Üniversiteleri iktidarın baskısı, sermayenin tahakkümü altına alan YÖK, kuruluşunun 41’inci yılını geride bıraktı. YÖK ile birlikte üniversitelerin özerkliği yok edilirken üniversitelere en büyük zararı YÖK’ü kaldırma vaadiyle gelen AKP verdi. Üniversitelerin YÖK aracılığı ile iktidarın arka bahçesine dönüştürülmek istendiğini vurgulayan gençlik örgütleri: “Bugün tek adam rejimine doğrudan karşı çıkmadığımız sürece demokratik/özerk bir üniversite mücadelesi eksik kalacaktır”.

Üniversiteleri biz özgürleştireceğiz
YÖK, kurulduğu günden bu yana üniversiteliler tarafından pek çok kez protesto edildi. (Fotoğraf: DHA)

Haber Merkezi

12 Eylül askeri darbesinin ardından kurulan Yükseköğretim Kurulu (YÖK), 41’inci yılını geride bırakırken gençlik örgütleri “Üniversitelerin tek adam rejiminin arka bahçesi haline getirilmek istenmesine karşı mücadele etmeye devam edeceğiz” mesajı verdi.

SOL Genç’ten yapılan açıklamada, “Bundan tam 41 yıl önce darbeciler tarafından kurulan YÖK, üniversitelerin bütün demokratik yapısını ve işleyişini ortadan kaldırma işlevini eksiksiz biçimde yerine getiren bir araç oldu. Üniversiteler YÖK aracılığıyla siyasal iktidarın arka bahçesi haline getirilmeye çalışıldı. Akademik hak ve özgürlükler kısıtlandı, üniversitelerin ilerici/bilimsel birikimleri tasfiye edildi ve eğitimin her kademesinde olduğu gibi yükseköğrenim de niteliksizleştirildi” ifadeleri yer aldı.

Üniversitelerin sermayeye peşkeş çekildiği de hatırlatılan açıklamada, “Sermayenin ucuz ve kalifiye eleman sahası haline getirilen üniversiteler teknoparklarla, kariyer merkezleriyle, girişim kulüpleriyle donatıldı. İktidarın özerk, demokratik ve bilimsel bir üniversite anlayışını etkisiz hale getirmek için yaptığı hamlelerde YÖK en kullanışlı araçlardan biri oldu. Son zamanlarda üniversitelerin bölünerek şehir merkezlerinin dışına taşınması ve kayyum rektör atamalarıyla yaşadığımız sürecin bize gösterdiği, tek adam rejiminin bütün kurumları etkisizleştirdiği gibi, YÖK’ün de doğrudan ve tamamen siyasal iktidara bağımlı hale gelmiş bir kurum olduğudur. Ülkemizde olduğu gibi üniversitelerimizde de YÖK karşıtlığının kendi başına bir amacı ve anlamı kalmamıştır; bugün tek adam rejimine doğrudan karşı çıkmadığımız sürece demokratik/özerk bir üniversite mücadelesi aksak ve eksik kalacaktır” denildi.

SOL Genç’in açıklamasının devamında şu ifadeler kullanıldı: “Akademik hak ve özgürlüklerin yeniden kazanılmasının ve demokratik bir üniversitenin inşasına giden yolun da bu kavrayış ve anlayıştan geçtiğini düşünüyoruz. Gençlik, kendi yaşam alanlarından; sıralarından ve kampüslerinden başlayarak toplumun bütün kesimleriyle buluşan ve mücadelesini tüm toplumun ortak sorunlarıyla buluşturabilen bir mücadele hattında kazanabilecektir. Bizler böyle bir anlayışla yürümeye, üniversitelerimizi siyasal iktidarın ve sermayenin saldırılarından korumaya, üniversitelerin tek adam rejiminin arka bahçesi haline getirilmek istenmesine karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.”

MÜCADELEDEN BAŞKA HİÇBİR ÇAREMİZ YOK

Emek ve Özgürlük İttifakı da "YÖK ve tek adam yönetiminin ablukasına karşı parasız, bilimsel, demokratik-özerk üniversite mücadelesini büyütelim" çağrısı yaptı. İttifakın açıklamasında şu ifadeler kullanıldı: YÖK ve tek adam yönetiminin ablukasına karşı parasız, bilimsel, demokratik-özerk üniversite mücadelesini büyütelim.Üniversite yönetimlerini fiilen AKP memurlarıyla kendine bağlayan tek adam yönetimi, en işlevsiz haliyle bile olsa YÖK'ten, tarihinden, kalıntılarından beslenmeye devam ediyor. YÖK 41 yıldır anti-demokratik yönetmelikler, soruşturmalar, ihraçlar ve toplamda üniversiteyi iktidarın siyasal çıkarlarına bağlama işleviyle üniversite gençliğinin karşısındadır. Üniversite gençliğinin bu koşullarda, nitelikli beslenme ve ücretsiz barınma gibi taleplerden demokratik taleplere, akademiye ve üniversite yaşamına, anadilde eğitim hakkına kadar uzanan saldırılara karşı ortak sorunlar ve talepler etrafında kendi mücadele birliklerini kurmaktan, parasız, bilimsel ve demokratik eğitim talebini büyütmekten başka çaresi yok.”