AKP döneminde itibar kaybı yaşayan öğretmenlik son olarak kadrolular arasında yapılan ayrımla bölündü. Aynı ortamda, aynı kıdemde ve aynı işi yapan öğretmenler farklı ücretlerle yoksulluk sınırının altında kalıyor.

Unvanlar farklı yoksulluk aynı
Öğretmenler mali sorunlarla boğuşurken yüzbinlerce öğretmen de atama bekliyor.

Havva GÜMÜŞKAYA

AKP döneminde saygınlığı giderek kaybettirilen öğretmenlik mesleği yara üstüne yara aldı. Ekonomik krizle geçim derdi artan, itibarı dibe vuran öğretmenler, aynı ortamlarda, aynı kıdemde, aynı işi yapmalarına rağmen farklı ücret alıyor. Özel öğretim kurumlarında düşük ücretle insani çalışma şartlarından uzak çalıştırılıyor. Yüz binlerce öğretmen ise ataması yapılmadığı için meslek dışında alanlarda çalışmak zorunda bırakılıyor. Hal böyle olunca öğretmenlik artık tercih edilen bir meslek olmaktan çıkıyor.

KADROLU ARASINDA AYRIM

Öğretmenler kamuda kadrolu, sözleşmeli ve ücretli olmak üzere 3 ayrımla sınıflandırılıyor. Kadrolu öğretmenler 657 sayılı Kanunu’nun 4’üncü maddesinin A fıkrası kapsamında çalışan öğretmen anlamına geliyor. Kadrolu oldukları için devlet memurlarının tüm yasal haklarına sahip oluyorlar. Ülke genelinde toplamda 879 bin 925 öğretmen kadrolu olarak görev yapıyor. Ancak 25 yıllık kadrolu bir öğretmenin bugün aldığı maaş 14 bin 200 lira.

Geçen yıl ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’ ile basamaklandırılan meslekte kadrolu öğretmenler arasında da bir ayrım yapılmaya başlandı.

Ülke genelinde devlet okullarında 975 bin 698 öğretmen görev yapıyor. Bu öğretmenlerin 519 bin 974’ü uzman, 66 bin 679’u başöğretmen unvanına sahip. 389 bin 45 öğretmenin ise unvanı bulunmuyor.

Bu durumda başöğretmenler diğer öğretmenlere göre 4 bin 944 lira, uzman öğretmenler ise 2 bin 471 lira fazla maaş alıyor.

Öğretmenlerin aldığı ücrete bakıldığında Çalışma Bakanı Vedat Bilgin’in, öğretmenlerin 20 bin TL’nin üçerinde maaş aldıklarına yönelik açıklamalarını yalanlıyor.

11 BİN TL İLE MESLEĞE GİRİŞ

Mesleğe yeni atanan bir öğretmen ise sözleşmeli olarak göreve başlıyor. Bu öğretmenler ile bir yıllık sözleşme yapılıyor ve ilk atandıkları yerde 3 yıl sözleşmeli ve çakılı görev yapma zorunluluğu bulunuyor. 3 yıldan sonra kadroya geçirilen bu öğretmenler, çalıştıkları yerde 1 yıl daha kalmak zorundalar. Eş ya da mazeret tayin hakları, iş garantileri bulunmuyor.

Ülke genelinde 95 bin 773 sözleşmeli öğretmen bu yıl içerisinde kadroya geçirildi. Göreve yeni başlayan sözleşmeli bir öğretmen 11 bin 500 TL dolaylarında ücret alıyor.

GARANTİSİZ ÖĞRETMENLİK

Öğretmenler arasında hiçbir hakka sahip olmayan girdikleri ders saatine göre ücret alan öğretmenler ise ücretli öğretmen olarak anılıyor. İlçe milli eğitim müdürlükleri tarafından tespit edilen ücretli öğretmenler, genel olarak kadrolu ve sözleşmeli öğretmen eksiğinin bulunduğu yerlerde ya da izinli öğretmenlerin yerine çalıştırılıyor ve iş garantileri bulunmuyor.

Haftalık en fazla 30 saat derse giren ücretli öğretmenler 1 ders saati karşılığında 49 lira ücret alıyor. Aylık yaklaşık 120+24 saat derse giren ücretli bir öğretmen ay sonunda en fazla 7 bin 56 TL ücret alıyor. Ülke genelinde yaklaşık 85 bin dolayında ücretli öğretmen görev yapıyor.

ATAMA İÇİN GEÇEN YILLAR

Atama koşullarının zorlaştırılması sonucu yaşanan ‘öğretmen işsizliği’ gerçekliği ise mesleğin yaşadığı itibar kaybının derinleşmesine neden oluyor. Üniversitelerin eğitim fakültelerinin ilgili bölümlerini bitirmek ya da diğer fakültelerden mezun olunmuş ise pedagojik formasyon eğitimi sertifikası alan öğretmenler atanmak için uzun yıllar bekliyor. Ataması yapılan öğretmenler bu süreçte alan dışında veya özel sektörde düşük ücretlerle çalıştırılıyor.

2019 yılı Ağustos ayında Milli Eğitim Bakanı, ataması yapılmayan öğretmen sayısının 700 bin dolayında olduğunu açıklamıştı. Üniversitede okuyan adaylarla birlikte bu sayı 1 milyonu aşıyor. 2002 yılında 68 bin dolayında olan ataması yapılmayan öğretmen sayısı, tamamen planlama hatasından dolayı 700 bini geçmiş durumda. 2022 yılında Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi’ne 476 bin 974 aday başvuru yaptı.

***

TÜM ÖĞRETMENLERİN MALİ HAKLARI DÜZENLENMELİ

Eğitim Uzmanı Ali Taştan, öğretmenlerinin tamamının yoksulluk sırının altında maaş aldığını belirterek şunları söyledi: “Özellikle yeni atanan öğretmenler iki üç arkadaş birlikte ev tutuyor. İstanbul gibi büyük kentlerde öğretmenlerin maaşları ev kirasını, kendisinin ve çocuklarının temel ihtiyaçlarını bile alamıyor. Öğretmenlerin neredeyse tamamı kredi ve kredi kartı batağına saplanmış durumda. Faturalarını nasıl ödeyeceğini, düşünen öğretmen ay sonunu getiremiyor. Bu şartlarda çalışan öğretmenlerden nitelikli eğitim bekleniyor. Öğretmenleri bölen parçalayan basamaklandıran uzman ve başöğretmenlik sistemi kaldırılmalıdır. Unvan vermeden tüm öğretmenlerin mali hakları başöğretmenlikteki şekilde düzenlenmelidir.”