Umudun şafağında
Hazırlayan: Eren TUTEL
Korkmayın başlığa bakıp içi boş bir iyimserlik bekleyen okuyucular, sizleri ‘süslü-püslü’ optimist bir almanak yazısı beklemiyor. Aksine hayatın kopmaz bir parçası olan spor hakkında maddi gerçekleri elimden geldiğince özetlemeye çalışacağım. Ki bunların birçoğu tecrübe ettiğimiz olumsuzluklar olacak. Akıl kötümser ama irade her zaman iyimser. İradenin iyimserliğine güvendiğimiz bu yolculukta 2023’ün özetine gelin hep beraber bakalım.
OCAK
2023 özellikle futbol dünyası için oldukça kötü bir haberle başladı. Gelen kötü haber Brezilyadandı: Pele 82 yaşında yaşamını yitirdi. Onun hakkında kişiliği ve politik konumu nedeniyle çok fazla tartışma içine girilebilir. Ancak böyle bir ‘laf kalabalığı’ yapmak isminin çok ötesine geçmiş, ikonlaşmış biri için pek doğru değil. Bu sebeple Brezilyalı efsaneyi Eduardo Galeano’nun bu satırlarıyla anmakta fayda var:
"Pelé koşmaya bir başladı mı, rakiplerinin arasından bir bıçak gibi sıyrılırdı. Durduğunda ise rakipleri kendisinin koşarken çizdiği zikzaklı labirentlerde kaybolup giderlerdi. Sıçradığında sanki görünmeyen bir merdivenle tırmanıyormuş gibi havaya yükselirdi. Serbest vuruş kullandığında da baraj kuran rakip oyuncular girecek golü kaçırmamak için yüzlerini kaleye doğru çevirirlerdi."
Maradona’dan sonra Pele’nin de aramızdan ayrılması özellikle futbolseverler için hazmedilmesi güç bir gerçek ama gerçek, tıpkı Novak Djokovic’in Avustralya Açık’ı kazanıp toplamda 21’nci defa grand slam şampiyonluğunu elde etmesi gibi. Sırp raket yılın ilerleyen bölümlerinde Avustralya’nın yanına ABD Açık ve Roland Garros’u da ekleyince tarihin en fazla grand slam kazanan erkek tenisçisi oldu. Kariyeri boyunca rekabet ettiği isimlere bakarsak (Rafael Nadal ve Roger Federer) oldukça etkileyici bir başarı. Djokovic de üst satırlarda değindiğimiz Pele gibi tartışmalı bir figür ancak tartışılmayacak bir yönü varsa azmi ve kararlılığı. İyi bir sporcuyu efsane mertebesine yerleştiren şey de bu. Djokovic’in yaptığı elbette çok özel bir şey ancak ocak ayında ülke sporu için de çok özel bir şey yaşandı. 2023 Avrupa Kısa Kulvar Sürat Pateni Şampiyonası’nda Furkan Akar, 1000 metre finalini üçüncü bitirdi. 21 yaşında olan Furkan, kış sporlarında henüz emekleme aşamasında olan bizler için çok değerli bir madalya elde etti.
ŞUBAT
"Bu korkunç makinenin içinde sıkışmıştık ve makine kan kaybından ölüyordu."
Kanadalı post rock grubu Godspeed You! Black Emperor’ın ‘The Dead Flag Blues’ adlı şarkısının girişindeki uzun monologta yer alan bu söz 2023’ün şubatında yaşadıklarımızın minik bir özeti gibi. Detayları gazetemizin diğer sayfalarında okuyabileceğiniz 10 ili etkileyen ve cumhuriyet tarihinin en büyük yıkımına sebep olan deprem, spor adına söylenecek bir söz bırakmadı. Verilen ara sonrası başlayan Süper Lig maçlarında taraftarların hükümete olan isyanının vatan hainliğiyle eşdeğer görülmesi akıllarda kalan acı hatıralardan sadece biriydi. Evet makine kan kaybından ölüyordu ama devam etmemiz gerekiyor çünkü hâlâ akıl kötümser, irade iyimser…
MART
Depremin yıkıcı etkilerin derinden hissettiğimiz mart ayında Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası’nda gelen bir güzel haber biraz olsun bizleri mutlu etti. 24 yaşındaki Tuğba Danışmaz üç adım atlamada altın madalya kazanarak ülke spor tarihinde bir ilke imza attı. Genç sporcunun bu başarısı 2024’te düzenlenecek Paris olimpiyatı için umut aşıladı.
NİSAN
Futbolda asla küme düşmeyecek takımlar için kullanılan klişe bir tabir vardır: “Hükümet düşer ama X düşmez.” Bunun Türkiye karşılığı bence futbol değil voleybol. Ülke sporun uzun zamandır tek yolunda giden şeyi. 2023’ün dördüncü ayında da bu gerçeği fazlasıyla gördük. Kadınlar Şampiyonlar Ligi yarı finalinde 3-0 kaybettiği maçın rövanşında Fenerbahçe’yi 3-0 yenen VakıfBank, altın seti de 15-12 kazanarak finalde Eczacıbaşı’ın rakibi oldu. Finalde kazanan taraf ise VakıfBanktı. Yarı finalde üç takımla temsil edilen ülke voleybolu başarılarda henüz ısınma aşamasında. Yani ilerleyen satırlarda Türkiye voleybolunun başarıları hız kesmeden devam edecek, bu okuduklarınız henüz fragman!
