Ülkemiz bugün bir AKP cezaevidir. Düşünce ve basın özgürlüğü laftan ibarettir. Birkaç muhalif yayın organının varlığı pamuk ipliğine bağlıdır. Özgürlükler özgürlük düşmanlarından talep edilmez

Türkiye bir AKP cezaevidir

ATAOL BEHRAMOĞLU

Bir süre önceki bir demecinde Tayyip Erdoğan Türkiye’nin Batı normlarını kabul etmiş bir ülke olduğunu söylerken bizde idam cezasının kaldırılmış olmasını buna örnek olarak vermişti. Ve hemen ardından da “doğru mu olmuştur yanlış mı, başka konu…” demekten kendini alamamıştı…Bu, dilin altındaki baklanın, başka bir deyişle de Tayyip Erdoğan’ın aklındakinin kendini açığa vurmasıdır.

Konumuz olan basın özgürlüğüyle bunun ne ilgisi var diyebilirsiniz…

Şöyle:

Ülkemizde bugünkü siyasal yönetimin demokrasi kavramıyla uzak yakın bir ilgisi bulunmamaktadır.

Bu yönetimin iktidarı ele geçirmesi de doğal siyasal süreçlerin sonucu değil, varlıklarını Cumhuriyet yönetimine borçlu olan kurumların ve kişilerin öngörüsüzlük, korkaklık, beceriksizlik ve aymazlıklarının sonucu olmuştur.

Doğal bir süreç değildir. Bir bakıma gasptır, el koymadır.

Bu nedenle de bunlardan demokrasi normlarına uymalarını beklemek, havanda su dövmek, boşa kürek çekmektir.

Ülkemiz kökten bir dönüşümün tam eşiğindedir.

Bu gün mücadelemizin konusu basın özgürlüğüdür.

Tayyip Erdoğan başkanlığı elde ederse bugünün konusu lüks ve ütopik kalacak; konu, demokratların, yurtseverlerin, sosyalistlerin, bu kişiye ve çevresine muhalefet eden herkesin can güvenliği olacaktır.

Çünkü Tayyip Erdoğan’ın başkan olduğu Türkiye’deki siyasal rejimin Suudi Arabistan’dakinden, İran’dakinden farkı kalmayacaktır.

Başkanlığının hemen sonrasında idam cezasının geri getirilmesi için halk oylamasına başvuracağından, istediği sonucu da alacağından adım gibi eminim.

Ülkemiz bugün bir AKP cezaevidir.

Düşünce ve basın özgürlüğü laftan ibarettir.

Birkaç muhalif yayın organının varlığı pamuk ipliğine bağlıdır.

Özgürlükler özgürlük düşmanlarından talep edilmez.

Koparılarak alınır.

Bugün bir AKP cezaevi olan Türkiye’nin çok yakın gelecekte muhaliflerin darağaçlarına çıkarıldığı bir ülke olmaması için yapılması gereken ilk şey Tayyip Erdoğan’ın başkanlık hevesine geçit vermemek için bütün muhalif güçlerin seferber olmasıdır.