26 Eylül 1999'da Ulucanlar Cezaevi’nde siyasi

İNAN GEDİK / 26 Eylül 1999'da Ulucanlar Cezaevi’nde siyasi tutuklu ve hükümlülerin kaldığı koğuşlara düzenlenen ve 10 kişinin yaşamını yitirdiği operasyonun amacı resmi belgelerde de ortaya çıktı.

"Arama" gerekçesiyle gerçekleştirilen operasyondan bir gün önce İl Jandarma Komutanı Albay Kemal Bayalan tarafından ilgili birimlere gönderilen "gizli" damgalı görevlendirme yazısı, amacın arama olmadığı ve geniş çaplı bir operasyon için hazırlık yapıldığını ortaya çıkardı. Görevlendirme yazısında bazı koğuşların tamamen boşaltılarak mahkûmların Cebeci Stadyumu’na toplanacağı emredildi.

Operasyonun ardından açılan ve halen Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam edilen "Ulucanlar Davası" İl Jandarma Komutanlığı nın, operasyonla ilgili görevlendirme emrinin mahkemeye ulaştırılmasıyla yeni bir boyut kazandı.

Ankara İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Kemal Bayalan imzasıyla operasyondan 1 gün önce ilgili birimlere gönderilen "gizli" damgalı görevlendirme yazısında Ankara’nın hemen hemen tüm jandarma ve komando birimlerinin operasyon için görevlendirildiği ortaya çıktı.

“Gizli” görevlendirme yazısında operasyon için özel harekat birimlerinin katılması, diğer jandarmalara da olaydan önce eğitim verilmesi istendi.

PSİKOLOJİK BASKI KURUN
Gizli görevlendirme yazısında, "Aramalarda ciddi ve kararlı davranılarak psikolojik baskı sağlanacaktı r. Aramanın başlangıcından bitimine kadar Ankara Merkez Kapalı Cezaevine tüm giriş ve çıkışlar ve haberleşme vasıtaları kontrol altına alınacak, Cumhuriyet savcıları ve İl Jandarma Komutanı dışında hiç kimsenin girişine ve çıkışına izin verilmeyecektir" denildi.

OPERASYON KAYIT ALTINA ALINDI
Emirde operasyonun tüm ayrıntılarının da kamera ve fotoğraf makinesi ile kayıt altına alındığını da gösterdi. Yazıda, "İstihbarat Şube Müdürlüğü, İstihbarat Timi2 adet video kamera ve 1 adet fotoğraf makinesi ile birlikte Cezaevi Jandarma Bölük Komutanlığı’nda hazır olacaktır. 1 kameraman 3 nolu kuleden, diğer kameraman ve fotoğrafçı cezaevi içinde çekim yapacaktır" denildi. Oysa daha önce avukatların olaylarla ilgili görüntülerin jandarmadan istenmesi talebine jandarma "kayıt yok" yanıtını vermişti.

AİHM DAVAYI İZLİYOR
Operasyonla ilgili "görevlendirme yazısının" mahkemeye ulaşmasının ardından Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve operasyona katılan askerlerin yargılandığı dava da yeni bir aşamaya girdi.

Ulucanlar Cezaevi olaylarının ardından operasyonda yaşamını yitirenlerin aileleri ve yaralananlar operasyona katılanlar hakkında suç duyurusunda bulundular ancak Ankara Valiliğinin yargılama için gerekli izni vermemesinden dolayı dava açılamamıştı. Ulucanlar mağdurların avukatları bu kararı İdare Mahkemesi’ne taşıdılar ve mahkeme kararının ardından askerler hakkında dava açılmasını sağladılar. 161 askerin yargılanması halen devam ederken müdahil avukatlarından Kazım Bayraktar davayla ilgili bilgileri takip etmesi için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu.

AİHM'e başvuru yapıldı
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılan başvuruda davayla ilgili şu görüşlere yer verildi:

» Asker görevliler hakkında yürütülen hukuksal prosedürün gerek hazırlık aşamasında gerekse yargılanma aşamasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin adil yargılanma ve etkili bir hukuk yoluna başvurma hakkı ihlal edilmiştir.

» Ankara İl jandarma Komutanı Kemal Bayalan imzalı yazıdan da anlaşılacağı üzere operasyonda yaklaşık 400 asker görevlidir. Oysa 161 kişi hakkında dava açıldı. Bu isimler neye göre belirlenmiştir.

» Olayda bazı yaralıların ölümüne ve birçok tutuklunun yaralanmasına sebep olacak derecede köpüklü su kullanılmıştır. Buna dair sarf belgeleri ilgili kurumdan getirtilmemiştir.

» Sevk sırasında yapılan işkencenin tespiti açısından sevkte kullanılan araçların plaka, personel, görev ve zimmet kayıtları tespit edilememiştir.

» Operasyonda kullanılan kimyasal maddelerin tespiti ve analizi yapılmamıştır.

» Sanıklarla mağdurlar mahkemede yüzleştirilmemiştir.

» Olayla ilgili görüntüler ve kayıtlar mahkemeye getirtilmemiştir.

» Türkiye’nin dört bir tarafına dağılmış olan sanıkların sorgu ve savunmaları halen tamamlanmış değildir.