Bilim, sorgulamak, kanıtlarla gerçeği ortaya koymak ve cahillikle mücadele etmek için vardır. Bizler, bilim insanları ancak özgür, eşit, haksızlıkların olmadığı şartlarda üretebilir, gelişebilir ve geliştirebiliriz. Kanunlar da insanlara işte bu şartları hazırlamak için çıkarılır; ya da bizler öyle zannederdik. Oysa 20 Nisan 2018’de üniversitelerin bölünmesi amacıyla hazırlanan yasa tasarısının, yürürlüğe girmesi ile akademide içinden çıkılmaz […]

Üniversitelerin bölünme süreci ve Cerrahpaşa
Alper Döventaş

Bilim, sorgulamak, kanıtlarla gerçeği ortaya koymak ve cahillikle mücadele etmek için vardır. Bizler, bilim insanları ancak özgür, eşit, haksızlıkların olmadığı şartlarda üretebilir, gelişebilir ve geliştirebiliriz. Kanunlar da insanlara işte bu şartları hazırlamak için çıkarılır; ya da bizler öyle zannederdik.

Oysa 20 Nisan 2018’de üniversitelerin bölünmesi amacıyla hazırlanan yasa tasarısının, yürürlüğe girmesi ile akademide içinden çıkılmaz bir kaosa neden olundu. Bu kanun ile 565 yıllık geçmişe sahip, dünya sıralamasında ilk 500 içerisinde yer alan İstanbul Üniversitemiz (İÜ) de bölünmüş; Çapa ve Cerrahpaşa gibi tıbbın amiral gemileri olan iki kardeş fakülte adeta birbirinden koparılıp, bir tarafı mirasçı, diğer tarafı ise üvey evlat konumuna düşürülmüştü. Tüm bilimsel ve toplumsal tepkilere, hatta üzerinden yaklaşık bir yıl geçmesine rağmen, maalesef bu kararın hangi gerekçelerle, kimlere danışılarak alındığı, bu güzide kurumların neden böylesi bir sonla yüzleşmek zorunda bırakıldığı, kanımca -bu yanlış kararı alanlarca dahi- anlaşılamadı.

HANÇER VURULDU

Nisan 2018’de, aralarında İÜ’nün de yer aldığı 14 üniversitenin bölünmesi ve yeni üniversiteler kurulması amacıyla gündeme gelen Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) komisyon taslağında yer alan en çarpıcı kararlardan biri, İÜ’nün ikiye bölünmesi, İstanbul Tıp Fakültesi’nin (İTF) ise, yeni kurulacak İbn-i Sina (Çapa) üniversitesine bağlanmasıydı. 21 Nisan’da İÜ acil senato toplantısı çağrısı yapılarak, alınmış olan kararların rektör ve dekanlara tebliğ edileceği bildirilmişti. Bunun üzerine İstanbul Tabip Odası (İTO) ve Demokratik İstanbul Üniversitesi Bileşenleri acil bir duyuru hazırlayıp; 24 Nisan öğlen Çapa’da basın açıklaması ile tasarının bu şeklinin kabul edilemez olma gerekçelerini açıklama kararı almıştı. Ancak ne hikmetse, ertesi gün yapılan İÜ acil senato toplantısında, bölünerek yeni kurulacak üniversitenin adı İbn-i Sina (Cerrahpaşa) olarak zikredilmiş; Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin (CTF) de buraya bağlanacağı, bu kararın geri dönülemez ve tartışılamaz olduğu söylenmişti. İlk kararın ise sayın cumhurbaşkanı ile görüşen bir grup İTF öğretim üyesinin olağanüstü çabası (!) sonucu değiştiği belirtilmişti.

24 Nisan’da CTF dekanı başkanlığında yapılan acil akademik kurul ile birlikte, kanunun yasalaşmasına dek sürecek tüm üniversitelerin, özelde de bizlerin “Cerrahpaşa Mücadelesi” başladı. Aynı gün hem İÜ Beyazıt’taki rektörlük ana kapısının önünde binlerce İÜ’lü ve İTO; hem de CTF dekanlık önünde açıklamalar yapılarak, bu tasarının kabullenilemez olduğu hep bir ağızdan haykırıldı. 25 Nisan’da tarihi Burhanettin Toker amfisinde CTF akademik kurul kararları bir basın bildirisi ile duyuruldu. Tepkiler sürerken Meclis komisyonunda milletvekillerine yapılmaya çalışılan uyarılar hiçe sayılmış, tüm çabalara rağmen 26 Nisan’da tasarı alelacele komisyondan geçirildi. Tasarıda CTF, yeni kurulacak İstanbul Üniversitesi (Cerrahpaşa) üniversitesi içerisinde yer alacaktı.

PARANTEZE SIĞMADIK

27 Nisan sabahı herkesin “Cerrahpaşa Duruşu” olarak anacağı, OHAL şartlarında demokratik, başta öğrencilerimiz ve hastalarımız olmak üzere kimseyi mağdur etmeden yapılan “Cerrahpaşa paranteze sığmaz” etkinlikleri başladı. Hababam Sınıfı’ndan esinlenerek yapılan açıkhava dersleri, tasarının geri çekilmesi için başlatılan imza kampanyası, halkın büyük desteği ve sempatisiyle devam etti. Hafta sonu yatan hastalara, yakınları ve ziyaretçileri ile çevre esnafa bilgilendirici broşürler dağıtıldı. Tüm bu naif çabalar maalesef “İdeolojik provokasyon” kılıfına sokulmaya çalışıldı. Ancak gerek haklarını en zeki şekilde arama mücadelesi veren pırıl pırıl öğrencilerimiz; gerekse halkın desteği sayesinde, bu karanlık bakış açısı hızla çürütüldü. 30 Nisan’da İÜCTF tarihinin en kalabalık dersi “Hocaların hocası anlatıyor” etkinliğinde gerçekleşti; binlerce kişinin alkışları arasında İÜ bileşenleri destek bildirisi okundu. 2 Mayıs’ta hastane bahçesinde “Cerrahpaşa bilime kan verecek” etkinliği ile kan bağışı kampanyası düzenlendi. Tüm Cerrahpaşa ruhu taşıyanlarca, gece nöbetleri başladı.

