Meslek örgütleri, sendika ve ilgili derneklerin oluşturduğu "Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu" kamuoyuna duyuruldu. Sağlıklı ve başarılı bir nesil için devlet okullarında ücretsiz beslenme birincil öncelikli mesele olarak ele alınması gerektiğini kaydeden koalisyon, "Gelin hep birlikte çocuklarımızın geleceğine sahip çıkalım, yapılan çalışmaların takipçisi olalım ve birlikte çözüm üretelim" diyor.

Kaynak: Haber Merkezi
Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu kuruldu: Herkesi birlikte ses olmaya çağırıyoruz

Öğrenci Veli Derneği (VELİ-DER), Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM-SEN), Türk Tabipleri Birliği (TTB), TMMOB Gıda Mühendisleri Odası, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı (BAYETAV), Derin Yoksulluk Ağı ve Eğitimciler Derneği (EĞİT-DER) tarafından Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu oluşturuldu.

Bugün, kamuoyuna duyurulan koalisyon tarafından yapılan ortak açıklamada, çocukların sağlığı ve geleceği üzerinde ciddi ve kalıcı olumsuz etkilere neden olan beslenme yetersizliği sorununun çözülmesinin sağlıklı ve başarılı bir neslin yetişmesi için şart olduğuna vurgu yapıldı.

Türkiye'nin 37 OECD ülkesi arasında yüzde 19,2 ile, son 30 günde haftada en az bir kez yiyecek parası olmadığı için yemek yiyemeyen öğrenci oranının en yüksek olduğu ülke olduğuna vurgu yapılan açıklamada, "Başta siyasi iktidar olmak üzere tüm bileşenler, yetersiz beslenme ile mücadelede sorumluluk almalı ve devlet okullarında ücretsiz beslenme birincil öncelikli mesele olarak görülmelidir" denildi. 

Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu adına Öğrenci Veli Derneği Başkanı Ömer Yılmaz tarafından yapılan ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Ülkemizde çocukların sağlığı ve geleceği üzerinde ciddi ve kalıcı olumsuz etkilere neden olan beslenme yetersizliği sorununun çözülmesi, sağlıklı ve başarılı bir neslin yetişmesi için elzemdir. Her çocuğun temel hakkı olan sağlıklı beslenme başta siyasi iktidar olmak üzere ilgili kamu kurumlarının sorumluluğundadır. Okul yemeği programları yoluyla okul çağındaki çocuklara ücretsiz gıda ve beslenme desteğinin kamu kurumlarının politika önceliği olması son derece ivedidir. Ancak uygulanan politikalara bakıldığında okul yemeği programlarının kamu gündeminin dışında bırakıldığı aşikârdır.

Ücretsiz okul yemeği; salgın sonrasında her geçen gün artan yoksulluk ve geçtiğimiz yıl yaşanan deprem felaketiyle birlikte ülkemizin en temel, en acil gündemlerinden biri haline gelmiş durumdadır. Okul yemeği tüm öğrenciler için tartışmasız en temel hak iken ve okul yemeği uygulamasının genişleyerek süreceği açıklamalarına rağmen gerekli adımlar atılmamış; verilen sözler tutulmamıştır.

"TABLO PISA VERİLERİNDEN DAHA DERİN"

Şubat 2023’te başlatılan anaokullarına besin desteği hizmetinin dahi ekonomik koşullar gerekçe gösterilerek deprem bölgesi haricinde geri çekildiği görülmektedir. Öte yandan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yayınlanan 160 sayfalık “Türkiye Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2023-2028)” belgesinde okul çağındaki çocuklara ücretsiz gıda ve beslenme desteği yapılacağına dair bir ifade yer almamaktadır. Verilen sözler yerine getirilmediği gibi Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin “… okul öncesi eğitim kurumlarında çocukların okulda geçirdikleri süredeki temel ihtiyaçlarını, öz bakım süreçlerini ve eğitim programının uygulanmasını desteklemek amacıyla katkı payı alır” maddesi ile eğitim; okul öncesi ve tüm kademelerdeki öğrenciler için yemekten, eğitim materyallerine kadar paralı hale getirilmiş durumdadır.

Açıklanan her veri ve son açıklanan PISA 2022 raporu artık nitelikli eğitimi, eğitimde eşitliği dahi konuşamadığımızın açık kanıtıdır. Üç yılda bir yapılan ve 15 yaşındaki öğrencilerin okuma, matematik ve fen alanlarındaki becerilerini ölçen PISA kapsamında öğrenciler, öğretmenler, okul yöneticileri ve velilere anketler uygulanmaktadır. Ankette öğrencilere sorulan sorulardan biri de “Geçen 30 günde yiyecek alacak paranız olmadığı için kaç kere yemek yiyemediniz?” sorusuydu. Bu soruya verilen yanıtlar ülkemizde en az 5 öğrenciden birinin haftada en az bir kere parası olmadığı için yemek yiyemediğini ortaya çıkardı. 

Türkiye 37 OECD ülkesi arasında yüzde 19,2 ile, son 30 günde haftada en az bir kez yiyecek parası olmadığı için yemek yiyemeyen öğrenci oranının en yüksek olduğu ülke oldu. Geçmiş yıllardaki LGS verilerine göre sosyo-ekonomik durumu düşük ebeveynlerin çocuklarının büyük çoğunluğu meslek liseleri ve imam hatip liselerinde iken sosyo-ekonomik durumu daha yüksek ebeveynlerin çocukları fen ve Anadolu liselerinde öğrenim görmektedir. Çoğunluğunu fen ve Anadolu lisesi öğrencilerinin oluşturduğu PISA anketinde dahi en az beş çocuktan biri açlığı yaşıyorsa diğer okul türleri ve okulların tamamı açısından gerçek tablonun daha vahim olduğu aşikârdır.

