Baba Zula'nın elektronik müzik dünyasındaki yolculuğu Doublemoon'dan çıkan üçüncü albüm ''Duble Oryantal'' ile sürüyor. Oryantal dub adını verdikleri bir tarz yaratan grup, Türkiye'deki pop müziğin neslinin tükendiğini savunuyor

EMEL ERNALBANT

Murat Ertel ve Levent Akman’ın yaklaşık 10 sene önce kurduğu grubun yeni albümüne Mad Professor, Sly&Robbie ve Brenna Mac Crimmon'ın yanı sıra; Alexander Hacke, Hüsnü Şenlendirici, Özkan Uğur ve Mehmet Güreli gibi isimler eşlik etmiş. Türk müzik aletlerini elektronik öğelerle birleştiren grup ile Buzada'da verdikleri konser öncesi konuştuk.

» Bir söyleşide aydın, öğrenci, okuryazar bir kesimin sizi dinlediğinden bahsetmişsiniz. Neden burada konser veriyorsunuz? O kesim Buzada gibi bir yere gelmiyor?

Murat: Biz şurada çalarız, burada çalarız demiyoruz. Daha doğrusu seçimlerimiz fazla katı değil. Sevmediğimiz insanlarla beraber bir şey yapmak istemeyiz. Yani belirli partilerin altında belirli organizasyona girmek istemeyiz.

Levent: Dinleyici kesimini belli sınırların içine sokmak taraftarı değilim. Kişi aydın olur, öğrenci olur, okumamış olur. Bizi Anadolu'da okuma yazma bilmeyen çapa işçisinin de dinlemesini isteriz, bir genel müdürün de dinlemesini isteriz. Bizim derdimiz müziğimizin popüler olması, etrafa yayılması. Belli bir kesim tarafından sahiplenilmesi hiç hoşumuza gitmiyor açıkçası.

» Aslında burada istediğiniz kitleye ulaşamıyacağınızdan bahsediyorum?

Levent: Dün de Haydarpaşa Limanı'da yapılacak iş merkezinin protestosu için çaldık. Burası da farklı bir ortam. Yüzlerimizin değil ama müziğimizin popüler olması herkes tarafından dinlenmesi için burada da çalarız başka yerde de çalarız.

Murat: Ama sevmediğimiz insanların da TV programlarına çıkmak istemeyiz.

» Neden televizyon programlarına katılmıyorsunuz? En son katıldığınız 5N 1K programıyla televizyonu bir araç olarak kullanmaya başladınız?

Murat: Playback yapmak istemiyoruz. Bu apayrı bir yetenek meselesi. Bizim böyle bir yeteneğimiz yok. Ben Kuşum Aydın'ı izlediğim zaman, onun bu işi ayna önünde defalarca çalıştığını bunu hakkıyla becerdiğini düşünüyorum. Ben oraya çıkarsam kesin hata yaparım. Aynı şeyi çalar gibi yapamam. Benim için bu dürüstlük dışında bir şey. Canlı çalmak istiyorum. Televizyonun da olanakları kısıtlı.

» İstanbul Hatırası'nda bir gece Boğaz’da sabahlayı p, güneşin doğuşunda bir parça çaldınız. Alex Hacke ile nasıl tanıştınız?

Levent: Alex'le Fatih sayesinda tanıştık. Bizim bir yan projemiz daha var K34 adında. Köln den Alman müzisyenlerle Murat, Ceren ve benim birlikte olduğumuz bir proje bu. Bunlar belli bir dönem buraya geliyor biz de Almanya'ya gidiyoruz. Fatih Alex ile İstanbul'a geldiğinde bizim stüdyoya uğradı lar. O zaman basçımız yoktu. Prova sırasında Alex bizimle çalmak istedi. Böyle sıcak bir ortam oluştu. Ve devam ettik.

» Şu sıralar birlikte projeleriniz var mı?

Murat: Bir sürü proje var. 29 Temmuz'da Harbiye Açıkhava'da bir konser olacak. Doublemoon'un yayınladığı 'Easttowest' diye bir toplama albüm var. Bu albümde yer alan üç veya dört grup o akşam hep beraber çalacak. Alex de bizimle çalacak. Bunun dışında gerek Avrupa'da gerek İstanbul'da konser projeleri var.

