Türkiye tarihine kara leke olarak geçen 6-7 Eylül olaylarının üstünden 68 sene geçti. Agos gazetesi yazarı Pakrat Estukyan, “Son dönemde artan milliyetçilik 6-7 Eylül’den bağımsız düşünülemez” diye konuştu.

Utancın 68. yılı
Fotoğraf: Depo Photos

Umut SERDAROĞLU

Bugün Türkiye tarihinin en karanlık günlerinden olan 6-7 Eylül’ün 68’inci yıl dönümü. Binlerce azınlığın evi, iş yeri yerle yeksan edildi. İstanbul Ekspres gazetesinin ‘Selanik’te Atatürk’ün evine Yunanlılar tarafından bomba atıldı’ şeklinde yayımladığı yalan haberler ile binlerce Rum, Yahudi ve Ermeni yaşadıkları ülkeden kopartıldı, sürgüne zorlandı. 6-7 Eylül 1955’te onlarca Müslüman olmayan azınlık öldürüldü, çok sayıda kadın cinsel saldırıya maruz kaldı. Aradan geçen yıllara rağmen karanlığın üzerindeki perde hâlâ kaldırılmadı.

Neler yaşandığına dair en önemli anlatım ise, o günlerde Seferberlik Tetkik Kurulu’nda çalışan, daha sonra Özel Harp Dairesi Başkanlığı’na kadar yükselen Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu’nun saldırılara ilişkin kullandığı  “6-7 Eylül de bir Özel Harp işidir ve muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı…” ifadeleri oldu. 6-7 Eylül olaylarını değerlendiren Agos gazetesi yazarı Pakrat Estukyan, yaşananların son dönemde artan milliyetçilikten bağımsız olmadığını söyledi. Mevcut Rum azınlığının 2 bin kişinin altına düştüğünü ifade eden Estukyan, “6-7 olaylarında yapılmak isteneni gerçekleştirdiler. Çünkü saldırıların doğrudan muhatapları Rum azınlıklardı. Aslında 6-7 Eylül’ü tasarlayanlar birer milli kahramandı. Şu an üzülerek söylüyorum, 6-7 Eylül pogromunun devam ettiği zihniyetin talan operasyonu yaptığı ortada. Milliyetçi ideolojiler bu potansiyeli diri tutuyor. Hâlâ Suriyeli sığınmacılar ya da hedef gösterilen herhangi bir topluluk üzerinden bunu gözlemliyoruz” dedi. 

ANMALAR YASAKLANIYOR

Estukyan son dönemde 6-7 Eylül anmalarının kısıtlandığını ya da yasaklandığını da sözlerine ekledi. Estukyan şöyle devam etti:

“Saldırının yıldönümü ancak 15 yıldır kutlanabiliyor. Bu konular kamusal alanda tartışmaya açılmadı. Ancak son 2 yıldır hükümet tarafından bu tür anmalar ya kısıtlanıyor ya da yasaklanıyor.”

Dersim Katliamı’nı hatırlatan Pakrat Estukyan, “Yaşananalar 1938’deki Dersim Katliamı gibi ulus devlet yapısı içerisinde şekillen Türkiye’nin bir diğer hazin olay. Nitekim 6-7 Eylül olayları için ‘Özel Harp Dairesi operasyonuydu’ diyen General Sabri Yirmibeşoğlu bunu kanıtladı” diye konuştu. Öte yandan 6-7 Eylül programı ile ilgili İHD’den yapılan açıklamada “Türkiye’de devlet geleneğinin tarihini sorguluyor, Hristiyan ve Yahudi düşmanlığını bir nefret suçu olarak bir kez daha lanetliyoruz” denildi.

OLAYLARIN ACI BİLANÇOSU

- Mahkeme tutanaklarınca, 4.214 ev, 1.004 işyeri, 73 kilise, bir sinagog, iki manastır, 26 okul ile aralarında fabrika, otel, bar gibi yerlerin bulunduğu 5.317 mekân tahrip edilip yağmalandı.

- Haberin yayılmasının ardından başta Kıbrıs Türk’tür Derneği üyeleri olmak üzere diğer gençlik örgütlenmeleri, meslek kuruluşları ve DP Gençlik yapılanmaları sokaklara döküldü. Kıbrıs Türk’tür Derneği kapatıldı.

- Hükümet olaylar ile bağlarının olduğunu reddetti.

- Atatürk’ün evinin bombalandığı haberinin, hükümet tarafından sermayeyi millileştirme ve etnik yapıyı homojenleştirme için kılıf olarak kullanıldığı ortaya çıktı.

- Hükümet yetkilileri olayların faili olarak komünistleri işaret etti. 

- Aralarında Aziz Nesin, Nihat Sargın ve Kemal Tahir’in bulunduğu bazı aydınlar hakkında dava açıldı.