WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) Türkiye temsilciliğ, Hidro Elektrik Sanrallar ile ilgili hazırladığı raporda; Doğu Karadeniz’den, Çoruh’a

WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) Türkiye temsilciliğ, Hidro Elektrik Sanrallar ile ilgili hazırladığı raporda; Doğu Karadeniz’den, Çoruh’a, Küre’den Köyceğiz’e ve Erzurum-Aksu’ya kadar ülkemizin neredeyse bütün akarsularında planlanan ve inşaat halinde olan yüzlerce hidroelektrik santral birçok soruyu ve sorunu da beraberinde getirdiğini ortaya koydu. WWF-Türkiye, Türkiye’nin dört bir yanını saran hidroelektrik santraller furyasının ekolojik etkileri incelenmeden hayata geçirilen yatırımlar olduğunu, günübirlik ve kısa vadeli çıkarlar uğruna can damarlarımız olan sulak alanlarımızı tehdit ettiğine işaret etti.
DÜNYANIN KABUL ETTİĞİ 7 İLKE
WWF-Türkiye, tüm HES projelerinde Dünya Barajlar Komisyonu tarafından su altyapı projelerinin karar alma süreçlerinde uygulanmak üzere geliştirilen yedi stratejik ilkesinin göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtildi. Yapılan açıklamada"Toplumsal kabul görme, alternatiflerin kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi; mevcut barajların göz önüne alınması; nehirlerin ve sağladıkları geçim kaynaklarının sürdürülebilmesi; tanınmış hakların kabul edilmesi ve faydaların paylaşımı; kurallara uygunluğun sağlanması; nehirleri barış, kalkınma ve güvenlik için paylaşma olarak sıralan bu yedi ilkenin hemen hemen hiçbirisinin ülkemizdeki yatırımlarda göz önüne alınmadığı görülüyor." Son 40 yılda ülkemizdeki sulak alanların yarısından fazlasının sürdürülebilir olmayan politika ve su altyapı projeleri sonucunda kaybedildiğini vugulayan WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak, “Ülkemizin dört bir yanından HESlere karşı tepkiler yükseliyor. İlgili kurumlar; bu tepkileri duymak, anlamak ve projeleri ekonomik, çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde gözden geçirmek durumundadır,” dedi.

Çevre politikalarının mağdurları, ‘yeni su politikası’ çağrısı yapıyor
İktidarın doğal yaşamı korumaktan çok ‘verim elde etmek’ için ısrarcı olduğu Hidro Elektrik Santraller (HES), ve baraj projelerine karşı çevre mücadelesi veren kuruluşlar, bu tür doğa düşmanı projelerin tüm Türkiye’yi ilgilendirmesi ve etkilemesine rağmen, sırf yöre halkının sıkıntısı gibi algılanmasından şikayetçi. Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde 12 Ocak’ta saat 11.00’de basınt toplantısı yapacak olan; Yusufeli Koruma ve Yaşatma Girişimi, Çoruh Havzası, Aksu Koruma ve Yaşatma Derneği, Munzur Koruma Kurulu, Munzur Vadisi ve Doğal Yaşamı Koruma Derneği, Cilo Doğa Derneği, Cizre Girişimi, Allianoi Girişim Grubu, Kayy-Der, Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi, yeni bir su politikası çağrılarını ve hükümete taleplerini iletecekler.
ÇEVRECİ BİR SU POLİTİKASI
Ülkedeki ‘yanlış su politikalarını’ derhal değiştirip yeni demokratik-ekolojik su politikaları oluşturması için sularımız üzerinde şu an uyguladığı ve adeta birer ‘yok etme’, ‘insansızlaştırma’, ‘tahrip etme’ uygulamasına bürünen bu hoyrat ve yanlış projelerden derhal
vazgeçmesi gerektiğine işaret eden çevreci oluşumların yaptığı açıklamada, şunlara değiniliyor:
"Konu ile ilgili yıllardır edindiğimiz bilgi ve tecrübeleri birleştirerek, ülke çapındaki baraj ve HES projeleri mağdur kampanyaları olarak, bir ‘’Su Dosyası’ hazırladık. Bu dosya ışığında konusuyla bağlantılı temel sorunlarımız asal yönleriyle ele alınmış olup, aynı zamanda tek tek yörelerin baraj ve HES uygulaması sonucunda maruz kaldığı uygulamalar da kısaca dosyada toplanmıştır. Su dosyasımızda, sözkonusu projelerle alakalı sorunları aşmak amaçlı, halkımız ve doğamızı dikkate alan yeni bir çerçeve hazırladık. Çerçevenin özü su kaynakları konusunda alınacak karar yetkisinin yerele (halka) devridir."