8 Mayıs günü tüm CTF, yine TBMM yayınına kitlendi. Herkes, milletvekillerinin -hatta yasayı hazırlayanların bile- içine sinmediği bu yasanın, son anda geri çekileceği ümidiyle nefeslerini tutmuş; günlerdir süren demokratik ve haklı mücadelelerinin vicdanları etkileyeceğini düşünüyordu. Ama olmadı; yasa geçti… Günlerce, gecelerce, gözyaşları ile okullarına sahip çıkmaya çalışan çocuklarımız, hayatlarında ilk defa siyasetin çirkin yüzünü yaşayarak görmüş oldu. İşte o gece Cerrahpaşa’ya korkunç bir HÜZÜN çöktü… “İnanın çocuklar, güzel günler göreceğiz, güneşli günler” derken, birden boğazımıza düğümlenen o çaresizlik hissinin kokusuydu bu…

MÜCADELE YÜKSELDİ

22 Mayıs itibariyle İÜ bileşenleri yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi (AYM) çalışmalarına başladı; aynı gün ise yeni rektörlük olarak planlanan Avcılar’da ilk senato toplantısının yapılması, bölünme sürecinin bir an önce tamamlanmasının hedeflendiğini gösteriyordu. 25 Mayıs’ta dekan ve yardımcıları alkışlarla uğurlanırken; sonrasındaki süreç afiş, poster ve broşürlerin kaldırtılması, kurucu vekil rektör ve dekan vekili olarak mevcut İÜ rektörünün atanması ile devam ediyordu.
2 Haziran’da 700 Cerrahpaşalı buluşuyor; otobüslerin CTF’ye sokulmaması, hatta soruşturma tehditlerine rağmen; bizlere Cerrahpaşa yerleşkesini armağan eden kurucu önderimize şükranlarımızı sunmak amacıyla Anıtkabir’i ziyarete gidiyorduk. 22 Haziran’da TBMM-AYM görüşmesine giden heyet de eli boş dönüyordu. Gerçek demokrasilerde SEÇİM, seçilsin ya da seçilmesin, bireylerin karşısındakine saygısını ve onların da haklarını korumayı gerektirir. 24 Haziran seçimlerinden sonra da artık bu yasal sürecin geri döndürülemeyeceğini anlayarak, Cerrahpaşa Mücadelesini Cerrahpaşa Duruşu ile devam ettirmeye karar veriyorduk.

8 Temmuz’da rektör atamaları ile ilgili kanun değiştiriliyor, 13 Temmuz’da İÜC rektörü atandıktan bir gün sonra kanun yeniden eski haline getiriliyordu. 3 Ekim’de dekan ve dekan yardımcılarımız atanıyor; 1 Ocak 2019’da da maddi olarak İÜC bütçesi, İÜ bütçesinden ayrılıyordu.

DAHA BİTMEDİ

Gelinen noktada 19 Ocak 2019 itibariyle son 1 yılda yaş nedeniyle emekli olanlar dahil, CTF’den kopan öğretim üyesi sayısı 35’i buluyordu. CTF mevcut akademik kadrosu, yaklaşık 2500 civarı öğrencisi ve bir o kadar da personeliyle, yıllardır enkaza çevrilmeye çalışılan fakültelerini ayakta tutmak için sabretmekte; hizmet ve bilim üretmeye devam etmektedir. Sonuçta İÜ’nün ayrılmaz bir parçası olan CTF, İÜ’nün tüm bileşenleriyle elde edilmiş olan maddi, manevi ve bilimsel mirastan mahrum bırakılmaya çalışılmıştır. Unutulmamalıdır ki 2. Dünya Savaşı sırasında toplama kamplarında evlatlarının birinden vazgeçmek zorunda kalan “Sophie’nin seçimi” filmindeki acı dersle, hayatı kandırıp-kazandığını zannedenler, gerçeğin tokadını yiyecek ve daima kaybeden olacaktır. Tarih, Cerrahpaşa’yı safra olarak görenleri, ayak oyunlarıyla bir çukura itenleri ve tüm bunlara suskun kalanları olduğu gibi; bu onurlu mücadeleyi de yazacaktır. Yaşadığımız sürece, ailesine, yuvasına, doğru ve gerçek bilime inanan biz CERRAHPAŞA ailesi, bu duruştan vazgeçmeyeceğiz, yıkılmayacağız, tükenmeyeceğiz… Çünkü biliyoruz ki “Var olmak, adil olmayan seçeneklere rağmen hayatta kalmaktır…”

Bu süreçte emeği geçen başta biricik öğrencilerimiz olmak üzere, yönetimimize, hocalarımıza, İÜ bileşenlerine, İTO ve TTB’ye, tüm çalışan, hasta, hasta yakını ve halkımıza, direnen İTF’li dostlara, doğruyu ve gerçeği yansıtmaktan korkmayan basılı ve görsel medyaya teşekkür ediyoruz. Bilinsin ki dayanışmanın güzellik timsali Cerrahpaşa, ona yapılanları asla unutmayacaktır…

Prof. Dr. Alper DÖVENTAŞ
İ.Ü.C. Cerrahpaşa Tıp F.
İç H. AD, Geriatri BD. Öğr. Üyesi
İstanbul Tabip Odası, TTB Merkez Delegesi