Türkiye’deki ayrımcılık algısına ilişkin hazırlanan bir rapor, ülkede hukuki mekanizmalara olan güvensizliği çarpıcı şekilde gözler önüne seriyor. Rapora göre ayrımcılık algısı daha yüksek olan eğitimli kesimlerin, ayrımcılık karşısında yargıya başvurmamalarının en büyük sebebi, bu yöntemle sonuç alamayacaklarını düşünmeleri.

Türkiye’de Ayrımcılık Algısı raporu: Eğitim düzeyi yükseldikçe, hukuka güvensizlik artıyor

BERKANT GÜLTEKİN

Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, Mustafa Kemal Coşkun ve Ercan Şen tarafından hazırlanan “Türkiye’de Ayrımcılık Algısı ve Hak Arama Mekanizmalarına Başvuru Sürecinde Karşılaşılan Engeller” başlıklı raporunu kamuoyuyla paylaştı.

Çalışmada Türkiye toplumunun ayrımcılık algısı, kişilerin eğitim düzeyi, gelir seviyesi ve cinsiyet gibi farklı yönlerden incelendi. Rapor kapsamında İstanbul, Ankara, İzmir, Samsun, Edirne, Hatay ve Mardin’de toplam 1200 kişiyle görüşmeler yapıldı.

Türkiye’de ayrımcılığın ne kadar yaygın olduğunu 1’den 10’a doğru puanlamaları istenen katılımcıların yaklaşık yarısı, ayrımcılığın’ çok fazla yaşandığını’ belirtti. Ayrımcılığın kısmen yaygın olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 38,6 olarak kaydedilirken, yüzde 12,4’lük kesim ise ayrımcılığın yaygın olmadığını savundu.

POLİTİK ORTAM, AYRIMCILIĞI ARTIRDI

Raporda, elde edilen ayrımcılık algısı verisi, 2018’de ESHİD’in (Eşit Haklar İçin İzleme Derneği) yaptığı bir çalışmayla kıyaslanarak, olumsuz yönde bir artma eğiliminin olduğu ifade edildi.

Türkiye’de ayrımcılığın kısmen ya da yaygın olarak bulunduğunu ifade edenlerin oranının 2018 yılında yüzde 70 civarında, 2020 yılında ise yüzde 87,6 düzeyinde olduğunun dile getirildiği raporda, “Türkiye’deki mevcut kutuplaştırıcı politik ortamın, popülist ayrımcı nefret söylemlerinin grupların ve bireylerin ayrımcılık algılarını da zaman içerisinde etkilediğini söylemek yanlış olmayacaktır” vurgusu yapıldı.

EĞİTİM DÜZEYİ ARTTIKÇA, ALGI YÜKSELİYOR

Eğitim düzeyi yönünden de ayrımcılık algısının incelendiği çalışmada, ayrımcılığa yönelik algının, eğitim seviyesinin artmasıyla paralellik gösterdiğinin altı çizildi. Buna göre, ortaokul ve altı eğitim düzeyinde olan katılımcılar çoğunlukla orta düzeyde bir ayrımcılık algısına sahipken, lise mezunlarından itibaren bu algı yükseliyor; lisans ve lisans üstü eğitimde zirveye çıkıyor.

turkiye-de-ayrimcilik-algisi-raporu-egitim-duzeyi-yukseldikce-hukuka-guvensizlik-artiyor-819944-1.

GELİR SEVİYESİ FARK YARATIYOR

Çalışmaya göre, ayrımcılık algısı konusunda en önemli farklardan biri, gelir düzeyi bakımından ortaya çıkıyor. Gelir düzeyi düşük katılımcıların ayrımcılık algıları, gelir düzeyi daha yüksek olan bireylere oranla yüksek düzeyde. Raporda bu durum için şu değerlendirme yapılıyor:

“Bu durumda eğitim durumunun tersine, gelir düzeyi azaldıkça ayrımcılık algısının arttığını söylemek olanaklı görünüyor. Bu çerçevede gelir düzeyinin yüksekliğinin en azından bazı ayrımcılık biçimlerine (sınıfsal, yaşam biçimi vb.) uğrama oranını azalttığı düşünülebilir.”

turkiye-de-ayrimcilik-algisi-raporu-egitim-duzeyi-yukseldikce-hukuka-guvensizlik-artiyor-819945-1.