"NEDEN YOKSULLUK SONUÇ OKUL TERKİ"

MEB’in örgün eğitim verileri bile okul terklerinin ülke tarihinde görülmemiş boyutlara ulaştığını göstermektedir. Aynı zamanda TÜİK 2022 verilerine göre üç çocuktan biri (yüzde 35,3)  ciddi maddi yoksulluk, yetersiz beslenme sorunu ile karşı karşıyadır. Okul terklerinin bu maddi yoksulluktan kaynaklandığı açıktır, diğer bir deyişle neden yoksulluk sonuç okul terkidir.

Yetersiz beslenme, çocukların fiziksel gelişimini, okul için hazır bulunuşluğunu, akademik başarısını ve okula devamını da etkilemektedir. Dünyada bu sorunların çözümü için en etkili ve en yaygın şekilde kullanılan müdahale programı okul çocuklarına ücretsiz beslenme desteği sunan kamusal okul yemeği programlarıdır. Bu programlar başta kız çocukları ve özel eğitim gereksinimi olan çocuklar olmak üzere dezavantajlı tüm öğrencilerin eğitimde fırsat eşitliğini ve derslere devamlı katılımını sağlayan bir işleve sahiptir.

"ÇOCUKLAR OKULDA AÇ KALMAMALI"

Okul yemeği programlarının uygulandığı ülkelerde, bu programın çocuk yoksulluğuna, okul terki ve devamsızlığın azaltılmasına, akademik başarının artırılmasına, cinsiyetten kaynaklı ayrımcılığın, eşitsizliğin ortadan kaldırılmasına etkisi, ulusal ve uluslararası kurumların yaptığı çalışmalarla ortaya konmuştur. Dolayısıyla, ‘çocuklara ücretsiz okul yemeği’ neden sunulmalı sorusunun bilimsel ve gözlemsel verilere bakarak cevabı çok net olmasının yanı sıra, okul yemeği programlarının uygulanmaması durumunda çocuklarımızın fiziksel, psikolojik ve bilişsel yetilerinin olumsuz etkileneceği de bir o kadar net bir gerçektir.

Bir gıda krizi içinde olduğumuz, toplumun geniş kesimlerinin sağlıklı beslenme açısından ciddi sorunlar yaşadığı ve bu sorunun mevcut şartlar bu şekilde devam ederse daha da kötüye gideceği bilinmelidir. Gıda krizi çocukların sağlıklı büyüme ve gelişme hakkının bir ihlali olarak görülmelidir. Açlık, gizli açlık, yoksulluk, güvencesizlik çocukların eğitim görmesine engel olmamalı. Çocuklar okulda aç kalmamalı. Eğitim kurumları çocuklara eğitim ve sağlıklı beslenme imkânını bir arada sunmalı. Çocuklara iyi bir hayat sağlamak siyasal iktidar, muhalefet ve tüm toplumsal kurumlar için kamusal bir görevdir; ancak her yurttaş için de ahlaki bir sorumluluktur.

"KAMUSAL DESTEK-DAYANIŞMA PROGRAMI ACİLEN UYGULAMAYA KONULMALI"

Türkiye’nin de 27 Ocak 1995’te onayladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nde de belirtildiği üzere; 'taraf devletler, her çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaksal ve toplumsal gelişmesini sağlayacak yeterli bir hayat seviyesine hakkı olduğunu kabul eder. Ulusal durumlarına göre ve olanakları ölçüsünde ebeveynlerine ve çocuğun bakımını üstlenen diğer kişilere, çocuğun bu hakkının uygulanmasında yardımcı olmak amacıyla gerekli önlemleri alır ve gereksinimi olduğu takdirde özellikle beslenme, giyim ve barınma konularında maddi yardım ve destek programları uygularlar' (Madde 27/3). Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmenin ilişkin maddesine dayanarak tüm kademelerdeki okullarda eğitim gören tüm çocuklarımıza ayrım yapılmaksızın ücretsiz nitelikli bir öğün yemek ve okulda geçirdikleri süre boyunca temiz içme suyu temininin sosyal devletin görevi olduğunu hatırlatıyor ve çocuklarımız başta olmak üzere yoksullukla ilişkili olarak yetersiz beslenme ve açlık sorunu yaşayan kesimlere yönelik bir ‘kamusal destek-dayanışma programı’ acilen uygulamaya konulmalıdır diyoruz.

Başta siyasi iktidar olmak üzere tüm bileşenler, yetersiz beslenme ile mücadelede sorumluluk almalı ve devlet okullarında ücretsiz beslenme birincil öncelikli mesele olarak görülmelidir. Ekonomik krizin derinleştiği bu dönemde ‘’Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu’’ olarak son derece önemli olan bu meselenin çözümüne katkı sunmak isteyen kurum ve kişilere çağrımızdır: Gelin hep birlikte çocuklarımızın geleceğine sahip çıkalım, yapılan çalışmaların takipçisi olalım ve birlikte çözüm üretelim."