Sıcaklar bastırdı iyice. Makine başında ömür tüketmenin zorluklarına sıcakta çalışmanın zorlukları eklendi...

Sıcaklar bastırdı iyice. Makine başında ömür tüketmenin zorluklarına sıcakta çalışmanın zorlukları eklendi. Çoğunlukla kışın ısıtmada yetersiz kalan fabrika içlerindeki sistemler yazları da insani bir ortamda çalışma olanağı sağlamaktan çok uzaklar. Kan ter içinde çalışılıyor velhasıl. Diğer yanda ise fazla mesailerle iyice artan çalışma yükünün kısa da gelse bir dinlenme ile hafifletilmesi ihtiyacı. Bir deniz kenarında almak soluğu imkân varsa. Deniz kenarı tuz kokusu çok uzaksa, en azından var olan rutinin dışına çıkmak. Memleket havası almak mesela. Akraba eş dost ile görüşmek. Varsa eğer köydeki hasada yardım. Orada da işten kaçış yok yani. O da olamıyorsa, örneğin memleket çok uzak yol çok masraflı ise yaşadığın kentte canının istediklerini yapabilmek. Hangi parayla diyeceksiniz? Eh işte imkânlar elverdiğince. Bir de tabii al takke ver külah işverenle yıllık izni kullanmak konusundaki mücadele olumlu bir sonuca bağlanabilirse.

İşi olacağına vardıralım(!)

Aslında işverenin bir lütuf gibi gerinerek bir türlü veremediği yıllık ücretli izin hakkı iş kanununun 53 üncü maddesinde düzenlenmiştir ve işçilerin vazgeçilmez haklarından biri olarak sayılır. En azından mevcut hükümet ya da gözü dönmüş iktidar kıdem tazminatına yaptığı muameleyi ücretli yıllık izin hakkımıza yapmaya niyetlenene kadar kanun bu. Hayır yarın öbür gün kıdem tazminatına yaptıkları gibi “zaten işçi bu haktan yararlanamıyor, işveren de zarar görüyor, önce fon diye düzenleriz sonra iç ederiz” diye ortaya çıkmaları pek de şaşırtıcı olmaz bu mantıkla. İşi olacağına vardıralım. Kıdem tazminatı da olmayan işçi kelaynak gibi ortada kalmışken olmayan örgütlenme özgürlüğünü de kaldırıverelim gitsin canım(!) İşçiler pek fazla kullanamıyor, işe yaramıyor nasıl olsa(!) Ne gerek var?! Hayır bu çağda sermaye almış başını gitmişken, devlet olarak denge gütmek, işçilerin yurttaşlıktan doğan bazı haklarını korumak biraz münasebetsizlik oluyor tabii(!) O tavır geçen yüzyılın başlarında modaydı. Neyse lafı uzatmadan yıllık izin meselesini bitireyim ben. Yoksa hep birlikte sıcaktan bunalıp makineleri kıracak, motoru yakacağız.

Kıdem ve Yıllık İzin Süreleri

Bir işçi “işyerinde işe başladığı günden itibaren, işe başladığı günden itibaren (aynı işverenin bir veya birden fazla işyerinde toplam olarak) deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış” ise o işçilere “yıllık ücretli izin verilir” der iş kanunu. Yıllık ücretli izinin süresi kıdem arttıkça artar. a) Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olan işçi için on dört günden, b) Beş yıldan fazla on beş yıldan az olanlar için yirmi günden, c) On beş yıl (dahil) ve daha fazla olan işçi için yirmi altı günden, az olamaz.

Hafta Tatili, Bayram Tatili, Yıllık izin

Burada diğer önemli bir husus hafta tatilinin yıllık ücretli izin içerisinde sayılmamasıdır. Hafta tatili iş kanunun 46. maddesinde düzenlenmiş ve 7 günlük zaman dilimi içersinde en az 24 saatlik kesintisiz dinlenme süresi (hafta tatili) olarak öngörülmüştür. Mesela 3 yıldır çalışan bir işçinin hak ettiği yıllık ücretli izin süresi 14 gündür. Bu on dört günün içerisinde normal çalışma döneminde haftada bir gün tatil öngörülmüştür. Dolayısıyla 14 gün yani iki hafta için iki gün hak edilmiş hafta tatili bulunmaktadır. Bu iki gün yıllık ücretli izine ilave edilir. Yani işçi toplam 14+2=16 gün olarak iznini kullanmalıdır. Ramazan Bayramı’nı da hesaba katarak ilave edelim: Hafta tatili gibi yıllık ücretli izin süresine rastgelen, milli ve dini bayram süreleri de, yıllık ücretli izine ilave edilir. Yıllık ücretli izin süresi yalnız işverenin kararı ile bölünemez, tarafların anlaşması suretiyle bir bölümü on günden aşağı olmamak üzere en çok üçe bölünebilir. Yıllık ücretli izin ücreti izne çıkmadan evvel işçiye ödenir. Yıllık ücretli başka bir yerde geçirecek olanlar talep ederlerse yolda geçecek süreleri karşılamak üzere işveren toplam dört güne kadar ücretsiz izin vermek zorundadır. Çalışanların yıllık izinlerini kullandıklarını işveren kanıtlamak durumundadır. İşveren tarafından yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izne mahsup edilemez. Peki, iş yerinin toplu olarak izne çıkması mümkün müdür? Kısaca evet, işveren Nisan ayı başı ile Ekim ayı sonu arasındaki süre içinde, işçilerin tümünü veya bir kısmını kapsayan toplu izin uygulayabilir. Eh ne diyelim? Hepimize iyi tatiller. İzne çıkabilirsek eğer…