e-kitap pazarlama taktiği:
‘Üret ve aynı şeyi bir daha üret’

Serdar Katipoğlu: Ekran okuma ile kâğıt okumayı karşılaştırmak artık anlamını yitirmiştir. Yeni davranış biçimleri söz konusudur. Okuma artık ekrandadır. Bugün herkes ayaklı kütüphane, sanal kütüphanedir

Geçtiğimiz hafta Kütüphaneler Haftası’nı kutlarken dijitalleşme ve e-kitap hızla piyasalaşmaya ve sektörün yeni pazarı haline gelmeye başlayışını tartışmaya başladık. Kitaba dokunmanın, koklamanın devri geçti diyor e-kitap uzmanı Serdar Katipoğlu. android tablet, e-kitap gibi dijital okumaların yeni pazarlardaki konumunu, kitaptan tablete geçişin okuyucu üzerindeki etkilerini e-kitap uzmanı Serdar Katipoğlu ile konuştuk.


>> Kütüphaneler haftasındayken, dijitalleşme ve e-kitap ne durumda... I-Pad gibi cihazlar yaygınlaşırken ilgi nasıl?
Öncelikle 26 Mart - 1 Nisan tarihleri arasında 48. Kütüphane Haftası’nın kutlandığını hatırlatmak isterim. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de e-kitap ile basılı kitap arasındaki çatışmacı ve uzlaşmacı bir ilişki olduğunu görüyoruz. Bu durum okuyucular arasında tartışıldığı gibi aynı şekilde yayıncılar arasında da tartışılmaktadır. Bir yanda kâğıdın kokusunu ve kitaba dokunmayı seven okuyucular diğer tarafta ise elektronikleşmiş fantezi boyutunda e-kitap ve e-kitap kullanım aygıtları satan şirketler.
E-kitap olgusuna baktığımızda ilk göze çarpan e-kitapların ezici bir çoğunluğunun İngilizce dilinde olmasıdır. Türkiye’de özellikle üniversite kütüphaneleri e-kitapların en önemli kullanıcısı ve müşterisidir. Üniversite kütüphanelerinde e-kitaplar genel olarak veritabanları içinde sunulmaktadır. Bu e-kitap veritabanları çoğunlukla akademik özelliği olan kitapları içermektedir. Bu veritabanlarının hepsi küresel şirketler tarafından üretilmekte ve üniversite kütüphanelerine yıllık kiralanmaktadır. Bu şirketler sürekli güncellenen e-teknolojiyi çok yakından izlemektedirler. Hatta kendileri geliştirmektedirler. Güncel e-teknoloji bu yeni sektörün ve yeni pazarın en belirgin öğesidir.


Artık üniversite kütüphaneleri e-kitap veritabanlarından tek tek e- kitapların ödünç verildiği bir sisteme geçmeye başlamışlardır. Eskinin okuyucuları bugün kullanıcı olmuşlardır. Kütüphane kullanıcısı ipad’ine veya android tablete e-kitabı elektronik olarak ödünç almakta, süresi dolunca da elektronik olarak e-kitabını e-kütüphaneye iade etmektedir. Bu da, yabancı yayınevleri üret ve aynı şeyi bir daha üret anlayışıyla yepyeni pazarlar ve pazarlama taktikleri geliştirmekte olduğunun bir göstergesidir.


Bu son uygulamalar e-kitaba karşı olan olumsuz tutumu tümüyle ortadan kaldırmış gibidir. Yani entelektüel teknolojiye direniş günümüz popüler e-teknoloji uygulamalarıyla son bulmaktadır. Kitabı dokunurum, kitabı koklamak isterim diyenlerin sözü bitmiş gibidir.

>> İleride kâğıt gerçekten ortadan kalkacak mı? Ekrandan okumak ve kâğıt arasında ne tür farklar var?
Burada dikkat edilmesi gereken nokta kâğıdın ortadan kalkması değil, ama ekrandan okumanın artmasıdır. Ekran okuma ile kâğıt okumayı karşılaştırmak artık anlamını yitirmiştir. Yeni davranış biçimleri söz konusudur. Okuma artık ekrandadır. Bugün herkes ayaklı kütüphane, sanal kütüphanedir.

 >>  e-kitap daha yüzeysel, anlık ve yatay bir okuma ya da göz gezdirme deneyimi yaratmıyor mu?

