Muhtaç vatandaşlar sosyal devletten talep etmeleri gereken yiyecek, yakacak gibi hakları alabilmek için her geçen gün uzayan utanç kuyruklarında parti örgütlerine ya da onlarla bağlantılı kuruluşlara el açmak zorunda kalıyor

AKP Hükümeti'nin iktidarda olduğu son 5 yılda sosyal devlet yerini, "sadaka veren" devlete bıraktı. Seçim döneminde doruğa ulaşan yardım furyası bu bayram öncesi yine hız kazandı. AKP'nin, Kurban Bayramı öncesi, yoksul mahallelerde belediyeler aracılığıyla kömür ve erzak yardımı yapmasına siyasi parti temsilcilerinden tepki geldi. Özgürlük ve Dayanışma Partisi Genel Başkan Yardımcısı Önder İşleyen, AKP'nin ekonomi politikalarının toplumda işsizliğin ve yoksulluğun artmasına neden olduğunu belirterek, "Eğitimden sağlığa tüm alanlar paralı hale getiriliyor. Böylece halk muhtaç duruma düşürülüyor ve sonra da sadaka gibi yardımları almak zorunda kalıyor. Devletin görevi uygulayacağı sosyal politikalarla halkı iş sahibi yapmak, kendisine ve ailesine yetecek kadar bir gelir elde etmesini, insanca yaşamasını sağlamaktır. Sağlık ve eğitim hizmetini parasız sunmaktır. Ancak AKP önce halkı yoksulluğa mahkûm ediyor, sonra onlara kömür ve erzak dağıtarak siyasi rant sağlıyor" dedi.

HER GEÇEN GÜN YOKSULLUK ARTIYOR
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi ise hükümetin uyguladığı ekonomi politikaların her geçen gün yoksulluğu arttırdığını savunarak, son 5 yılda vatandaşların yoksullaştığı-nı ve yardıma muhtaç hale geldiğini dile getirdi. Selvi, "Önümüzdeki 5 yılda vatandaşlarımız daha da yoksullaşacak. Sosyal yaşamdaki gelişmeler kaygı verici. AKP iktidarı, parti adına, devlet adına yoksulların elinden aldıklarını tekrar yoksullara dağıtıyor. Sosyal devlet yerine sadaka veren devleti yaratıyor" açıklamasını yaptı.

AKP Hükümeti'nin sermaye çevrelerinin istediği ekonomik ve sosyal programları uygulayarak halkı yoksullaştırdığmı söyleyen Emek Partisi Genel Başkanı Levent Tüzel de doğru olanın devletin sadaka dağıtması değil, sosyal devletin gereklerini yerine getirerek yurttaşlarına iş, aş, barınma, sağlık ve eğitim hizmetlerini en iyi şekilde sunması olduğunu ifade etti. Tüzel, "Ancak kazanılmış hakları bile geri almaya yönelik düzenlemeler yapan bir hükümetten bunlar beklenemez" dedi.

Siyasilerin yanı sıra akademisyenler de sosyal devletin yerini sadaka veren devlete bırakmasının yoksulluğu arttırarak yeni toplumsal sorunlara zemin hazırladığı noktasında birleşiyor. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Anıl Çeçen, yoksulluk ve yolsuzluğun iki kardeş kavram olduğunu belirterek, "Küreselleşmenin neden olduğu çarpıklıklar, medya aracılığıyla demokrasi kavramının ardına gizlendi. Bu, bizim bildiğimiz demokrasi değil. Yeni demokrasi, sermaye egemenliğine dayanıyor" dedi. Devletin, ulusal ekonomiyi yönlendirmesi ve IMF politikalarına dur demesi gerektiğini belirten Prof. Çeçen, basının da yoksulluğu yaratan sebeplerin üzerine kafa yorması gerektiğini kaydetti.

TÜRKİYE'NİN YÜZDE 80'İ YOKSUL
Ankara Ticaret Odası çeşidi kurumların verilerine göre, Türkiye'deki yoksulluk sınırının 2 bin 140 YTL olduğunu açıkladı. Bu rakam göz önüne alındığında Türkiye'nin yüzde 8o'inin yoksul olduğunun ortaya çıktığı belirtilen açıklamada, yoksulluğun önüne yardımlarla geçilemeyeceği belirtilerek, iş sahalarının yaratılmasının önemine dikkat çekildi.

VOLKAN ŞAHİN - TUNA ARIGÜÇ

* * *
Saatlerce beklediler
İğdır'da valiliğe bağlı Sosyal Yardımlaşma Vakfı'nın 3 bin 700 Kişiye 50 YTL para yardımı yapacağını açıklamasının ardından yardımın yapılacağı banka şubesinin önünde uzun kuyruklar oluştu. Bayram öncesi 50 YTL alabilmek için saatlerce soğukta bekleyen yaşlılardan bazıları fenalaşırken, kuyrukta zaman zaman izdiham yaşandı. Yardım alırken yüzlerini kapatan bazı vatandaşlar, "Bizleri 50 YTL için bu hale koyanlar utansın" dedi. »Gaziantep'te de ihtiyaç sahiplerine verilen 150 YTL'lik yardımın dağıtımında izdiham oluştu. Yağan yağmurdan korunmak isteyen vatandaşların bir an önce banka şubesine girmek istemesiyle başlayan gerginlik dağıtımın başlamasıyla birlikte arbedeye dönüştü.