Türkiye idam cezasını geri getirebilir mi?

Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla sokağa dökülen halk belli bir talebi dile getiriyor: 'İdam isteriz.'

BBC Türkçe'den Selin Girit'in haberi bu taleple ilgili cevapları gözler önüne seriyor. Habere göre, bu talep, darbe karşıtı gösterilerde yaşamını yitiren Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mustafa Varank'ın ağabeyi İlhan Varank'ın Pazar günü yapılan cenaze töreninde de yükseldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın törende yaptığı konuşma "İdam isteriz!" sloganlarıyla bölünürken, kendisinin yanıtı şöyle oldu:

"Demokrasilerde halkın talebi bir kenara konulamaz. Bu, sizlerin bir hakkıdır."

Bundan bir gün önce, Cumartesi günü, konu #idamistiyorum etiketiyle Twitter'da en çok konuşulan başlıklar arasındaydı.

İdam cezasının geri gelmesini destekleyen bir Twitter kullanıcısı, "Askerimi ve polisimi dün gece birbirine düşüren her kim ise onlar için #idamistiyorum" diyordu.

Buna karşı çıkanlar da vardı: "İdam insanlık suçudur. İsteyecek başka şey bulamadınız mı?"

Bıçak sırtı ilişkiler

Türkiye, Avrupa Birliği'yle (AB) yapılan üyelik müzakereleri çerçevesinde gerekli görülen reformlar kapsamında 2004 yılında idam cezasını anayasadan tamamen çıkarmıştı.

1984'ten beri de fiilen idam cezası uygulanmıyordu

Geri getirilmesi yönündeki tartışmalara AB'den yanıt gelmekte gecikmedi.

AB Dış Politika Şefi Federica Mogherini, Türk hükümetini anayasal düzeni bozacak adımlar atmaması konusunda uyardı ve yasalarında idam cezası olan bir ülkenin AB'ye üye olamayacağını söyledi.

Brüksel'de AB Dışişleri Bakanları'nın yaptığı toplantının ardından açıklamalarda bulunan Mogherini, Türkiye'nin AB üyeliği yolunda yürümeye devam etmek isteyip istemediğine kendisinin karar vereceğini ifade etti.

Benzeri mesajlar AB üyesi ülkelerden de yükseldi: Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz idam cezasının geri getirilmesinin kabul edilemez olduğunu söylerken, Alman hükümet sözcüsü Steffen Seibert de böylesi bir adımın Türkiye'nin AB müzakerelerinin sonu anlamına geleceğini savundu.

AB'nin Ankara üzerinde ne kadar etkisi var?

Başbakan Binali Yıldırım ise geri adım atmadı, "Vatandaşlarımızın isteği bizim için emirdir. Ancak olayın sıcaklığı içerisinde aceleci karar veremeyiz," diye konuştu.

Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Doç. Dr. Gün Kut, AB'den gelen açıklamaların Ankara üzerinde bir etkisi olmayacağı görüşünde.

Kut, "AB'yle ilişkiler zaten bıçak sırtında yürüyordu. Türkiye'nin AB'nin herhangi bir talebine taviz olarak görülebilecek bir karşılık vermesi çok mümkün değil. Zaten AB'nin Türkiye üzerinde bir kaldıraç gücü de kalmadı," diyor.

Kut, buna karşın, Türkiye'nin idam cezasını geri getirmesi ihtimalinin ise düşük olduğunu savunuyor.

"AB'den gelen açıklamaların Türkiye'nin kararını etkileyeceğini düşünmüyorum. Ama 'Türkiye idam cezasını geri getirmeye karar verir mi?' diye sorarsanız, onu da sanmıyorum," diye konuşuyor.

'Türkiye bunu göze almamalı'

Türkiye, 1954 yılında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS) imza atmıştı. Sözleşmenin barış zamanında idam cezasının kaldırılmasını öngören 6. Protokolü'nü ise 2003 tarihinde imzalamıştı.

Tüm koşullarda idam cezasının kalkmasını öngören 13. Protokol ise ertesi yıl onaylanmış, 2004 yılında idam cezası tümüyle Türkiye hukukundan çıkarılmıştı.

Türkiye ayrıca Avrupa Konseyi'nin de kurucu üyeleri arasında ve örgütün şu anki 47 üyesinden hiçbirinin yasalarında idam cezasına yer verilmiyor.

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Kürsüsü Başkanı Prof. İbrahim Kaboğlu, "Türkiye şimdiye dek onaylamış olduğu protokolleri geri almadı. Ülke savaş durumunda olmadığına, darbe girişimi de atlatıldığına göre şimdi böyle bir adım atılmasını haklı kılacak bir gerekçe öne sürülmesi zor" diyor.