Tam kapanmada içki satışının yasaklanması Saray’ın, ülkeyi keyfi uygulamalarla yönettiğini gösteriyor. Yasağın hiçbir hukuki dayanağı olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Günday, “Salgını özel yaşama müdahale aracına dönüştürdüler” diyor.

Ülke Saray’ın keyfiyetinde

POLİTİKA SERVİSİ

Pandemiyi bahane eden Saray yönetimi ülkeyi keyfi uygulamalarla yönetiyor. Tam kapanmaya yönelik genelgede yer almamasına karşın 17 gün boyunca alkollü içki satışının yasaklanması, keyfiyetin ülkedeki pek çok meseleye ilişkin bir politika üretme aracına dönüştüğünü gösteriyor.

Salgınla mücadeleyi toplumsal yaşama yönelik müdahalenin bir aracına dönüştüren iktidar, lebaleb kongrelerden kalabalık cenaze törenlerine dek halk için yasakladığı her şeyi kendisi için mübah gördü. Bu keyfiliğin son adımı ise tam kapanma süresi olan 29 Nisan-17 Mayıs tarihleri arasındaki alkollü içki satışının yasağı oldu. Yasağın altında ise iktidarın dayandığı tabanın yaşam tarzını, kamu gücüyle toplumun tümüne dayatmak yatıyor. Bu keyfiyet, iktidar için ilerleyen süreçte en temel hak ve özgürlükleri engellemenin kapısını da aralıyor. Salgın ve artan yoksulluk ülkede ciddi bir yönetim krizi yarattı. Hukuksuz, “ben yaptım oldu” pratiğine dayanan keyfi uygulamalar bu sıkışmışlığın da bir ifadesi oldu. İktidarını hesap vermemek üzerine kuran Saray yönetimi, yoksulluk ve salgınla boğulan toplumun olası karşı çıkışlarını da keyfi yasaklarla bastırmak istiyor.


HİÇBİR YASAL DAYANAĞI YOK

Ülkeyi genelgelerle yöneten iktidarın keyfi uygulamalarını BirGün’e değerlendiren İdare Hukukçusu Prof. Dr. Metin Günday,” Hayatımda ilk defa sözlü olarak bir açıklamayla idare işlem oluşturulduğunu görüyorum” diyor. Kapanma döneminde alkollü içeceklerin satışının yasak olduğunu İçişleri Bakanı’nın sözlü olarak söylediğini hatırlatan Günday, “Genelgede yaklaşık 40 maddeye yakın düzenleme var. Ama içki satışına dair bir şey göremedim. Hukuki açıdan ilginç bir durum var. Bir defa en başta böyle bir yasak konabilir mi? Böyle bir yasağın yasal hiçbir dayanağı yok. Alkollü içki satışının yasaklanmasını özel yaşama müdahale olarak değerlendiren Günday, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendilerinin belirlediği belli bir yaşam tarzını kamu gücü kullanarak zorla kabul ettirilmeye çalışılmakta. Dini saiklerle yapıldığını da eklemek lazım. Pandemi ve ramazan ayı dolayısıyla yapılıyor genel sorun da insanların yaşamına müdahaledir.”

ELEŞTİRİLERE KATILIYORUM

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, Habertürk televizyonunda katıldığı canlı yayında alınan kararı eleştirdi. “Tüm eleştirilere katılıyorum. Hiçbir akılcı tarafı olmayan nasıl bir uygulamadır anlamış değilim” diyen Yavuz, “Bizim amacımız kalabalıkları azaltmak. Kapalı ortamları azaltmak. Barlar, restoranlar kapalı. Bu ortamlarda alkol içilirse sıkıntı olabilir. İnsanların evinde alkol almasında ne sakınca var? Hiçbir şekilde anlamış değilim” ifadelerini kullandı.