ABD’nin Suriye’de PYD/YPG ile ittifakından Rusya ve İran’ın da hoşnut olmaması Türkiye’nin İdlib’e yönelik planlarına bu iki ülkenin onay vermesine yol açan bir gelişme

Türkiye, muhaliflerin son kalesinin düşmesine izin vermeyecek: Dengeler değişti İdlib’e yol göründü

MUSTAFA K. ERDEMOL kemalerdemol@yahoo.co.uk

Türkiye destekli Suriye muhalifi Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) Suriye’nin Türkiye sınırındaki İdlib’e operasyonu başladı. Kimi iddialara göre TSK da İdlib’e girmiş bulunuyor. Türkiye’nin uzun zamandan beri muhaliflerin kalesi olan İdlib’e girme niyetinde olduğu ama bunu gerçekleştirmek için uygun zamanı beklediği biliniyordu. Bu “uygun zaman”ın geldiği anlaşılıyor.

İdlib’in ne kadar önemli olduğunu belirtmneye gerek yok. Halep’in yeniden Suriye yönetiminin denetimine girmesinden sonra İdlib Türkiye için çok daha önemli hale geldi. Suriye’nin tüm kuzeyinde PYD/YPG’nin etkin olduğunu hatırlatarak belirtelim, Suriye ordusunun İdlib’e yapacağı operasyonların önü, PYD/YPG’yi korumak için ABD tarafından kesildi, buna Türkiye’nin bir itirazı olmamıştı. Çünkü Türkiye İdlib’in PYD/YPG’nin olduğu kadar Suriye yönetiminin eline geçmesini de istiyor değildi.

Şimdi ne değişti?
Türkiye’nin Suriye’ye geçmesine izin verdiği ya da göz yumduğu cihatçı muhalif gruplardan Ahrarur Şam İdlib’de bir hayli güçlü durumda. Özellikle Heyet Tahrir Şam’ın (eski El Nusra Cephesi) son zamanlarda ABD tarafından dolaylı olarak destek görmesi üzerine Türkiye’nin Ahrarur Şam’a daha fazla destek olduğu da biliniyor. Ahrarur Şam ile Heyet Tahrir Şam İdlib’de uzun zamandır çatışıyorlar. Bu durumda, Türkiye PYD/YPG ile yine ABD tarafından dolaylı olarak desteklenen Heyet Tahrir Şam’ın İdlib’de etkili olmasını istemiyor.

Ancak Türkiye bu durumu orada başta Ahrarur Şam olmak üzere desteklediği cihatçı muhalif gruplar lehine çevirmek amacıyla, İran ve Rusya’nın karşı çıkacağını bildiği için, İdlib’e yönelik tek başına bir operasyona, planlasa bile, kalkışmadı. Ancak, PYD/YPG’nin ABD desteği ile İdlib’e yönelmesi dengeleri değiştirdi. ABD- PYD/YPG ittifakından Rusya ve İran’ın da hoşnut olmaması Türkiye’nin İdlib’e yönelik planlarına bu iki ülkenin onay vermesine yol açtı. Bunun Suriye’nin de istediği bir gelişme olduğu saklanamaz.

Ahrarur Şam’ın ideolojisinde yumuşamaya gidip batı tarafından kabul edilebilecek bir çizgiye gelmesinde Türkiye’nin etkili olduğu, Türkiye’nin bu nedenle hem El Nusra’ya, hem de Suriye yönetimine karşı İdlib’de Ahrarur Şam’ın olmasını tercih ettiği sır değil. Ancak PYD/YPG ilerlemesi karşısında İdlib’in muhaliflerin elinde tutulması “aciliyeti” Türkiye’yi harekete geçmeye zorladı. Şam da İdlib’in ABD destekli PYD/YPG’nin denetimine geçmektense, Rusya ve İran tarafından saf dışı edilecek “muhaliflerin” elinde kalmasına razı olmuş görünüyor. Türkiye için önemli olan İdlib’de bir Kürt gücünün bulunmaması.

Yeni kurulan “ordu”
Astana görüşmelerini anımsamakta yarar var. Astana gömrüşmelerine katılan cihatçı muhalif gruplar ÖSO’yu pasif bularak yeni “ordu” kurulması konusunda anlaşmışlardı. ÖSO’yu eğitmekle beraber tam denetimi altına alamayan Türkiye, bu yeni “ordu”ya da destek veriyor. Bu “ordu”nun İdlib’de El Kaide çizgisindeki Heyet Tahrir Şam’ın etkisini kıracağı düşünülüyor.

Özetle; ABD destekli PYD/YPG güçlerinin İdlib’e ilerleme planları Türkiye’yi harekete geçirdi. Bunda Rusya ile İran’ın Türkiye’ye destek ya da onay vermediği düşünülemez. Yani Rusya ile İran da, şimdilik, İdlib’in Kürtler dışındaki muhaliflerin elinde kalmasına razı olmuş görünüyorlar. Suriye ordusunun İdlib’i kurtarmak için attığı/atacağı her adım ABD tarafından engellendi/engelleniyor. Rusya ile İran bölgede ABD ile açık savaşa girecek durumda değiller. Bu nedenle Türkiye’nin İdlib’e yönelik, “İdlib’in cihatçı muhaliflerin elinde kalması” operasyonunun yanındalar.

Rusya, İran ve Suriye, bu operasyonda Türkiye’ye herhalde Şam’la koordineli olmak gerektiğini mutlaka anımsatmışlardır. Türkiye’nin bu uyarıyı dikkate aldığını da yakında göreceğiz.

ABD’nin, Türkiye’nin operasyonuna destek vermesi ne peki? Ne olacak, bu sadece ‘görüntü’.