'Umut manifestosu' ses getirdi

İngiltere 12 Aralık’taki erken seçime hazırlanırken İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn “umudun manifestosu” adını verdiği seçim bildirgesini açıkladı. Bildiride, İngiltere’nin AB’den ayrılma süreciyle ilgili yeniden müzakere, iklim değişikliyle mücadele, bedava internet, zenginlerden daha fazla vergi ve asgari ücretin artırılması gibi vaatler yer alıyor.

Vaatlerden bazıları şu şekilde:

>> Özelleştirilmiş demiryolları ağı, posta hizmetleri, su ve enerji firmaları tekrar kamu mülkiyetine geçirililecek,

>> Saat ücreti minimum 10 pounda yükseltilecek,

>> Nisan 2020’den başlamak üzere tüm kamu çalışanlarının ücretleri yüzde 5 artırılacak,

>> Her eve parasız internet hizmeti götürülecek,

>> ‘Sıfır-saat’ sözleşme siye bilinen güvencesiz istihdam yöntemi kaldırılacak ve sendikal haklar güçlendirilecek,

>> Yılda 100 bin evlik kamusal konut projesi görev süresi boyunca sürdürülülecek,

>> Üniversite harçları kaldırılacak.

CORBYN'İN ZAFERİ DÖNÜŞÜMÜN KAPISINI ARALAR

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu Corbyn’in manifestosunu BirGün'e yorumladı. Kozanoğlu şunları söyledi:

"Britanya İşçi Partisi Corbyn’in başkan seçilmesinden beri kamucu açılımlarıyla tüm dünya sol, sosyalist hareketi için esin kaynağı oluyor. 2017’de yayımlanan ‘Alternatif Mülkiye Modelleri’ raporu, Thatcher ile dünyada özelleştirme çığırı açan bir ülkede demiryolları, enerji, su dağıtımı başta gelmek üzere temel sektörleri kamulaştırma önerisiyle ses getirmişti. 2017 genel seçim manifestosu da Tony Blairli Üçüncü Yol politikalarından yani neoliberalizmi düşük dozda gemleme anlayışından sonra ciddi ölçüde sola yönelmeyi temsil ediyordu. Dün açıklanan 2019 seçim manifestosu da burjuvazinin önde gelen yayın organı Financial Times tarafından ‘bir kuşağın gördüğü en sol program’ diye nitelenecek ölçüde emekten yana bir içeriğe sahip. Ülkedeki güç ve mülkiyet ilişkilerini köklü bir biçimde dönüştürmeyeceği, 2030 yılında sıfır karbon vaadinden geri adım attığı eleştirileri elbette yöneltilebilir. Ne var ki tüm bunlar Marksist referansı bulunmayan, kendini gevşek bir biçimde sosyalist olarak tanımlayan bir parti için 2019 manifestosunun ileri bir adımı temsil ettiği gerçeğini değiştirmez. Britanya yaşamsal bir seçime hazırlanıyor. 12 Aralık’ta olası bir Corbyn zaferi hem neoliberalizmin beşiğinde ciddi bir dönüşümün kapısını aralar hem de Türkiye dahil soldan, emekten yana, insanlar ve örgütler için büyük bir moral olur. Bu nedenlerle 12 Aralık’ı heyecanla bekliyoruz."