Tutsaklar için özgürlük talebi
TUAD (Tutuklu Aileleri ile Dayanışma Derneği), TUYAB (Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Birliği) ve İHD (İnsan Hakları Derneği) İstanbul Şubesi üyeleri, cezaevlerinde bulunan tutuklulara karşı uygulanan politikaları protesto etmek amacıyla dün İstanbul Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi.
BURCU BİNGÖL
TUAD (Tutuklu Aileleri ile Dayanışma Derneği), TUYAB (Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Birliği) ve İHD (İnsan Hakları Derneği) İstanbul Şubesi üyeleri, cezaevlerinde bulunan tutuklulara karşı uygulanan politikaları protesto etmek amacıyla dün İstanbul Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi.
Grup adına basın açıklaması yapan Avukat Mahmut Taşçı, AKP hükümetinin 9 yıllık iktidarı boyunca çözüm üretmek yerine kendisine muhalif olan kesimlere karşı tasfiye, sindirme ve yok etme politikalarını açıkça uyguladığını belirtti. Taşçı; cezaevlerinde bulunan hükümete muhalif binlerce politik tutuklunun tecritten hak ihlallerine varan işkenceye maruz kaldıklarını söyledi. Politik tutsakların en ufak hak taleplerinin; sürgün sevki, ziyaret yasağı, iletişim yasağı, hücreye koyma, havalandırmaya çıkarmama, basın ve yayın takibinden men gibi uygulamalarla cezalandırıldığına değinen Taşçı, buradaki amacın tutsakları yalnızlaştırmak olduğunu belirtti.
Yaşamları devlet güvencesi ve sorumluluğu altında olan yüzlerce cezaevi tutsağının ölümcül derecede hasta olmasına rağmen tedavi edilmediğine dikkat çeken Taşçı; tutukluların adeta ölüme mahkûm edildiğini dile getirdi.
Sincan Cezaevi'nde bulunan siyasi tutuklu Halil Gündoğan'ın yazdığı kitabın sakıncalı görülerek yakıldığını hatırlatan Taşçı, “politik mahpuslar üzerindeki baskının amacının cezaevlerindeki muhaliflerin düşüncelerini, sosyal ve siyasal alandaki çalışmalarını esir almaya yönelik olduğunu” düşündüklerini belirtti.
Cezaevlerinde uygulanan politikaları, dışarıda muhalif güçlere karşı uygulanan poltikalardan bağımsız görmediklerini vurgulayan Taşçı; “Toplumdaki bu gerginliğin sona erdirilmesinde, demokrasinin geliştirilmesinde, iç barışın sağlanmasında herkesin kendi rolünü oynamasını, diyalog yoluyla sorunların çözülmesini istiyoruz” diye konuştu.
Basın açıklamasının ardından; “İçeride, dışarıda hücreleri parçala”, “Hücreleri boşaltalım barışı konuşalım” sloganları atan grup eylemi sonlandırdı.
Kaybolan evlatlarını aramayı sürdürüyorlar...
337'inci kez İstanbul Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelen kayıp yakınları bu hafta 1994 yılında gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin'in akıbetini sordu. 1994 yılında Ankara'daki evinden terörle mücadele ekiplerince gözaltına alınan Bilgin'den o günden beri haber alınamıyor. Burcu Bingöl
ANKARA- Cumartesi Anneleri ve Barış Anneleri bu kez 12 Eylül’ün 31. yıldönümünde Ankara Yüksel Caddesi’nde buluştu. Kayıplarını ve barış çağrılarını bu defa Ankaralılara duyurmak için basın açıklaması gerçekleştirdiler. Devrimci 78’liler Federasyonu, İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi, Barış Anneleri ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa düzenledikleri ve İHD Ankara Şube Başkanı Gökçe Otlu’nun ortak basın açıklamasını okuduğu eylemde “Kayıplar bize sesleniyor, susma sustukça sıra sana gelecek, kaybedenler kaybedecek” pankartı açıldı. Esra Koçak
TUAD (Tutuklu Aileleri ile Dayanışma Derneği), TUYAB (Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Birliği) ve İHD (İnsan Hakları Derneği) İstanbul Şubesi üyeleri, cezaevlerinde bulunan tutuklulara karşı uygulanan politikaları protesto etmek amacıyla dün İstanbul Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi.
Grup adına basın açıklaması yapan Avukat Mahmut Taşçı, AKP hükümetinin 9 yıllık iktidarı boyunca çözüm üretmek yerine kendisine muhalif olan kesimlere karşı tasfiye, sindirme ve yok etme politikalarını açıkça uyguladığını belirtti. Taşçı; cezaevlerinde bulunan hükümete muhalif binlerce politik tutuklunun tecritten hak ihlallerine varan işkenceye maruz kaldıklarını söyledi. Politik tutsakların en ufak hak taleplerinin; sürgün sevki, ziyaret yasağı, iletişim yasağı, hücreye koyma, havalandırmaya çıkarmama, basın ve yayın takibinden men gibi uygulamalarla cezalandırıldığına değinen Taşçı, buradaki amacın tutsakları yalnızlaştırmak olduğunu belirtti.
Yaşamları devlet güvencesi ve sorumluluğu altında olan yüzlerce cezaevi tutsağının ölümcül derecede hasta olmasına rağmen tedavi edilmediğine dikkat çeken Taşçı; tutukluların adeta ölüme mahkûm edildiğini dile getirdi.
Sincan Cezaevi'nde bulunan siyasi tutuklu Halil Gündoğan'ın yazdığı kitabın sakıncalı görülerek yakıldığını hatırlatan Taşçı, “politik mahpuslar üzerindeki baskının amacının cezaevlerindeki muhaliflerin düşüncelerini, sosyal ve siyasal alandaki çalışmalarını esir almaya yönelik olduğunu” düşündüklerini belirtti.
Cezaevlerinde uygulanan politikaları, dışarıda muhalif güçlere karşı uygulanan poltikalardan bağımsız görmediklerini vurgulayan Taşçı; “Toplumdaki bu gerginliğin sona erdirilmesinde, demokrasinin geliştirilmesinde, iç barışın sağlanmasında herkesin kendi rolünü oynamasını, diyalog yoluyla sorunların çözülmesini istiyoruz” diye konuştu.
Basın açıklamasının ardından; “İçeride, dışarıda hücreleri parçala”, “Hücreleri boşaltalım barışı konuşalım” sloganları atan grup eylemi sonlandırdı.
Kaybolan evlatlarını aramayı sürdürüyorlar...
337'inci kez İstanbul Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelen kayıp yakınları bu hafta 1994 yılında gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin'in akıbetini sordu. 1994 yılında Ankara'daki evinden terörle mücadele ekiplerince gözaltına alınan Bilgin'den o günden beri haber alınamıyor. Burcu Bingöl
ANKARA- Cumartesi Anneleri ve Barış Anneleri bu kez 12 Eylül’ün 31. yıldönümünde Ankara Yüksel Caddesi’nde buluştu. Kayıplarını ve barış çağrılarını bu defa Ankaralılara duyurmak için basın açıklaması gerçekleştirdiler. Devrimci 78’liler Federasyonu, İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi, Barış Anneleri ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa düzenledikleri ve İHD Ankara Şube Başkanı Gökçe Otlu’nun ortak basın açıklamasını okuduğu eylemde “Kayıplar bize sesleniyor, susma sustukça sıra sana gelecek, kaybedenler kaybedecek” pankartı açıldı. Esra Koçak