NATO zirvesinin ardından Türkiye-AB ilişkilerinin geleceğine dair oluşan havanın somut yansımaları için başta Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve vize serbestisi olmak üzere birçok konu, yaz sonunda ele alınmayı bekliyor. En önemli gündem maddelerinden vize serbestisi konusunda ise adım beklenmiyor.

Kaynak: AA
Türkiye'nin AB üyeliği süreci: 9 alanda ele alınıyor, vize serbestisi için adım beklenmiyor
Fotoğraf: AA

Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerin yeni dönemde yenilenen “tam üyelik” perspektifiyle yürütülmesini beklerken; ilişkileri güçlendirme isteğini beyan eden AB, mevcut farklılıkların giderilmesine, Kopenhag siyasi konularında ilerleme ve ortak çıkarların artırılmasına odaklanılacağı mesajını veriyor.

Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta temmuzda düzenlenen NATO Zirvesi'nin ve Türkiye'yi de içeren konuların görüşüldüğü AB Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ardından karşılıklı güvenin uzun süredir düşük olduğu Ankara-Brüksel hattında Türkiye-AB ajandasında sonbaharda ele alınmak üzere not edilen başlıklar derlendi.

AB-Türkiye ilişkileri katılım müzakereleri; yüksek düzeyli diyalog toplantıları, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, vize serbestisi, terörle mücadele, güvenlik ve savunma, göç, mali işbirliği, iletişim olmak üzere 9 alanda ele alınıyor.

AB liderleri, çalışmalara yaz dönemi arası vermeden önce bir araya geldiği son toplantıda, Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması konusundaki istekli olduklarını aktararak, Türkiye ile ilişkilerde seçimin sonuçları ışığında değerlendirme yapılmasını istedi.

29-30 Haziran'da düzenlenen söz konusu zirvenin sonuç bildirisinde, "AB Konseyi, Türkiye'de yapılan son seçimlerin ışığında, AB Yüksek Temsilcisi ve AB Komisyonunu, AB Konseyi'nce belirlenen araç ve seçeneklere dayanarak, stratejik ve ileriye dönük şekilde ilerlemek amacıyla AB-Türkiye ilişkilerinin gidişatına ilişkin bir rapor sunmaya davet ediyor" ifadesi yer almıştı.

AB ülkelerinin dışişleri bakanları, 20 Temmuz'daki son toplantılarında, Türkiye'yi Mart 2021'den bu yana ilk kez resmi olarak gündemlerine aldı.

HAZIRLANACAK RAPOR ÖNEM TAŞIYOR

AB Yüksek Temsilcisi Borrell, toplantı bitiminde bakanların Türkiye ile görüş alışverişinin hazırlanacak rapora yansıtılacağını aktararak, Türkiye ile AB arasında daha güçlü ilişki geliştirilmesinde karşılıklı çıkar bulunduğunu, özellikle Doğu Akdeniz'de gerginliğin kalıcı şekilde azaltılması ve Kıbrıs meselesinin çözülmesinin AB'nin Türkiye ile çalışmasında "kilit önem" taşıyacağını vurguladı.

Borrell, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve vize serbestisi konularında, AB'nin Türkiye'den beklentilerinin sorulması üzerine şunları söylemişti:

"Mesele; sadece AB'nin Türkiye'den ne beklediği değil mesele, aynı zamanda Türkiye'nin AB'den beklentileri. Bu, çift taraflı bir mesele. Masada birçok konu var. Türkiye, Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesini istediğini söyledi. Bir de vize serbestliği var. Bunlar Türkiye'nin yakın gelecekte gündeme getirmek istediği iki önemli konu. Biz, Doğu Akdeniz'de gerginliğin kalıcı şekilde düşmesini umut ediyoruz. Ayrıca daha önce BM tarafından kabul edilen anlaşmalar uyarınca Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması için ciddi çabalar bulunuyor."

YENİ DÖNEMDEN BEKLENTİLER

AB açısından Türkiye ile ilişkilerinin kısa ve orta vadedeki gidişatı için AB Konseyi'nin Komisyon ve Yüksek Temsilci Borrell'den istediği raporun değerlendirmeleri önem arz ediyor.

Raporun, yaz dönemi arasının ardından sonbaharda hazırlanması, ekim veya aralıkta yapılacak AB zirvesinde sunulması bekleniyor.

