Ahmet Seyhan Gürelli Azra Erhat, Halikarnas Balıkçısı ve Sabahattin Eyüboğlu’nun izinde sürdürdüğü “Mavi Yolculuk” rotasını peşinden gidilecek bir düş olarak bıraktı bize. “Zindan karanlığını hürriyet mavisine dönüştürmüş, bir yaman insan soluğu…” * ile onların izinden ama karadan süreceğiz bu güzelim rotayı. Mavi yolculuk deyince akla Gökova Körfezi gelir ilk önce. Zengin bir öykü kitabı gibidir […]

Turizm rotaları: Bir insan soluğunda Gökova

Ahmet Seyhan Gürelli

Azra Erhat, Halikarnas Balıkçısı ve Sabahattin Eyüboğlu’nun izinde sürdürdüğü “Mavi Yolculuk” rotasını peşinden gidilecek bir düş olarak bıraktı bize. “Zindan karanlığını hürriyet mavisine dönüştürmüş, bir yaman insan soluğu…” * ile onların izinden ama karadan süreceğiz bu güzelim rotayı.

Mavi yolculuk deyince akla Gökova Körfezi gelir ilk önce. Zengin bir öykü kitabı gibidir Gökova, çünkü her köşesinde başka türlü akar hayat, en iyi özetidir Ege’nin.

İlk durağımız denizcilerin “Gökova’nın Kapısı” dediği ve bugünlerde yeniden haramilerin tehdidi altındaki Alakışla bükü (Kissebükü, Adalı Yalı) olsun. Karia döneminin bu küçük limanında sarnıç, hamam ve kilise kalıntıları vardır. “Kissebükü” adının da kiliseden geldiği düşünülür. Rahatça konaklayabileceğiniz bu koylardan Adalı Yalı’da duayen denizci Sadun Boro için denizciler tarafından yapılmış bir de anıt bulunur. Kissebükü’ne Bodrum’a bağlı Mumcular (Karaova) beldesinden Yukarı Mazı köyüne doğru devam ederken sapacağınız güzel bir orman yolu ile ulaşabilirsiniz.

Rotamıza az önce sözünü ettiğimiz Yukarı Mazı köyü ile devam edelim. Muhteşem Gökova manzaralı köyün sayfiyesidir İnceyalı ve Hurma sahili koyları. Konaklama imkanı bulacağınız çok sayıda küçük işletmesi olan Mazı’ya Bodrum’dan minibüs ile de rahatça ulaşabilirsiniz.

Olur da plankton zenginliğinin arttığı Ağustos, Eylül aylarında Mazı sahillerinde olursanız, aysız gecelerde korkmadan atın kendinizi sulara. Tüm vücudunuzu saran yakamozların zengin mavi renklerine inanamayacaksınız. Avuç avuç yıldız topladığınızı düşünürken Halikarnas Balıkçısını anımsayın: “Güney illerinin geceleri başka gecelerden daha koyu, daha derin olur. Yıldızlar el uzatılınca tutulacak kadar yakındır…”

Mazı’dan yolculuğumuza, acıklı öyküsü ile türküsünü bildiğimiz Halil’in Çökertme’sine doğru devam edelim. Çökertme’den Ören’e doğru giderken yolumuzun üzerinde bir “heyula” karşılayacak sizi. Turgut Özal Türkiye’sinin Gökova’nın böğrüne bir hançer gibi sapladığı Gökova-Kemerköy termik santrali. “Neden ?” diye sormadan geçmeyin.
“Biz santralin değil Gökova’nın tarafındayız” diyerek rotamızı sürelim Ören’den Akyaka’ya doğru. Bu yolculuk yürüyüş, bisiklet veya diğer araçlarla doyumsuz bir seyir zevkiyle devam ederken, birden Akbük koyunu göreceksiniz. Yoldan ayrılıp, bu güzelim koy ile kucaklaşmadan geçemeyeceksiniz.

Akyaka’ya vardığınızda Azmak boyunca yürümeyi ve hiç olmazsa ayaklarınızı azmağın soğuk sularında dinlendirmeyi ihmal etmeyin. Ana yol üstündeki Çetibeli’den alacağınız yaz portakalları ile Marmaris’e doğru devam edin. Sapacağınız Sedir adası yolu çilek zamanı bir başka güzellikte geçilir. İskele’ye vardığınızda Sedir adasına günlük tur tekneleri bulacaksınız. Adadaki Kedrai antik kenti ve koruma altındaki plajı görülmeye değer. Adaya gitmek yerine iskeleden orman yoluna devam ederseniz, Mayıs Temmuz ayarında, kum köpekbalıklarının üremek için yurtlandığı Boncuk koyuna ulaşırsınız. Zararsızdırlar. Dalış tutkunlarının ve sualtı fotoğrafçılarının ilgisindeki koy geçen yıllarda dalışa kapatılmış olsa da, Gökova’nın gözde koyları arasındadır Boncuk…

Tekrar Marmaris’e devam ederken, bir sonraki sapaktan Karacasöğüt’e döneceksiniz. Yine Gökova’nın en güzel koylarından olan Değirmenbükü’ne (İngiliz Limanı, Okluk koyu) yapılan “yazlık saray” yolunun doğa tahribatı canınızı yakacak ama Karacasöğüt sahiline vardığınızda sizi dingin bir sessizlikle bir kez daha kucaklayacak canım Gökova.

Okluk koyuna (Değirmenbükü) karadan veya denizden ulaşmak, arsız bir hırsla yapılan “yazlık saray” yüzünden ne yazık ki çok zaman izin verilmiyor artık. Karacasöğüt’ten dönerek rotamıza Marmaris üzerinden Datça’ya çevirelim.

Reşadiye yarımadasının Gökova kıyılarında gezimize devam edeceğiz, Datça yolundan Küfre koyuna ulaşabilirsiniz. Küfre koyunun bulunduğu Yedi Adalar, yürüyüş rotası olarak her istediğinizde denize rahatça girebileceğiniz birçok fırsat sunacak size. Özellikle Yedi Adalar’da Saklı Liman ve Bekâr Koyu görülmeye değer güzelliktedir.

Ana yoldan Datça yönüne devam ederken Gökova’nın Hisarönü körfezine en çok yaklaştığı yerde Balıkaşıran koyuna ulaşacaksınız. Gökova’lı balıkçılar balığın Hisarönü körfezine aktığı zaman, kayıklarını burada karadan aşırıp avlak değiştirdiler. Balıkaşıran, Gökova’nın meşhur Çatı koylarının hemen yakınındadır. Küçük ve Büyük Çatı koyları yeşil ile mavinin birbirine en çok yaklaştığı koylardır. Kolayca ulaşabileceğiniz Büyük Çatı koyu Gökova’lı balıkçıların da barınağıdır.

Dokunabileceğiniz insan öyküleriyle Büyük Çatı Koyu, sizinle Gökova’ya veda edeceğimiz Körmen Limanı öncesi son durağımız olacak.

Körmen limanından kalkacak Bodrum feribotunda canım Gökova ile son kez kucaklaşırken; tüm denizcilerin, balıkçıların ve gezginlerin, gökteki yıldızların ve kuşların, yakamozların, balıkların ve ağaçlar ve onlardan yapılmış kayıkların izinde sürdük mavi ile yeşilin, tuz ile güneşin, rüzgâr ile yelkenin yolculuğunu.
Haramilere inat “bir yaman insan soluğuyla…”

(*) Sabahattin Eyüboğlu, Mavi Sürgün (Halikarnas Balıkçısı) kitap kapak yazısından.