Üniversiteli kamu işçilerinin statü isyanı

Kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler ve KİT’lerde üniversite mezunu olmalarına karşın işçi statüsünde çalışan ve memurların sahip olduğu özlük hakların hiçbirinden yararlanamayan binlerce çalışanın statü değişikliği talebiyle verdiği mücadele sürüyor.

Önlisans, lisans, yüksek lisans veya doktora yapmış olmalarına karşın uzmanlık alanları dışında çalıştırılan ve 4857 sayılı İş Kanunu’na tabi olmaları nedeniyle görevde yükselme, tayin, terfi ve kurum içi eğitim gibi haklardan mahrum olan işçiler, “Tek talebimiz var, var olan kadromuzun memurluk kadrosuna dönüştürülmesi” diyor.

Üniversiteli İşçiler Platformu’na üye işçiler, “En basit anlatımla talebimiz kadro değil, statü değişikliği. Statü değişikliği sadece memur işi yapana değil, kendi alanlarının dışında çalıştırılan binlerce üniversite mezunu işçiyi de kapsamalı. Amirlerinin istekleri doğrultusunda kendi alanlarının dışında çalıştırılan arkadaşlarımızı dışarıda bırakacak bir çalışma yeni mağdurlar yaratacaktır. Yeni mağduriyetlerin yaşanmaması için herkesi kapsayacak bir çalışma yapılmasını istiyoruz” ifadelerini kullanıyor.

Sorunun çözümü için CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in Meclis’e sunduğu yasa teklifinin yedi aydır komisyonda beklediğine dikkat çeken işçiler, İYİ Parti Milletvekili İsmail Koncuk’un ise bir ay önce araştırma önergesi verdiğini hatırlatıyor. İşçiler, CHP Afyon Milletvekili Burcu Köksal’ın da kendilerine destek verdiğini, ancak vekillerin bu çabalarına karşın sonuç alamadıklarını belirtiyor.

YÜKSEK LİSANS BİTİRDİM, YÜKSELEMİYORUM

Platform üyeleri, yaşadıkları mağduriyeti şöyle anlatıyor:

Şebnem Sultan Yılbaş (Üniversiteli İşçiler Platformu İzmir Temsilcisi): Kamuda 8 yıldır güvenlik görevlisi olarak çalışıyorum. Yüksek lisans mevzunuyum. Atanamamış felsefe grubu öğretmeniyim. Statü değişikliği ile memur kadroları için görevde yükselme sınavlarına girip terfi hakkından faydalanmak istiyorum.

B.Z.: Sağlık Bakanlığı’na bağlı kuruluşlardan birinde çalışıyorum. Bu 15’inci yılım, yıllardır yan masada çalışan arkadaşımla farklı statüde değerlendiriliyorum, hem ücret hem de sosyal haklar bakımından. Görevde yükselme sınavına girip yükselemiyorum. Yöneticilerim bile benden düşük seviyede eğitim almış kişiler. Tayin hakkım ya da başka kuruma geçiş hakkım yok. Hem iktisat hem sosyoloji bitirip bir de kamu yönetimi alanında yüksek lisans yapmama rağmen oturduğum yerde sayıyorum.

F.A.: Mesleğim muhasebe ve finansman. 6 yıldır kamuda işçi statüsünde çalışıyorum. Kurumum işçi olduğum için beni mesleğim ile ilgili birim veya birimlerde görevlendirmiyor, istediği yerde çalıştırıyor, çünkü imza yetkim yok. Muhasebe önemli bir alan, o yüzden memurlar hariç kimseye görev vermiyorlar, bunun sıkıntısını yaşıyorum.

HAKKIMIZI ARAMAMIZ BİLE YASAK

F.K.: Karayolları Genel Müdürlüğü’nde kadrolu işçi olarak çalışıyorum. Su ürünleri mühendisiyim, aynı zamanda B sınıfı iş güvenliği uzmanıyım. Düz işçi pozisyonunda çalışıyorum, yani ne iş varsa onu yapmak durumundayım.

M.A.: 2004 yılında geçici işçi olarak işe başladım. Çalıştığım kurumun İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nde harita ve kadastro teknikeri olarak memur arkadaşlarımla aynı serviste bilfiil 10 yıl görev yaptım. 2007 yılında çıkan 5620 sayılı torba yasaya istinaden daimi işçi pozisyonuna geçirildim. Her ne kadar üniversite mezunu olsanız da; kendinizi kariyerli, vasıflı, liyakatlı görseniz de, resmi kayıtlarda vasıfsız işçi olduğunuzdan dolayı çalıştığınız kurum sizi istediği yerde ve pozisyonda işçi olarak çalıştırabiliyor. Biz üniversiteli işçilerin memurlar gibi atama, tayin, görevde yükselme, derece-kademe vs hiçbir yasal hakkımız bulunmuyor. Bunun yanında tarafınıza uygulanan bu haksız, adaletsiz mobbing uygulamasına karşı yasal yollarla hakkınızı aramaya bile hakkınız yok. İşte bu nedenle statü değişikliğiyle memur statüsüne geçebilmek için mücadelemiz devam ediyor.

E.E.: Muhasebeciyim, işletme mezunuyum, ama kamuda 14 yıldır işçi olarak çalışıyorum. Müdürüm lise mezunu. Yükselip müdür olamıyorum.