MMO’nun sanayinin sorunları analizinde ülke ekonomisinin yüksek faiz ve yüksek döviz kuru tünelinde sıkıştığına dikkat çekildi. Raporda yüksek döviz talebine karşılık yeterli rezerv olmadığı vurgulandı.

Ülke faiz ve döviz tünelinde sıkıştı

EKONOMİ SERVİSİ

Makina Mühendisleri Odası (MMO), 70’inci Sanayinin Sorunları ve Analizleri Bülteni’ni yayımladı. Oda, her ay hazırladığı sanayinin sorunları bülteninin 70’incisini yüksek faiz–yüksek döviz mengenesine sıkışan Türkiye’de dövizin geleceğine ayırdı.

Merkez Bankası, Hazine ve Maliye Bakanlığı, BDDK, Strateji Bütçe Başkanlığı, TÜİK, DİSK-AR verileri kullanılarak yapılan analizde, yüksek faiz-yüksek döviz arasına sıkıştırılan ekonomide önümüzdeki aylarda sert döviz artışları yaşanacağına ve iktidarın sürece müdahalede aciz kalacağına işaret edildi.
Ülke ekonomisinin Merkez Bankası’nda mart ayında yaşanan başkan değişikliğiyle birlikte yeniden karanlık tünele girdiğinin altı çizilen analizde bu tarihten itibaren döviz kurunda yaşan gelişmelere değinildi. Buna göre yüzde 19’a çıkarılan TL faizine rağmen başkan değişikliğinin yarattığı güvensizlikle yükselen dolar/TL mayıs başında 8,30’lara kadar çıktı, gerilemedi. En son ABD’deki yüzde 4,2’lik enflasyondan ve beklenen faiz artışından etkilenen dolar fiyatı mayıs ortasında 8,50 TL’yi gördü.


DÖVİZ TALEBİ YÜKSEK, REZERV SIFIR!

Özellikle dış kaynak sorununun yılın ikinci yarısında artmasının beklendiği analizde Haziran’da ABD ve AB ile yapılacak kritik görüşmelerin, ABD’deki mahkemelerde görülen davaların, çok önemli riskler olarak kabul ediliyor. Buradaki kötü ihtimaller ekonomiyi doğrudan vurabilir, kurlarda ve enflasyonda yeni yüksek oranlı artışlar görülebilir. Olumsuz senaryonun gerçek olması halinde ihtiyacı artan dış kaynak temini daha da zora girebilir.

Öte yandan analizde Merkez Bankası’nın, brüt rezervinin 22-30 Nisan haftasında 826 milyon dolar daha azalarak 30 Nisan itibariyle 87 milyar 850 milyon dolara gerilediği vurgulandı. Bunun yanı sıra bir önceki hafta brüt döviz rezervi 1 milyar 32 milyon dolar azalarak 46 milyar 914 milyon dolara indi, altın varlıkları 206 milyon dolar artarak 40 milyar 936 milyon dolara yükseldi.

Saray rejimine güvensizlik, ekonomik istikrar yakalamanın önündeki en büyük engel olarak dururken “dolarizasyon” riski azalmış değil. Martta bir miktar çözülme yaşanan döviz mevduatlarının toplam mevduattaki payı yeniden yüzde 55,4’e çıktı. Bankalardaki yurtiçi ve yurtdışı kaynaklı toplam mevduatın yarısından çoğunu yine yabancı para cinsinden açılmış mevduatlar oluşturmaya devam etti.

ENFLASYON ATEŞİ YANMAYA DEVAM EDİYOR

Nisan ayında tüketici fiyatları, yani TÜFE artışı aylık yüzde 1,68, ilk dört aylık yüzde 5,45, yıllık olarak ise yüzde 17,14 olarak açıklandı. Enflasyondaki en önemli artış nedeni döviz kurlarındaki tırmanış. 2020 Nisan ayının sonu ile bu yılı karşılaştırıldığında, sepet kurun yüzde 26 civarında yukarıda olduğu görülür. Öte yandan hem emtia fiyatlarındaki artışlar hem tedarik zincirlerindeki aksamalar üretici fiyatlarına yansıdı. Tüm bunların yansıması nisan ayı ÜFE endeksinde de görülüyor. 2020 Nisan ayında yıllık yüzde 6,71 olan ÜFE ya da sanayici fiyatları artışı, bu yıl yüzde 35,17 seviyesine gelmiş durumda. ÜFE’nin yıllık artış oram TÜFE’nin yıllık artış oranının yaklaşık iki katına çıktı. Tüm bunların değerlendirildiği analizde para politikasının uzunca bir süre sıkı gitmesi, gerekirse daha da sıkılaştırmaya açık olmaması enflasyon problemini kemikleştirip iyice çıkmaza sokabileceği vurgulandı.

Analizin sonuç kısmında ise “Bütün bunlara karşılık, yabancı yatırım umut vermezken TCMB rezervlerinin sıfırlanmış olması, dövizdeki yükselişe boyun eğmenin kaçırılmaz olacağı ihtimalini güçlendiriyor. Kimi yatırım bankaları 10 TL’lik dolar fiyatını kaçınılmaz göstermeye başladılar bile” ifadelerine yer verildi.