SOL Parti’nin ‘Devrimci Demokratik Cumhuriyet için Mücadele’ mitinglerinin ikincisi İzmir’de düzenlendi. Mitingde konuşan Kürekçi, “Bu memleket bizim, halkın ve emekçilerin örgütlü gücüyle değişecek” dedi.

Umut yürüyüşü geleceğe çağrı

BİRGÜN EGE

AKP iktidarının yarattığı ekonomik ve sosyal yıkım günden güne büyürken “Artık yeter” diyen SOL Parti’nin “yeniden kuruluş” çağrısıyla başlattığı “Devrimci Demokratik Cumhuriyet İçin Mücadele” buluşmasının ikinci mitingi dün İzmir’de gerçekleştirildi.

Miting için Âşık Veysel Rekreasyon Alanı Kavşağı’nda toplanan SOL Partililer, mitingin yapılacağı Bornova Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü. Yaklaşık 1 saat süren yürüyüşün ardından 'Devrimci Demokratik Cumhuriyet' mitingine katılan yurttaşlar, Bornova Cumhuriyet Meydanı'nda buluştu. 2 bin kişinin katıldığı mitingde hep bir ağızdan “Faşizme ölüm tek yol devrim", "AKP mezara halk iktidara” sloganları atıldı.

KARADENİZ’DEN SELAM

'Devrimci Demokratik Cumhuriyet' mitingi, SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Gizem Gül Kürekçi'nin konuşmasıyla başladı. “Bu ülkenin aydınlık geleceği için devrimci demokratik cumhuriyet iradesini gösteren binler, hepinize selam olsun” sözleriyle konuşmasına başlayan Kürekçi, “Sizlere Karadeniz’den selam getirdik. Memleketine, çayına fındığına toprağına sahip çıkanlardan selam getirdik. Öyle bir ses yayıldı ki memleketin dört bir yanına ulaştı, yüreklerimize su serpti” dedi.

AKP karanlığına karşı “Kadınlar geliyor, gençlik geliyor, SOL geliyor” ifadelerini kullanan Kürekçi, “Bu iktidar bu ülkeyi gençlerine dar etmeye çalışıyor. Daha şimdi Fedai, Başak... Kendi çocuklarına son model arabalar, bir eli yağda bir eli balda bir yaşam sürerken on binlerce genç, bu ülkenin aydınlık yüzleri geleceğimizi bilmez bir şekilde yaşamaya çalışıyoruz. Kindar nesil dediler, biat ederiz sandılar, ama bugün karşılarında zapt edemedikleri bir gençlik var” ifadelerini kullandı.

GELECEK SOL’DA

AKP’nin tüm imkanlarına rağmen gericiliği ülkeye yerleştiremediğine dikkat çeken Kürekçi şöyle konuştu: “Bu ülkenin devrimci değerleri bugün burada ve yarının aydınlık geleceğini müjdeliyorlar. Bugün hâlâ korktukları bir şey varsa o da aydınlık yüzlerimizin buluştuğu direnişlerimizdir; Gezi’dir, Hopa’dır, İkizdere’dir. Bugün bu harami saltanatı tel tel dökülüyorsa her yerden pislikleri, yolsuzlukları sızıyorsa bu da ancak bizim yarını kuracak direnişimizin gücündendir. O yüzdendir ki, o korkularındandır ki; o tek adam demiş ki bundan sonra İstanbul Sözleşmesi’ni ağzımıza almayacakmışız, yok ya... Memleketin dört bir yanında her sokak başından haykırdık. Yine haykırıyoruz. İstanbul Sözleşmesi bizim. İstanbul Sözleşmesi kalacak siz gideceksiniz, bu böyle bilinsin Artık yeter! Her gün canı burnunda gezen kadınlar susmayacaklar. Tüm kız kardeşlerimize sesleniyoruz, bu ülkenin özgürce yaşam isteyen bütün kadınlarına sesleniyoruz; bizim yerimize konuşmalarına, karar vermelerine izin vermeyelim. Geleceğimiz SOL’dadır, geleceğimiz kendi gücümüzdedir; eşit, özgür ve laik bir ülke ancak bizim elimizdedir.” Kürekçi, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Bu memleket ancak bizlerin, bu halkın, emekçilerin örgütlü gücümüzle değişecek, bu karanlık ancak bizim yan yana gelişimizle dağılacak. Devrimci demokratik cumhuriyet ancak böyle kurulabilir. Aydınlık yarınlardan bahsediyorsak, bu, ülkeyi bataklığa sürükleyen sağ politikalarla değil laiklik, bağımsızlık mücadelesiyle gelecek. Umut SOL’dadır, gelecek SOL’dadır, yaşam SOL’dadır çağrımız SOL’adır.”

Gizem Gül Kürekçi’nin ardından kürsüye çıkan SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen konuşmasında, “Tarikatları, cemaatleri kapatacağız. Bu halkın elinden ne aldılarsa geri alacağız” dedi.

BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ

“Size Karadeniz devrimcilerinin selamını getirdik. Bu selam, Fikri Sönmez’in Hıdırlara selamıdır. Mine Bademci’nin Ayşe Makar’a selamıdır. Selam olsun onlara. Bu selam, bu ülkenin bağımsızlığı için mücadele eden Mahirlere, Denizlere selamıdır” diyen İşleyen, şöyle konuştu: “Kars’tan Edirne’ye, geçmişten geleceğimize bir umut yürüyüşüdür bu. Bu yürüyüş, memleketin yeniden doğumunadır. Hazırlanın arkadaşlar. O güne hazırlanın. Haramilerin saltanatının yıkılışına hazırlanın. Bütün renklerle, olumlu güzel yarınlar kuracağız."

İşleyen, "Büyük bir kırılmaya doğru adım adım gidiyoruz. Bu gericilikle mücadele etmek için üzerimize düşen bütün sorumlulukları yerine getirdik. Karşımızda Cumhuriyet tarihinin en zorba iktidarı var. Karşımıza çıkan tüm engellere, barikatlara karşı yıktık direndik, bombalar attılar ama biz buradayız hâlâ. Önümüzdeki dönemin en büyük sorumluluğu, bu ülkeyi seven ilericilerin, yurtseverlerin en büyük sorumluluğu; bu tek adam iktidarını sona erdirmektir. Bu ülke bu kötülükten kurtulacak arkadaşlar. Biz, seçimi beklersek zaten yıkılırlar diyenlerden değiliz. Biz izlemeyeceğiz, biz beklemeyeceğiz. Yeterince mücadele edersek, birleşirsek, örgütlenirsek kazanırız” dedi.

ÇETELERE AKTARDILAR

“Ne yaparlarsa yapsınlar kaybedecekler. Biz kazacağız” diyen İşleyen, "Bugün o sarayda çürümüş bir iktidarın başında duruyorlar. Hakkını arayan emekçiyi, geleceğini isteyen genci, özgürlüğünü isteyen kadını baskıyla susturabilirler sanıyorlar. Bu memlekete yeni bir doğumu armağan edeceğiz. Ama sadece onları göndermekle sorumluluğumuzu bitmiyor arkadaşlar. 20 yılda arkalarına ABD’yi, sermayeyi alan bu gerici sağcı dalga Cumhuriyet’i, onun ilerici birikimlerini, emekçilerin tüm kazanımlarını iflas ettirdi” diye konuştu.

HESAPLAŞMA ZAMANI

İşleyen sözlerini şöyle sürdürdü: “Helalleşme değil hesaplaşma zamanı diyen devrimciler kazanacak. Halkın örgütlü mücadelesi olmadan devrimciler olmadan bu ülke bu pislikten temizlenemez. Bu ülke devrimcilerine kucak açsın. Geliyoruz. Ayağa kalktık. Bu pisliklerden hesap sormak için geliyoruz. Kimse bize helalleşiyoruz demesin. Fedai’nin helalini kimden isteyecekler? 23 yaşında bir çocuk ataması yapılmadığı için hayatını kaybetti. Soma’nın katilinden, Fedai’lerin katilinden helallik isteyemeyiz. O yüzden, biz tek adamdan kurtulma mücadelesini ülkeyi yeniden kurma mücadelesiyle birleştirdik. Devrimci demokratik cumhuriyet, dedik. Emekçilerin cumhuriyeti olacaktır. Düşünün bu ülkenin alt yapısı satılmış, yer altı/üstü kaynakları satılmış. Fabrikaları kapatılmış. Amerikan şirketlerine bırakılmış. Ülke işgal altında. Tekellerin elinden bu ülkeyi kurtarma mücadelesini sürdüreceğiz. Tarikatları, cemaatleri kapatacağız. Emekçiler, kadınlar, gençler, birlikte alacağız. Halkın güçlü kollarıyla alacağız. Şimdi yürüyüşümüz daha büyük bir coşkuyla sürecek. Geliyoruz. Dost düşman bilsin ki geliyoruz. SOL geliyor, devrimciler geliyor, gelin arkadaşlar SOL’da yürüyelim.”

ÜRETEN BİZİZ, YÖNETEN DE BİZ OLACAĞIZ

Mitingine destek veren 65 yaşındaki çiftçi Rıdvan Yüksel, “Uşak’ın Sivaslı ilçesine bağlı bir köyden geldim. Köylerde yaşayan gençler, üretimsizlikten dolayı işsiz kaldılar. Biz ne zaman kurtuluruz arkadaşlar? Ne zaman yan yana gelirsek ne zaman birlikte olursak, ne zaman ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz’ dersek işte o zaman... Bu ülkede ezilenler, sömürülenler, toprakları elinden alınanlar, traktörlerine, üretim araçlarına haciz yoluyla el konulanlar, ne zaman bir araya gelip ‘Üreten biziz, yöneten de biz olacağız’ deyip devrimci demokratik cumhuriyeti kurmadıktan sonra bize yaşama hakkı yok” ifadelerini kullandı.