Hay sorularını yanıtlamaz olsaydım. Densiz mi desem, dengesiz mi, ne desem, işte o okuyucuyla söyleşmem aşağıda;
“siz”li başlıyoruz önce:

»Evvela sormak istediğim, “bizim ufaklık” dediğiniz çocuk sahici mi? Yani hakikaten var mı?

»Kuşkunuz mu var?

»Yoksa yazı icabı sizin uydurduğunuz biri mi? Merak içindeyim...

»Size nasıl geliyorsa öyledir.

»Hopalaa, niye kestirip atıyorsunuz. Söyleyin sahiden var mı böyle genç bir delikanlı, yoksa hayal mahsulü mü?

»Erkek olduğunu nereden çıkardınız?

»Öyle bir intiba bırakıyor...

»Ufaklıklığın cinsiyetini hiç bir yazımda belirtmedim, yaşını da.

»Uzatmayacağım, neyse ne, fakat ister hakikatte olsun bu genç ister hayalinizde, ona biraz çeki düzen verin canım.

»Haa, şimdi bir uyarı geliyor, niye?

»Şöyle hafifçe bir kulağını çekseniz...

»Hiç kimseye hiç bir zaman şiddet göstermedim.

»Yanlış anlamayın, bir ikaz manasında...

»Hayırdır efendim, ne yapmış size?

»Siz işi ciddiye alırsanız, hayırlara vesile olacak inşallah. Anarşist gibi bir şey yetiştirmişsiniz ya da ne bileyim yaratmışsınız, siz dediniz “seçimleri takmıyor”. Ne demek bu efendi?

»Bakın iki şeyi hiç sevmem; bana efendi ya da bey denmesini. İyisi mi “sen” de.

»Sence neden seçimlere karşı peki?

»Görüşü öyle. Hem bildikleri var.

»Yaşı bile yeterli değil seçimlerde oy kullanmaya fakat pek bilmiş şey...

»Gençlerin seçme seçilme istekleri, istemleri nasıl bilinsin o zaman her şey oy’da bitiyorsa. 12-17 yaş arasındaki gençlerin içlerinde benden daha aklı başında olanlar var.

»Senin ufaklık gibi mi? Büyümüş de küçülmüş...

»Onlar bilgisunardan arayıp buluyorlar, inceliyor öğreniyorlar.

»Aklı ermez onların daha.

»Sen öyle san. Ufaklığın çıktı alıp önüme koyduğu kağıttan okuyorum:
“Neredeyse her yıl seçim yapıldığının farkında mısınız?... Toplumsal ve ekonomik maliyeti siz hesaplayin. Türkiye erken bir seçime gidiyor. Maliyeti ise bir hayli fazla. Ocak başında partilere bütçeden 273.7 milyon lira verilerek yıllık ödeme yapıldı. Şimdi 547.4 milyon lira daha seçim için ödeme yapılacak. Böylece toplamda siyasi partilere aktarılan toplam tutar 821.1 milyon lirayı bulacak...”

Bizim ufaklık da...

»Yani şunun bir adını söylesen de ikide bir ufaklık ufaklık demesek...

»Cinsiyetini açıklamamı istiyorsun.

»Peki ne olmuş, neden saklıyorsun?

»Senden korumaya çalışıyorum.

»18 Yaşını dolduran her Türk “seçme hakkı”na sahiptir ve bu da bir vatandaşlık görevidir. Şimdi buna, seçime karşı duran bir çocuğun var. Onun nedenini soruyorum sana.

»Hah işte bu noktada soruyor o da: 18 yaşında değilsem, ben şimdi vatandaş değil miyim?...

»Saçmalık valla...

»Şöyle de mi saçmalıyor acaba:

“Seçimler için partilere verilen para, gökten zembille inmiyor, vergilerden toplanıyor. Hani siyasiler seçim yapacaklar ya, o seçileceklerin parasını da sen ödüyorsun.” Şimdi’den yola çıkarak gelecekte de olumsuz görüyor ekonomiyi ve bunun kendisine yansıyacağı bölümüyle çok rahatsız. Ona verdiğim harçlıktan örneksiyor. Dar gelirli bana da yansıyacağı için her şey, harçlığı azalacak, 5 veriyorsam 2’ye düşecek aldığı; parası yetmeyecek, sevgilisine bir kitap alamayacak, birlikte tiyatroya gidemeyecek...

»Daha erken değil mi yaşı?

»Ne o sevgilisi olamaz mı?

»16-17 falansa, hani karşı cinse ilgi hissettiği zaman gelmiştir de...

»Birlikte olduğu kişinin karşı cinsten olduğunu nerden çıkardın?

»Nasıl canım? Sevgilisi kendi cinsinden mi?

»Bilmiyorum, tanımıyorum da; pek anlatmıyor, ben de pek sormuyorum.

»Nasıl bir babasın sen ya?

»Baskı kurma aracı değilim.

»Ahlak diye bir şey var arkadaş...

»O dediğinin cinsellikle bir ilgisi yok. İlgilendiğim tek şey onun mutluluğu. Sevdiğini, sevildiğini duyumsuyorum yeter.
Seçim dediğin budur. Oy kullanıp OHAL’i desteklemiyorum ya, oy kullanıp savaşa katılmıyorum ya, oy kullanıp işsizliği arttırmıyorum ya, oy kullanıp...

»Dur konuyu başka yerlere çekme...

»Siyasi seçimlerin ailemize maddi-manevi bir yarar sağlamayacağı görüşünde ufaklık.

»Kardeşim sen ne zırvalıyorsun, toptan sapıtmışınız yahu, bu aile meselesi falan değil, millet memleket meselesi...