Ankara’ya gelen üreticiler, SOL Parti Tarım Çalıştayı’nda buluştu. Gıda krizini tartışan üreticiler, neoliberal saldırılara ve örgütsüzlüğe dair yeni mücadele yolları aradı. Neoliberal dönüşümün tahribatına değinildi.

Üreticiler tarımı tartıştı
Fotoğraf: BirGün

BirGün ANKARA 

SOL Partili üreticiler gıda krizini masaya yatırdı. İzmir, Antalya, Uşak ve Sakarya’nın da aralarında olduğu 12 ilden gelen üreticiler Tarım Çalıştayı’nda buluştu. SOL Parti Tarım Çalışma Grubu Sözcüleri Nadir Güven, Özge Güneş ve İlkay Öz’ün yürütücülüğünde yapılan çalıştay Ankara’da gerçekleştirildi.

Çalıştayda neoliberal saldırı altındaki kır, tarım ve gıdanın durumu ile örgütsüzlük ve yeni mücadele yolları tartışıldı. Yapılan oturumlarda sözleşmeli üretim, kooperatifleşme, toplumsal hayatın dönüşümü, toprak gaspı ve pazara erişim başlıklı atölyeler gerçekleştirildi. Oturumlarda öne çıkan tartışmalar şöyle oldu: 

ÜRETİCİ ÖRGÜTLENMESİ VE KOOPERATİFLEŞME 

Üreticilerin kendi aralarında, üretici ve tüketicilerin de birbirleriyle dayanışmasına dayanan örgütlenmeler arasında kooperatifleşme pratikleri kolektif yönetim ve mülkiyet biçimleri olarak öne çıkıyor. Ancak mevcut kooperatifçilik yasası bu amacın piyasadan bağımsız ve demokratik biçimde gerçekleştirilmesini engelliyor. Gıda egemenliği mücadelesinin birer taşıyıcısı olma amacıyla ortaya çıkan, bu doğrultuda üretim ve tüketim ilişkisini geliştirmeye odaklanan kooperatifler de bu yasalardan olumsuz etkileniyor. Kooperatifçiliğin piyasadan bağımsız ve demokratik işleyişine yönelik bir dönüşümün yolları aranmalı.  Sözleşmeli üretim köylülüğü tasfiye etmeye yarayan sömürü ve bağımlılık modeli. Tarımsal üretim bilgisinin, üretimin, kontrol ve denetiminin tekelleşmesine dayanıyor. Kamu otoritesi “üretim planlaması” adı altında bu modeli güçlendirip yaygınlaştırmak için yoğun çaba sarf ediyor. Sözleşmeli üretim köleleştirmek anlamını taşıyor. Bu çerçevede sözleşmeli üretimin son bulması ile sözleşme süreçlerine müdahil olunacak örgütlenme ve itiraz biçimleri oluşturman bir mücadele gerekli. 

TOPLUMSAL HAYATIN DÖNÜŞÜMÜ 

Neoliberal dönüşüm kırsal-tarımsal alanı toplumsal hayatın organizasyonu bağlamında tahrip etti. Tarımın, küçük çiftçiler ve köylüler için geçimlik bir faaliyet olarak yeniden tesisi için kırsal toplumsal hayatın demokratik ve ilerici dönüşümü gerekli. Bu amaçla kamu politikalarının dayattığı piyasa ilişkilerinin karşısında konumlanacak, köylünün deneyim ve karar hakkına dayanan demokratik bir mücadele ve dönüşümün araçları oluşturulmalı. 

Tarım ve kır emekçilerinin en önemli sorunlarından biri siyasal, ekonomik ve kültürel dinamiklerinin temelini oluşturan toprakların gasp edilmesi. Tarımın sanayileşmesi ve kırsal alanlara yönelik artan sermaye yatırımları, yabancılara toprak satışı, miras kanunu çiftçilerin toprağa erişimini tehdit etmekte; borçlulukla el ele bankalara ipotekli toprakların ölçeği de artıyor. Çiftçilerin üretim araçları olarak toprağa erişim hakkının tesisine yönelik kolektif pratikleri geliştirmek için yollar aranmalı. Çiftçiler için önemli bir sorun yerel pazarlara doğrudan erişememeleri. Tarımın neoliberal küreselleşmesi, gıda sistemleri üzerindeki çiftçi ve köylü kontrolünün kaybolması, dağıtımın büyük kısmını kontrol eden çok az sayıdaki çokuluslu şirkete aşırı bağımlılığa yol açıyor. Yerel pazarlar ve çiftlik dükkânları gibi yerel tedarik zincirlerinin ve doğrudan satış noktalarının oluşturulması; doğrudan pazarların ve dayanışma tüketim gruplarının oluşturulması gibi alternatif yollar aranmalı.