş Eyü-boğlu'nun ölümüne yine aynı aileden Bahattin ve Emir Eyüboğlu'nun da yaralanmasına neden olan Coşkun Aydın, kaçtığı Ukrayna'dan 28 Ocakta Türkiye'ye iade edildi.

Coşkun Aydın, 28 Temmuz 2007'de Ukrayna'da yakalanmıştı. Suçluların İadesine Dair Sözleşme gereği Türkiye'ye iadesine Odesa'daki Prymorsky Mahkemesi'nce karar verilmesine rağmen, Adalet Bakanlığı yetkililerince Coşkun Aydın, Ukrayna'dan alınıp ülkeye getirilmemişti.

Uçakla İstanbul'a getirilen Aydın, Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'nda alınan ilk ifadesinin ardından Metris Cezaevi'ne konuldu. Aydın'ın yakın zamanda zırhlı bir araçla Trabzon Kapalı Cezaevi'ne nakledilmesi ve 28 Şubatta görülecek mahkemeye çıkarılması bekleniyor.

Adam kaçırma, haraç, yaralama gibi suçlardan hapis yatan Coşkun Aydın, cezaevinden çıktıktan sonra "Eyüboğlu sülalesini yok edeceğim" tehditlerinde bulununca Eyüboğlu ailesi jandarmaya başvurdu fakat jandarma önlem almadı.

Olay sonrası Trabzon Adliyesi'nde açılan davada Coşkun Aydın ile birlikte suç ortağı olarak yargılanan 36 yaşındaki Hasan Sağlam duruşmalar öncesinde kaldığı cezaevinden savcı ve mahkeme heyetine yazdığı mektuplarda JİTEM ile ilişkiye geçtiğini "12 Ağustos 2006 gecesi Trabzon Taksim Yokuşu Parkı'nda JİTEM görevlileriyle buluştuk. Sonra 250 YTL para vererek gönderdiler" sözleriyle itiraf etmişti.

14 suç dosyası bulunan sanık Halit Sağlam, emekli komiser H.B.'nin kendisini iki JİTEM mensubuyla tanıştırarak, "sen jandarmaya yardımda bulun, senin tutuklama kararını ortadan kaldırırlar" dediğini öne sürmüştü.

Mektubunda, "12 Ağustos 2006 gecesi Trabzon Taksim Yokuşu parkında JİTEM görevlileriyle buluştuk. Coşkun'un İstanbul'da olabileceğine karar verdikten sonra 250 YTL para vererek gönderdiler" diyen Sağlam, 12 Aralık 2006 tarihli mahkeme sorgusunda, "geceyarısı iki jandarma istihbarat görevlisi ile meydan parkında buluştuk. Coşkun'un olabileceği yerleri değerlendirdik. Bana yeni bir cep telefon hattı alıp, bu hatla konuşabileceğimi söylediler" dedi.

Davanın mağdurlarından Eyüboğlu ailesinin avukatı Özcan Tik ise benzer bir ayrıntıya vurgu yaparken, "Trabzon'da suçlu diye kime el atsan ya polis muhbiri ya JİTEM elemanı çıkıyor" sözleriyle yargılananların JİTEM ile olan bağlantılarına dikkat çekti. Avukat Tik, "davanın arkasında bilmediğimiz şeyler var. JİTEM pazarlıkları yapılıyor" dedi.

Avukat Özcan Tik, "Halit Sağlam, mahkemede JİTEM için çalıştığını söyleyerek serbest bırakıldı. Arkasındaki olayları ortaya çıkartamadığımız bir yargıyla karşı karşıyayız. Adaleti yerine getirmeliyiz. Davanın arkasında bilmediğimiz şeyler var. JİTEM pazarlıkları yapılıyor. Elimde Halit Sağlam'ın Coşkun Aydın'la konuştuğuna dair telefon kayıtları var. Buna rağmen Halit Sağlam tahliye edildi. Trabzon'da suçlu diye kime el atsan ya polis muhbiri ya JİTEM elemanı çıkıyor. Biz bunu söyledikten 40 gün sonra Hrant Dink cinayeti gerçekleşti" demişti.

Öldürülen Mustafa Eyüboğlu'nun kız kardeşi Ayla Eyüboğlu "Coşkun Aydın, 'ne kadar Eyüboğlu varsa yok edeceğim. Eyüboğlu sülalesi kalmayacak' diyordu. Albay Ali Öz de bu işlerin içinde. Trabzon Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Ali Öz, cinayetten iki gün sonra 'Ayla Eyüboğlu'na söyleyin bu olayı siyasete dökmesin. Bana gelmesin boşuna. Basına gitsin, katili basın bulsun' diye haber gönderdi. Halit Sağlam için 'Halit benim adamımdır.

Ona iş veririm' dedi" sözleriyle hatırlatarak, kardeşi ve yeğeninin ölümünün arkasında jandarma komutanının da bulunduğunu iddia etti.

Eyüboğlu davasının üzerindeki gizli el olarak adı geçen Ali Öz ismi ise kamuoyunun hiç de yabancı olmadığı bir yetkili olarak hatırlanıyor. Hrant Dink cinayetiyle bağlantılı olarak gündeme gelen Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz hakkında, İçişleri Bakanlığının talimatına rağmen soruşturma açılmamıştı. İçişleri Bakanlığı müfettişlerince 2007 Nisan'ında Öz ile 3 subay, 3 astsubay ve 1 uzman çavuş için adli yargılamanın sağlanması amacıyla 'soruşturma izni' talep edilmişti. Ali Öz daha sonra Trabzon'daki görevinden alınmış Bilecik'e tayin edilmişti.

26 Eylül 1999'da Ankara Ulucanlar Hapishanesine düzenlenen ve 10 tutsağın ölümüyle sonuçlanan operasyonu gerçekleştiren askeri timin başında Yarbay rütbesiyle yine Ali Öz'ün olduğu ortaya çıkmıştı. Ulucanlar operasyonuyla ilgili olarak tutsak yakınları tarafından açılan ve halen Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde süren davada ise Ali Öz aleyhine henüz bir sonuç elde edilemedi. Operasyonda hayatını kaybeden 10 tutsağın iİşkence gördükleri doktor raporlarıyla tespit edilmiş, duruşmalarda ise birçok tutsak operasyona JİTEM üyelerinin de katıldığını açıklamıştı.