Brüksel'de bir yandan özellikle Ukrayna’daki savaştan sonra Türkiye'nin Avrupa'da en etkili ülkelerden biri olduğu düşüncesi hakim. Diğer yandan da Türkiye'nin Birliğe üyelik için Kopenhag siyasi kriterleri bağlamında ve AB müktesebatına, politika ve açıklamalarına uyum konusunda büyük adımlar atmayacağına dair kanı mevcut.

Bu nedenle söz konusu rapor, ilişkilerin gidişatında rol oynayacak olsa dahi AB'nin Türkiye’nin özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı, Kıbrıs meselesi ve Kopenhag siyasi kriterleri bağlamında atacağı adımları izlemeyi tercih etmesi muhtemel görünüyor.

VİZE SERBESTİSİNDE ADIM BEKLENMİYOR

2015-2016'daki sığınmacı krizi nedeniyle Türkiye ile AB arasındaki ilişkiler, bir süre ivme kazanmış, bu dönem yapılan zirvelerde, "vize serbestisi" de önemli maddelerden biri olarak gündeme gelmişti.

Türkiye, o dönem vize serbestisi için AB'nin koştuğu 72 şarttan 66’sını hayata geçirmişti.

Karşılanmayan 6 kriter, “terörle mücadele yasasının ve ceza yasasının gözden geçirilmesi, kişisel verilerin korunması kanunun ve kurumunun AB standartlarına uygun olması, tüm üye ülkelerle adli işbirliği anlaşmasının yapılması, geri kabul anlaşmasından doğan yükümlülüklerin tümüyle yerine getirilmesi, EUROPOL ile operasyonel işbirliği anlaşmasının imzalanması, Avrupa Konseyi’nin GRECO tavsiyelerini yerine getiren yasaların onaylanmasını” içeriyor.

Vize serbestisi sağlanması için Türkiye’nin geri kalan 6 kriteri de tamamlaması gerekiyor. Aksi halde AB'den bu yönde bir adım atılması mümkün görünmüyor.

Gümrük Birliği için Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile ilişkiler belirleyici olabilir

AB ile ilişkilerde bir diğer alan 1996'da yürürlüğe giren Gümrük Birliği Anlaşması'nın güncellenmesini kapsıyor.

AB, Türkiye ile sanayi ürünleri ticaretinde gümrük vergileri, miktar kısıtlamaları ve eş etkili tedbirleri kaldıran, üçüncü ülkelere ortak gümrük tarifesi uygulanmasını öngören anlaşmayı yenilemekten kaçınıyor.

Gümrük Birliği, iki tarafa da ekonomik faydalarının yanı sıra "dijital ve yeşil dönüşüm" açısından zorunlu hale gelmişken; AB'nin Cumhurbaşkanlığı Seçimleri'nden önce "taviz" olarak algılanmaması nedeniyle anlaşmayı yenilemeye yanaşmadığı tahmin ediliyordu.

Şimdi ise buna yaklaşmasında yine siyasi faktörler, başta Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile ilişkilerin belirleyici olacağı öngörülüyor.

AB TARAFINDAN YÜRÜTÜLEN PROGRAMLARA DAHA FAZLA KATILIM BEKLENTİSİ

Türkiye'nin bir diğer beklentisi de AB tarafından yürütülen Ufuk Avrupa, Avrupa Dayanışma Programı (ESC), Erasmus+gibi programlardan daha fazlasına katılım sağlamak.

Türkiye, 2014-2020 döneminde, AB'nin 8 program ve ajansına katılırken; 2021-2027 döneminde bu sayının 13 olmasını hedefliyor.

Öte yandan İPA fonlarının azaltılması, AB'nin programlarına katılımı zorlaştırdığı için Türkiye, fonların eski düzeyine çekilmesini bekliyor.

SURİYE'YE DÖNÜŞLERLE İLGİLİ İŞBİRLİĞİ ÇAĞRISI

Türkiye'nin bir diğer beklentisi de AB'nin 2016'da yapılan 18 Mart Mutabakatı'ndan kaynaklanan yükümlülüklerinden biri olan Suriye'ye dönüşlerle ilgili işbirliği.

Türkiye, yeni dönemde, AB'den Suriye'ye dönüşlerin sağlanması için kendi çabalarına paralel şekilde çalışmasını bekliyor.