MAYIS
Mayıs özellikle futbol için çok önemli bir ay. Şampiyonlar sahneye çıkar ve taraftarlar için kutlama vakti gelir. Süper Lig’de bu unvanı Galatasaray elde ederken İtalya’da özel bir şey gerçekleşiyordu. Napoli tam 33 yıl sonra Serie A’da ipi göğüslerken bundan üç yıl önce hayata gözlerini yuman bir adam tekrar akıllara geldi: Diego Armando Maradona… Maradona belki Napoli’nin zaferini göremedi ama ismi statta yaşamaya devam edecek ve asla unutulmayacak.
HAZİRAN
Manchester City köklü bir geçmişe sahip olan ancak asla aynı kenti paylaştığı ezeli rakibi United’ın gölgesinden çıkamamış bir takımdı. Ta ki 2009’a kadar… BAE sermayesinin kulübü satın almasıyla City için Anakin Skywalker’ın Dart Vader’a geçiş süreci tamamlandı. Yıllar içinde City iyice büyürken United post Ferguson döneminde geçmişini mumla arar hale geldi. Ancak Manchester City her ne kadar Premier Lig’i domine edip, birçok kupa kazansa da Godot’yu bekler gibi beklediği sadece bir kupa vardı: Şampiyonlar Ligi. En büyük kupayı da Inter’i 1-0 mağlup ederek kazanan Pep Guardiola’nın öğrencileri için koleksiyon 2023’te tam anlamıyla tamamlandı.
Üst paragrafta analoji limitini doldurduğum için bu satırlara biraz daha sade devam etmek durumundayım… Ancak analoji olmadan da pek ala NBA tarihinin yeni bir şampiyonu olduğunu yazabilirim, o şampiyon final serisinde Miami Heat’i 4-1’le geçen ve süper yıldızı (Nikola Jokic) at yarışını basketboldan biraz daha fazla seven Denver Nuggets’tı.
TEMMUZ
Sporseverler olarak temmuz boyunca halimizden memnunduk. İlk önce altın çocuk Arda Güler’i Real Madrid’e göndererek onu dünya futbol piyasasına sunmanın gururunu yaşadık. Sonra ülke spor tarihinin en önemli başarılarından birini. Yukarıda voleybol için kısa bir fragman sunmuştuk. Şimdi o fragmanı bir filme çevirme vakti. Ulusal Kadın Voleybol Takımı önce Çin’i 3-1 yenerek Uluslar Ligi’nde şampiyonluğa ulaştı. Ancak kırmızı-beyazlılar bununla da yetinmedi yalnızca iki ay sonra bölüm sonu canavarı Sırbistan’ı 3-2 mağlup ederek Avrupa şampiyonluğunu da kazandı. Üstelik bu başarıları üzerlerinde Demokles'in kılıcı gibi dolaşan gerici karanlığa rağmen yaptılar. İyimser iradenin en büyük kanıtı onlar, hepsine tekrar yürekten bir tebrikler!
AĞUSTOS
Temmuzda nasıl takım sporlarıyla gururlandıysak ağustos ise bireysel sporcuların ayıydı: Sahne sırası Mete Gazoz ve Sümeyye Boyacı’nındı. Aslında bu iki isim de başarıyı sıradanlaştıran isimler o yüzden ne Mete’nin okçulukta Dünya Şampiyonası klasik yay finalinde kazandığı altın madalya ne de para yüzücü Sümeyye’nin dünya üçüncülüğü bizleri şaşırttı. Futbol Kadınlar Dünya Kupası’nda ise kazanan taraf İspanya’ydı.
EYLÜL
Eylülde birçok ayrılığa ve yeni başlangıca tanıklık ettik. Onlardan en önemlisi Ulusal Futbol Takımı’nın Stefan Kuntz ile yolları ayırıp takımın başına Vincenzo Montella’yı getirmesiydi. Bu değişiklik bize EURO 2024’ün kapılarını açtı ve en önemlisi birçok futbolseverin yeniden ulusal takımla barışmasına vesile oldu.
EKİM
Yılın sonuna doğru yaklaşırken sevindirici haber her yıl başarılarına bir yenisini ekleyen ülke cimnastiğinden geldi. Artistik Cimnastik Erkek Ulusal Takımı, 2024 Paris Olimpiyat Oyunları’na kota aldı.
KASIM
Kasım ayının en dikkat çekici gelişmesi judocu Vedat Albayrak’ın kazandığı madalyaydı. Fransa’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda 81 kiloda tatamiye çıkan Albayrak rakiplerine şans tanımazken bu başarı onun için bir tesadüf değil. Çünkü başarılı isim 2021’de de aynı başarıyı elde etmişti.
ARALIK
Voleybol için nasıl iyimser iradenin ürünü dediysek ülke futbolu için bunun tam tersi geçerli. Çünkü kötümser aklın hiç de haksız olmadığına tanıklık ettiğimiz şeyler yaşadık. Ankaragücü Başkanı Faruk Koca, Çaykur Rizespor’la oynanan maç sonrası hakem Halil Umut Meler’e saldırdı. Koca tutuklandı ama onun hakkında TFF Başkanı tarafından “Tanırım iyi çocuktur” minvalinde ifadeler kullandı. Bütün bunların üstüne İstanbulspor-Trabzonspor karşılaşmasında, ev sahibi kulübün başkanı Ecmel Faik Sarıalioğlu, hakem kararlarına tepki olarak karşılaşmanın ikinci yarısında takımını sahadan çekti.