Dünya Çevre Günü'nde Uşak'ta yapılan eylemde kentteki su kirliliğine tepki gösterildi. Çevreciler, su yasasının gündeme alınıp ilk elden yasalaştırılmasını talep ediyorlar. "

Uşak’ta dereler sahipsiz değil

OSMAN ÇAKLI

Dünya Çevre Günü'nde Uşak'ta yapılan eylemde kentteki su kirliliğine tepki gösterildi.

Uşak'ta akan derelerin kirliliğine dikkat çekmek için bugün Murat Dağı Yok Olmasın Platformu'nun çağrısıyla yapılan eyleme CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım ile SOL Parti PM üyesi Mahmut Uludağ da de destek verdi. Uşak Belediyesi önünde toplanan yaşam savunucuları Tiritoğlu parkında basın açıklaması düzenledi. Açıklamada Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün temiz olduğunu iddia ettiği akarsulardan akan kirli sular sergilendi.

KİRLİ SU EGEYE DÖKÜLÜYOR

Uşak'tan doğan ve Büyük Menderes'ten Ege denizine kadar akan Dokuzsele, Ulubey ve Banaz çayları yıllardır kirli akıyor. Mevcut arıtma tesislerinin kapasitelerinin yetersiz olması nedeniyle su yeteri kadar temizlenemiyor. Murat Dağı Yok Olmasın Platformunun sözcüsü Funda Öz Akcura, grup adına yaptığı basın açıklamasında, "Şehrin içinden geçen Dokuzsele nedir? Bir zamanlar TOKİ inşa edilirken Uşak Belediyesi’nin üzerinde gondolla gezmeyi murat ettiği bir çay mı? Yoksa şimdi olduğu gibi OSB’ler, fabrikalar, hayvan çiftlikleri, maden ocakları ve kanalizasyon atıklarını alan ve taşıyan bir araç mı?" sorularını yetkililere yöneltti.

Aynı soruların Ulubey Dereleri ve Banaz Çayı için de geçerli olduğunu söyleyen Akcura, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2016 tarihli raporunu hatırlatarak, "Dokuzsele ve diğer derelerimizde bugün su yerine akan ağırlığı sanayi kökenli olan arsenik, kurşun, nikel, antimuan, krom ve daha 20’ye yakın ağır kimyasal atık. Büyük Menderes Havzasında günlük yaratılan 450-500 bin ton kirliliğin yüzde 86’sı Uşak ve Denizli’deki deri ve tekstil tesislerince salınıyor" ifadelerini kullandı.

BAKANLIKLAR BİRBİRİYLE ÇELİŞİYOR

Yaşam savunucuları 29 Mart’ta Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne verdiği dilekçede, “OSB’lerin ve yekpare fabrikaların atıklarını saldığı Yavu Deresi neden simsiyah akıyor” diye sormuştu. Dilekçeye Uşak Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün verdiği yanıt göre OSB’ler dahil tüm fabrikaların yarattığı bir sorun yoktu. Derelere atık bırakılmadığı belirtilmişti. Akcura, Bakanlık raporlarına göre ise Dokuzsele Çayı’nın dördüncü derece kirlilik sınıfında, yani kullanılamaz seviyede olduğunu kaydetti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Tarım Bakanlığı arasında su değerlendirme kriterlerindeki çelişkiye dikkat çeken Akcura şöyle konuştu: "Çevre Bakanlığı kriterlerine göre her şey nizami olsa da Tarım Bakanlığı bu suyla asla tarım yapılamaz diyor. Çünkü kirli su hem toprağı zehirliyor hem de kuraklığı hızlandırıyor. Nitekim geçtiğimiz mayıs ayında Türkiye Ziraat Odası Birliği Genel aşkanı Şemsi Bayraktar 2020-2021 Tarımsal Üretim Dönemi Kuraklık Risk Tahmin Raporunu paylaştı. Raporda Ege Bölgesinin son 40 yılın en kurak sonbaharını yaşadığını ve kış mevsimi yağışlarının azaldığını söyledi."

SU YASASI ELZEM

Önümüzdeki dönemde su kirliliği ile mevcut su seviyelerinin yetersizliğinin, tarımda ürün verimini düşürmesi bekleniyor. Murat Dağı Platformu Yok Olmasın sözcüsü Akcura da "Susuzluk ve kuraklık kapıda. Su savaşlarını yaşamaya ramak kaldı. Keza Uşak Belediyesi şehrin içme suyunu karşılayan Küçükler Göletinin seviyesi düştüğü için yeni su kaynakları bulmak için sürekli yeni kuyular açıyor" diye konuştu. Çevreciler suları kirletenlerin hesap vermesi ve 'su yasası'nın çıkmasının artık elzem olduğunu belirtiyor.