Ayrıca raporda, ayrımcılık algısının yaş ile de ilgili olduğu vurgulanıyor. 18-45 yaş aralığındaki kişilerin, diğer yaş gruplarına göre daha yüksek bir ayrımcılık algısı olduğu göze çarpıyor.

AYRIMCILIK TÜRLERİNE İLİŞKİN VERİLER

Çalışma, Türkiye’deki ayrımcılık türlerine ilişkin de önemli bilgiler sunuyor. İnsanların en fazla karşılaştığı üç ayrımcılık türü, siyasi görüş, cinsiyet ve etkin köken ayrımcılığı. Bunları dini inanç ve cinsel yönelim ayrımcılığı takip ediyor.

Raporda, katılımcıların dini inanca ilişkin ayrımcılık konusunda, daha çok mezheplere dayalı ayrımcılıktan bahsettiklerine işaret ediliyor. Siyasi nedenlerle ayrımcılığa uğrayanlar içinde, yüksek eğitimlilerin ağırlıkta olduğu görülüyor.

CİNSİYET AYRIMCILIĞINI, KADINLAR DAHA FAZLA ALGILIYOR

Raporda, cinsiyet ayrımcılığı ve cinsel yönelim ayrımcılığı söz konusu olduğunda, kadın ve erkek katılımcıların yanıtları arasında önemli bir fark oluştuğuna dikkat çekiliyor. Ancak diğer ayrımcılık biçimlerinde cinsiyetler arasında bu türden anlamlı bir farkın görülmediği bildiriliyor.

turkiye-de-ayrimcilik-algisi-raporu-egitim-duzeyi-yukseldikce-hukuka-guvensizlik-artiyor-819946-1.

Katılımcıların yanıtlarına göre, cinsiyet ayrımcılığı yönünden, kadınların ayrımcılık algıları erkeklere oranlara daha yüksek düzeyde. Çalışmada bu durum için, “Kadına yönelik şiddet haberlerinin son yıllarda daha fazla görünür olmasıyla ve kadın hakları hareketinin ve örgütlerinin faaliyetlerinin artmasıyla ilişkili olduğu düşünülebilir” yorumu yapılıyor. Bununla birlikte, erkeklerin ayrımcılık algısının da düşük olmadığı ifade ediliyor.

KATILIMCILARIN ÇOĞU AYRIMCILIKLA KARŞILAŞMIŞ

Çalışmanın katılımcılarının yüzde 72’si, en az bir kez ayrımcılıkla karşılaştığını söylüyor. Bütün eğitim düzeylerinde ayrımcılığa uğradığını belirtenlerin oranı oldukça yüksek.

Ayrımcılıkla karşılaştığını belirten arasında, lisans ve daha üstü mezunlar daha yoğun. Raporda bu durum, “Yüksek eğitim almış kişilerin ayrımcılık konusunda daha hassas olması ve bu nedenle de ayrımcılık kavramını daha geniş görüyor ya da tanımlıyor olmasından kaynaklanıyor olabilir” şeklinde açıklanıyor.

Ayrımcılığa uğradığını söyleyen katılımcılara, ne tür ayrımcılıkla karşılaştığı sorulduğunda, siyasi görüş, dini inanç, etnik köken ve cinsiyet yanıtları öne çıkıyor. Raporda, siyasi ayrımcılığa uğradığını bildirenler içinde, “torpilli olmadığı için işe alınmadığını, hep torpillilerin işe alındığını” söyleyenlerin olduğuna da dikkat çekiliyor.

GELECEKTE AYRIMCILIĞA UĞRAMAKTAN DUYULAN ENDİŞE

Raporda, katılımcıların “Gelecekte hangi nedenle ayrımcılığa uğrayacağınızı düşünüyorsunuz?” sorusuna verdiği cevaplar da aktarıldı. Bu soruya katılımcılar en çok, siyasi görüş, dini inanç, etnik köken ve cinsiyet cevaplarını veriyor. Yani mevcut durumda karşı karşıya kalınan ayrımcılık türleri sıralanıyor.

