Türkiye’nin Avrupa devletleriyle yaşadığı uzlaşmazlıklar Avrupa’daki İslam karşıtı popülistlere kısa vadede koz verecektir…

Türkiye’deki referandum neden Avrupa’da karışıklık yaratıyor?

Josh Lowe

Avrupa’da 2016 yılında birçok referandum yapıldı: Hollanda, Britanya ve Macaristan’daki çelişkili oylamaların etkisi hala hissediliyor.

Fakat 2017 yılının ilkbaharında birçok Avrupa ülkesinde sorun yaratan referandum aslında Avrupa’da değil, Ortadoğu’da.

Hollanda, Almanya ve Avusturya’da, Türkiye’de gerçekleşecek referandumla ilgili diplomatik çekişmeler yaşandı. Peki, nedir sorun? Bilmemiz gerekenler kısaca şöyle:

Erdoğan ve ‘Naziler’
Geçtiğimiz haftalarda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya, Avusturya ve Hollanda hükümetlerini ‘Nazilik’le suçladı. Yaşanan çekişmelerin en sonuncusu Hollanda ile gerçekleşti ve öyle bir hal aldı ki, Erdoğan Hollanda’yı 1995 yılında yaşanan Srebrenitsa katliamını önleyememekle bile suçladı...

Sorun, Erdoğan’ın güçlerini genişletmek için Türkiye’de 16 Nisan’da gerçekleştirilecek olan referandum öncesinde Türk diyasporasının Erdoğan’a destek amaçlı yaptıkları miting planlarının bu üç ülke tarafından iptal edilmesiyle başladı.

Güvenlik endişelerini gündeme getiren Avrupa hükümetleri söz konusu mitinglerin gerginlik yaratabileceğini belirttiler. Erdoğan ise buna misilleme olarak, ‘Naziliğin bittiğini sanıyordum ama yanılmışım’ dedi.

Peki referandum ne ile ilgili?
Hazırlıkları süren halkoylamasının amacı, Türkiye’deki yönetim sistemini devlet başkanı cumhurbaşkanı olan parlamenter cumhuriyet sisteminden bir nevi Amerikan tarzı bir başkanlık sistemine dönüştürmek…
Bir dizi değişikliğin yanısıra, referandum paketi ayrıca cumhurbaşkanına kararname çıkarma, olağanüstü hal ilan etme ve bakan ile üst düzey yetkilileri atama yetkisi de verecek ve başbakanın görevlerini ise başkan yardımcısına devredecek.

Erdoğan, Türkiye’nin şuan dünyadaki en berbat savaşının yaşandığı Suriye’ye sınırı olan bir ülke olarak ve terör saldırıları tehditleriye karşı karşıya olduğu bir dönemde, söz konusu değişikliklerin Türkiye’ye güvenlik ve istikrar getireceğini savunuyor.

Ancak muhalifler ise bu değişikliklerin, gücü tamamen ele geçirme çabası olduğu görüşünde. İlk başlarda muhalif saflarda olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli, Erdoğan’ın istediği sistemin Türkiye’ye ‘tahtsız sultanlık’ getireceği husunda uyarılarda bulunmuştu.

Avrupa ile ilişkiler açısından ne anlam taşıyor?
Türkiye’nin Avrupa devletleriyle yaşadığı uzlaşmazlıklar Avrupa’daki İslam karşıtı popülistlere kısa vadede koz verecektir…

Söz konusu üç Avrupa ülkesinde kayda değer sayıda Türk yaşıyor ve bunların büyük bir çoğunluğu savaş sonrası dönemde ‘misafir işçi’ olarak bu ülkelere gelip bir daha Türkiye’ye geri dönmeyen ailelerin soyundan geliyorlar. Popülizmin yükselişte olduğu bir dönemde entegrasyon ile ilgili endişeleri görünür kılan en ufak birşey bile gerginliğin artması için yeterli olacaktır.

Türkiye bir taraftan da Hollanda’yı sadece kültürel paylaşım ve ticareti alanlarda değil askeri ve teknolojik ortaklıklar konusunda da riske atabilecek yaptırımlarla tehdit etti…

Böylesi bir söylemin gerçeklik bulması halinde Türkiye’ye karşı sadece Hollanda’dan değil diğer AB ülkelerinden de misilleme gelecektir. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg geçtiğimiz hafta salı günü sükunet çağrısı yaptı ve tüm tarafları ‘karşılıklı saygı göstererek gerginliği azaltmaya’ davet etti…

Ancak yaşanan gerginliğin AB’nin en önemli politikaları açısından uzun vadede çok daha ciddi bedelleri olabilir.

Geçen yıl Brüksel ve Ankara arasında bir anlaşma yapılmış ve Türkiye’ye Suriyeli mültecilere sığınma hakkı sağlaması karşılığında mali destek ve Türkiye vatandaşlarına da AB ülkelerinde vizesiz seyahat olanağı gündeme gelmişti…

Bu anlaşma, Avrupa’nın mevcut mülteci krizini yönetme çabaları açısından çok önemli bir yerde.

Yunanistan Merkez Bankası yöneticisi bu anlaşmanın bozulması halinde Yunanistan ekonomisinin batacağını ileri sürdü. Almanya Şansölyesi Angela Merkel ise ülkesindeki göçmen karşıtı siyasetçilerin gelecek seçimlerde güç kazanmasını engellemek için yine bu anlaşmayı dayanak olarak görüyor…

Ancak Almanya ve Türkiye arasındaki ilişkiler bu kadar hızlı bir şekilde kötüleşiyorken, bu anlaşmanın geleceği gittikçe daha da sorunlu görünüyor.

Newsweek’ten çeviren Burcu Gündoğan