Doğrusal okuma bir metni baştan sonra doğru okuma eylemidir. Ama tabletle; parça parça okuma, önce göz atarım sonra okurum anlayış ve davranış biçimleri ortaya çıkmaktadır. Böylece bilgiye erişimde tutum ve davranışlar da değişmiş ve güncellenmiştir. Bugün e-kitabı başından sonuna okumazsınız. Metin içi aramalarla istediğiniz bölümlere yani doğrudan parçalara gidersiniz. Bu örnekler bugünkü ve yarınki  entelektüel teknolojik ortamla, ileride e-kitabın da ortadan kalkacağını, sadece e-bilgi parçalarının var olacağını düşündürmektedir. Gelecek, teknoloji ve içeriğin bu bağlamdaki ilişkisidir. Uyumu ve çatışmasıdır.

>>  Yayınevleri şu an e-kitap’a uzak duruyorlar sanki…

Yayınevleri şu anda özellikle Türkiye’de ne yapacaklarını şaşırmışlardır. Kâğıt kitaptan e-kitaba geçmeyi düşünürken, e-kitap teknolojisi ve sektörü dünyada alıp başını gitmiştir.  Bu gelişme süreklilik halindedir. Türkiye’de yayınevlerinin istisnalar dışında büyük bir kısmı bu konuda tutucudur, pesimisttir ve hedefsizdir.

 >> Dijital kitap sektörü geleneksel yayın ve kitap sektörünü nasıl değiştirecek?
Değiştirmeyecek. Ya yok edecek, ya da var edecektir. Türkiye’de e-kitap yazılım mıdır değil midir, buna hiçbir makam ve kurum daha karar verememiştir. Kitap ve e-kitabın KDV oranı bile halen tartışılmaktadır.

>>  Şu an küçük işletmeler şeklinde örgütlenmiş yayınevleri, e-kitap alanında çalışan küresel dev şirketler karşısında ne yapacak? Bu yumuşak bir tekelleşme yaramayacak mı?
Türkiye’de şu anda sadece e-kitap yayınlayan çok az sayıda yayınevleri vardır. Bunlar kendine alternatif bir rol biçmişlerdir. Diğer tanınmış yayınevleri ise gündemlerine e-kitabı almışlardır. Ama maalesef hiçbir kapsamlı uygulamaları halen piyasaya yansımamıştır. Bunun en önemli nedeni yeterli teknolojik alt yapının olmamasıdır. Küresel firmaların yerele ve küçüğe karşı en büyük üstünlüğü e-kitapla ilgili sürekli yeni teknoloji geliştirmeleridir. Teknolojik üstünlük küresel pazarda pay sağlamada bir etken, aynı zamanda zengin e-kitap içeriği de başka bir etkendir. İngilizce dilinde yazılmış akademik ve genel kültür  kitapları tüm dünyaya çok kolay bir şekilde satılmaktadır. İçerik ve teknolojik birlikteliğin üstünlüğü dünya ölçeğinde bir tekel durumu oluşturabilir.

>> Siz kurum olarak neler yapıyorsunuz?
Üniversitelerden ve okurlardan gelen talep üzerine ve piyasadaki boşluk nedeniyle Hiperlink olarak Türkiye’nin ilk Türkçe e-kitap veritabanı Hiperkitap’ı oluşturduk. Hiperkitap 8000 adet Türkçe e-kitabı içermektedir. Her kitap için yayıncılarla telif anlaşması yapmaktayız. Bu sayı sürekli artacaktır. Hiperkitap,  önümüzdeki dönemde uluslararası standartlarda,  küresel teknoloji aracılığıyla Türkiye ve dünyadaki tüm kullanıcılara bilgiye en doğru erişim olanağı sunacaktır. Hiperkitap’a bugün 50 üniversite kütüphanesi abonedir. Bu hafta 1 yaşına giren Esenler Dijital Kütüphanesi’nde yalnızca Hiperkitap veritabanı mevcuttur. 30 Mart günü Tuzla Belediyesi, içinde Hiperkitap’ın olduğu Dijital Halk Kütüphanesi’ni açacaktır. Bilgi toplumunda bilgiye erişim en temel insan hakkıdır. Doğru bilgiye erişim, e-kitap veritabanları ve dijital kütüphaneler aracılıyla olacaktır.