AYRIMCILIKLA MÜCADELENİN YOLU FAZLA BİLİNMİYOR

Katılımcılar ayrımcılıkla mücadele etme konusunda ise yeteri kadar bilinçli değil. “Ayrımcılıkla mücadele yollarını biliyor musunuz?” sorusuna yalnızca yüzde 26’sı “evet” cevabını veriyor. Yüzde 43’ü “kısmen”, yüzde 31’i “hayır” diyor.

turkiye-de-ayrimcilik-algisi-raporu-egitim-duzeyi-yukseldikce-hukuka-guvensizlik-artiyor-819947-1.

Katılımcılardan ayrımcılık karşısında bildikleri mücadele mekanizmalarını söylemeleri istendiğinde, yanıtlar sırasıyla; dava açmak, sivil toplum kuruluşları, hukuki yollar, kolluk kuvvetleri ve suç duyurusunda bulunmak oluyor. Ancak ayrımcılığa uğradığını söyleyen katılımcıların yüzde 79’u, herhangi bir kuruma başvurmadığını ve hiçbir hak arama mekanizmasını kullanmadığını ifade ediyor.

HUKUKİ MEKANİZMALARA GÜVENİLMİYOR

Çalışmanın en fazla dikkat çeken kısımlarından biri, ayrımcılık karşısında hukuki mekanizmalara olan güvensizlik. Raporda bu olguya dair şu değerlendirme yapılıyor:

“Hak arama mekanizmalarını kullanmama konusunda en baskın neden, herhangi bir sonuç alamayacağını düşünmek olarak görünüyor. Dolaysıyla, ayrımcılıkla mücadelede bireylerin gerek yargı gerekse diğer mekanizmaların işleyişi konusunda bir güvene sahip olmadıkları düşünülebilir.”

Yargıya gitmeyi tercih etmeyenler içinde, hukuka en az güvenenler eğitimli kesimler. “Yargıya gitmedim” diyen ilkokul mezunları yüzde 54,4 oranında hukuki yollardan sonuç alamayacağını düşünürken, yargı yolunu seçmeyen lisans ve lisans üstü eğitim görmüşlerde ise bu oran yüzde 80,8 gibi oldukça yüksek bir seviyeye çıkıyor.

turkiye-de-ayrimcilik-algisi-raporu-egitim-duzeyi-yukseldikce-hukuka-guvensizlik-artiyor-819948-1.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Ayrımcılık algısı raporunun sonuç kısmında, elde edilen verilerden hareketle sorunların çözümüne ilişkin şu görüşler paylaşılıyor:

“Bu sonuçlar ayrımcılıkla mücadele için üç noktanın öne çıkarılması gerektiğini gösteriyor. Bunlardan birincisi, yukarı da bahsettiğimiz gibi bazı ayrımcılık biçimlerinin (yaşlılara, engellilere yapılan ayrımcılıklar vb.) toplumda çok görünür olmaması ayrımcılığın ne olduğu ve nasıl algılanması gerektiği konusunda farkındalık çalışmalarının artırılmasını, ikincisi ise ayrımcılığa maruz kalındığında neler yapılacağı, hangi hukuki yolların kullanılabileceği ve hakların neler olduğu konusunda bilinç yükseltme çalışmaların artırılmasını gerekli kılıyor. Son olarak, çalışmada ortaya çıkan sonuçlardan biri bireylerin ayrımcılığa uğraması durumunda bile mücadeleye girişmekten çekinmeleri, zira ya adalet mekanizmalarına ulaşmakta zorlanmaları ya da sonuç alamayacaklarını düşünmeleri olduğuna göre, devleti ve kurumlarını bu konularda denetleyecek araç ve mekanizmaların oluşturulmasını, böyle mekanizmalar varsa bile geliştirilmesini zorunlu kılıyor. Nitekim elde edilen veriler, sadece yasalarda ayrımcılık ile mücadeleye yer vermenin yeterli olmadığını, özellikle kamu görevlileri tarafından gerçekleştirilen uygulamaların çok daha önemli olduğunu göstermektedir.”

Raporun tamamına burayı tıklayarak erişebilirsiniz.