» Yeni albümün süresini uzun tutmuşsunuz. Bunun nedeni nedir?

Murat: Albümü kısa yapmak istiyoruz. Bence albüm 35-40 dk olunca süper oluyor. Tadı damağınızda kalıyor. Ama 60 dk olunca birazcık uzun ve hazmetmesi zor oluyor. Bu kıstaslar içinde kısa olması herkese faydalı. Ama biz bunu beceremiyoruz. Bu albüm iki katı olabilirdi. Bayağı parça eledik. Daha sık aralıklarla albüm çıkararak bunun önüne geçebiliriz.

» Genç nesilden kimleri beğeniyorsunuz?

Levent: Ceza'yı beğeniyorum.

Murat: Göksel var bir de.

Levent: Son zamanlarda rock ağırlıklı bir müzik öne çıkmaya başladı. Bu iyi bir şey. Çünkü popun nesli tükendi. Bence bitmesi de gerek nereden baksanı z onbeş senedir hep aynı sanatçıları görmeye başlamıştık. Hiç iyi bir isim çıkmıyordu. Pop çıkmadan öncede durum aynıydı. TRT'de hep aynı yüzleri görüyorduk.

» Rock müzik piyasında durum nedir sizce? Onlardan da kendilerini tekrar eden yok mu?

Levent: Evet onlar da yurtdışında kullanılan temaları kullanıyorlar. Belki burası için yeni bir ses, tarz olarak algılanabilir yaptıkları. Kendilerini yenilemezlerse onlar da pop müziğin düştüğü duruma düşecekler. Halbuki ellerinde çok büyük olanaklar var. Türk melodilerini daha çok kullansalar yurtdışında daha etkili olurlar. Birçok grubun röportajları nda hep aynı şeyi görüyorum. Tek istedikleri yurtdışındaki festivallerde çalmak. Böyle giderlerse hiçbir festivalde çalamazlar. İki milyon nüfuslu Köln'de beş bin tane grup var.

Murat: Onlar bu işi Almanca ve İngilizce yapıyor.

» Türkiye'de rock müzik yapanların yurtdışında bu müziği yapma şansları az mı?

Levent: Yurtdışındakilerin müziğini burada yaparak bir yerlere gelebilirsiniz. Çünkü Türk dinleyicisinde araştırmacı ruh yok! Gerçi son zamanlarda yeni nesilde başladı bu. Ama öncekilere ne verirseniz ''Bu yeni bir şey'' diyorlar. Halbuki araştırsalar geçmişte yapılan müziklerin tekrarı olduklarını görecekler. Ama yurtdışına çıktığınızda insanlara bunları yutturamazsınız. Onlar daha araştırmacı. Bizim kendi köklerimizden yararlanmamız lazım. Mesela Türk müzik aleti kullansınlar. Saz demiyorum -keşke elektro saz kullansalar amabaşka bir çok aletimiz var onları kullansınlar. Benim gördüğüm tehlike budur. Kendi köklerinden beslenmezlerse bir süre sonra kaybolup gidecekler.

» Peki bu ülkede rock'ın şansı yok mu?

Murat: Karadeniz'in var! Burada bir 'Teoman ekolü' var. Müzik olarak batılı ama sözleri Türkçe. Birçok rock müzik yapan çocuğun onun civarında dolaştığını söyleyebiliriz. Ama Karadeniz için farklı bir durum söz konusu. Orada altı yedi isim var ki (Kazım Koyuncu, Volkan Konak, Fuat Saka vb) o isimler bir tını oluşturmuş. Laz Tyler da bunlara yardım ediyor. Bence o da iyi bir karakter. Biraz kitch olabilir. Özgür kızdan cesaret alıp kovboy şapkası giyerek ortaya çıkıyor. (gülüşmeler). Serdar Ortaç'tan daha iyi, daha renkli bir şey. Bunlar gibi çok farklı bir şey olabilir. Mesela Ege'nin Trakya rock soundu gibi.

Levent: Trakya rock soundu süper olur. Birisi çıksa da yapsa. Bizim 'Sıpa' isimli şarkıya Trakya hardcore diyebiliriz mesela. Trakya'da bizim parçalar çalarsa Roman listelerinde kesin birinci oluruz. Onların her sene 'dana', 'kudur' adlı hitleri oluyor.