Eğitim Sen, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri hem YÖK’e hem de YÖK’ü yeniden yapılandırma çalışmalarına ‘hayır’ dedi. Kurumlar özerk, bilimsel, demokratik üniversite talep etti...

ESRA KOÇAK ANKARA

Aralarında Eğitim Sen, siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK)’ün yükseköğretimi yeniden yapılandırma çalışmalarına karşı çıktı. Yapılandırmayı üniversitelere ve üniversite bileşenlerine saldırı olarak değerlendiren kurumlar, YÖK’e karşı da mücadele çağrısında bulundu.
Mülkiyeliler Birliğinde yapılan basın toplantısına kurumlar adına ortak basın açıklamasını okuyan Eğitim Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız, “YÖK’ün ‘yeniden yapılandırma’ adı altında yayımladığı ve üniversiteye yeni bir saldırı metni olan ‘yasa taslağı önerisi’ de özünde siyasi iktidarın merkeziyetçi yapısını daha da güçlendirmeyi hedeflemektedir” dedi.

YÖK’E DE YEK’E DE HAYIR
Şimdiki YÖK’ün sivil 12 Eylül YÖK’ü olduğuna vurgu yapan Yıldız, AKP iktidarının ilk yıllarında YÖK mü YEK mi tartışmaları yürüttüğünü daha sonra kurumu dönüştürerek bu tartışmaları sumen altı ettiğini ifade etti. Yıldız, bu yasa taslağının üniversite bileşenlerine ve eğitim emekçilerine sorulmadan hazırlanan bir taslak olduğunu dile getirirken, üniversiteleri bu yasanın asıl muhatapları olan öğrenciler ve onların örgütleriyle birlikte direniş mekanları haline getireceklerini belirtti.
Toplantıya Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), Emek Partisi (EMEP), Esilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Türkiye Komünist Partisi (TKP), Halkevleri ile  Sağlık Emekçileri Sendikası (SES), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) da destek verdi.

***

Eski YÖK’ü de yeni YÖK’ü de kabul etmiyoruz!


YIldIz yaptığı açıklamada YÖK’ü neden kabul etmediklerini şu şekilde açıkladı:
»Kamusal hizmet olarak eğitim ve bilimi savunduğumuzdan, tamamen kar amaçlı çalışacak olan özel yükseköğretim kurumlarını, öğrencilerin müşterileştirilmesini ve paylaşılması gereken bilginin satılmasını kabul etmiyoruz!
»Bilginin paylaşılmasını esas aldığımızdan dolayı, bilginin alınır satılır bir ürün olarak görülmesini kabul etmiyoruz!
»Demokratik özyönetimi savunduğumuzdan, sermayenin ve siyasal iktidarın üniversite yönetiminde daha da belirleyici olmasının yolunu açacak olan "üniversite konseyleri"ni kabul etmiyoruz!
»Eleştirel düşüncenin, bilimsel ve akademik özgürlüklerin önünde işsiz kalma bir tehdit unsuru haline getirilmişken, Türkiye’nin dört yanında araştırma görevlilerinin işine son verilirken, araştırma görevlilerinden idari personele, öğretim görevlilerinden öğretim üyelerine kadar iş güvencesini ortadan kaldıracak hiçbir düzenlemeyi kabul etmiyoruz!
»Performans kriterlerinin daha fazla kar için olduğunu bildiğimizden, üretilen eğitim hizmetinin ve bilimin niteliğini daha da düşürecek olan performans sistemi uygulamasını kabul etmiyoruz!

***
KİM NE DEDİ?
Erhan Nalçacı(Üniversite Konseyleri Derneği üyesi): Bu kadar çok siyasi tutuklunun olduğu bir ülkede AKP’nin yasa yapmaya meşruiyeti yoktur. Biz bu yasayı bu nedenle kabul etmiyoruz.
Prof. Dr. Gülriz Erişken(TTB Merkez Konsey 2. Başkanı): Yasanın bize getiremeye çalıştığı piyasalaşma, iş güvencesizliği tıp fakültelerine performansa dayalı eğitim ve çalışma olarak yansımıştır.   Biz de yürütülecek bu etkili mücadelenin içerisinde olacağız.
Fevzi Ayber(EMEP Genel Başkan Yardımcısı): Bu yasa yalnızca öğrencileri ve üniversite bileşenlerini etkileyen bir yasa olmaktan çıkmıştır. Bu nedenle mücadele bütün emekçi kesimlere yansıtılarak yürütülmelidir.
Hüsamettin Zenderlioğlu(BDP Bitlis Milletvekili): Siz dünyanın en güzel anayasasını da yapsanız niyetiniz kötüyse ayakları yere basmaz. AKP’nin de bu yasayı ve dahi tüm yasaları hazırlarken niyeti de amacı da kötüdür.
Mustafa Demir(Eğit Der Genel Başkanı): YÖK pratiğinde üniversite üniversite olmaktan çıkmıştır. YÖK yok edilmelidir. Demokratik, özerk, bilimsel, ticari olmayan üniversiteler kurulmalıdır. Üniversiteler özgürleşmelidir.