Caz müzisyeni Bilge Günaydın, ilk albümü ‘Daydreams’ ile dinleyici karşısında. Albümde Cemal Süreya’nın Üvercinka şiirini de caz müzikle buluşturan Günaydın, “Üvercinka’yı her okuduğumda tüm dünya sanki kollarıma öylece bırakılıvermiş etkisi olur üzerimde. Bu parçanın bestesi tek bir nefeste çıktı.” diyor

Üvercinka tek nefeste caz oldu

IŞIL ÇALIŞKAN

Piyanist Bilge Günaydın’ın ilk albüm projesi ‘Daydreams’ Ada Müzik’ten çıktı. Albümde tamamı piyanistin kendi beste ve aranjmanlarından oluşan sekiz parça yer alıyor. Daydreams, merkezine quintet müziğini alarak, iki saksofon arasındaki aranjman oyunları ve güçlü melodik yapılar ile kurgulanan müziklerden oluşuyor. Albüm aynı zamanda Türkiye caz dünyasından önemli isimleri ağırlıyor. Saksofonlarda Serhan Erkol ve Tamer Temel, piyano ve synthlerde Bilge Günaydın, kontrbasta Kağan Yıldız ve Apostolos Sideris ve davulda Berke Özgümüş albümün çekirdek kadrosunu oluşturdu. Cenk Erdoğan perdesiz gitarıyla Esra kayıkçı ise sesiyle birer parçaya eşlik etti. Mixler Hayyam Stüdyoları’ndan Sinan Sakızlı’ya, mastering ise Grammy ödüllü ses mühendisi Dave Darlington’a ait. Günaydın ile Daydream’i ve müzik serüvenini konuştuk.

► Day Dreams’in hikâyesini dinleyelim öncelikle… Neye işaret ediyor bu düşler?
Müzik yazmak veya müzik düşünmek bazen piyanonun başında, bazen yolda bir yerden bir yere giderken veya bazen sadece bomboş bir duvara bakarken benim için adeta bir kaçış noktası. Besteleme süreci ise, hayatın karmaşası ve belki de saldırganlığından biraz olsun sıyrılarak benim kendi oyun alanımı oluşturmamı sağlıyor. Adının işaret ettiği üzere Daydreams de, benim kendi hayal dünyamı dinleyici ile buluşturduğum ilk albümüm.

PİYANO İÇİN BİR HAFTA AĞLAMIŞTIM

► Piyanoyla aranızdaki ilişkiyi nasıl tarif edersiniz?
Piyanoya çocuk yaştayken klasik müzik ile başladım. Bir tane duvar piyanom var, kendisi yirmi yaşında. Eve ilk getirildiği günü apaçık hatırlıyorum. Bir hafta ağladıktan sonra babam bana almak zorunda kalmıştı. Uzun yıllar çaldıktan sonra, enstrüman sanki bir parçanızmış gibi oluyor. Benim de öyle oldu. Tuşlarına dokunduğumda kendimi tamamlanmış gibi hissediyorum artık.


CAZ VE MODERN MÜZİK İÇ İÇE GEÇMİŞ

► ‘Caz tarihindeki big band orkestralarının kronolojik gelişimi ve kompozisyon anlayışındaki tarihsel farklılıklar’ üzerine bir tez yayımladınız. Günümüzle ilgili çarpıcı çıkarımlarınız oldu mu?
Yüksek lisans tezimde erken dönem caz topluluklarından başlayarak, kronolojik sıralama içerisinde Fletcher Henderson, Duke Ellington, Gil Evans ve 21’nci yüzyıl bestecileri/aranjörleri olarak da Bob Brookmeyer ve Maria Schneider’ın müziklerini inceledim ve karşılaştırmalarda bulundum. Son dönem big band bestecilerinin çalışmalarına baktığımızda geleneksel caz formlarından tamamen uzaklaşıldığını ve büyük orkestra müziklerinde 1920’lerdekilerle ortak tek unsurun doğaçlama olduğunu görüyoruz, ki doğaçlama stili de artık oldukça farklı. Yazılı kısma baktığımızda ise, caz ve modern müzik tamamen iç içe geçmiş durumda.

► Koronavirüs salgınının müzik sektörüne etkileri ile ilgili neler söylersiniz? Sizin günleriniz nasıl geçiyor?
Son birkaç haftadır adeta bir filmin içerisinde yaşıyor gibiyiz. Hepimizi belirsizliğe sevk eden bir durum. Biz müzisyenler ve müzik sektörü çalışanları için de maddi manevi çok zor bir dönem. Son iki haftadır evden dışarı çıkmıyorum. Başlarda bir süre sadece durdum açıkçası ancak şimdi moralimi yüksek tutmaya ve kendimi geliştirecek şeyler yapmaya çalışıyorum, bol bol yeni müzikler dinliyorum. İlk albümümü de böyle bir dönemde paylaşmış oldum ama herkese iyi geleceğini ümit ederim. Umarım bir an önce bu salgın son bulur. Herkese sağlık diliyorum.

CAZ MÜZİSYENİNE İLHAM VERMESİ KAÇINILMAZ

► Albümün öne çıkan şarkılarından biri Cemal Süreya’nın Üvercinka’sı. Bu şiirin sizin için önemi nedir?
Üniversite yıllarından beri en sevdiğim şiirlerden biri olmuştur Üvercinka. Her okuduğumda tüm dünya sanki kollarıma öylece bırakılıvermiş gibi bir etkisi olur üzerimde. Mısralarındaki barışa, evrenselliğe ve sevgiye ilişkin incelikli çağrışımlar kadar ismini meydana getiren kelime oyunu da hep çok eğlenceli ve özel olmuştur benim için. Bu parçanın bestesi tek bir nefeste yazdığım parçalardan aslında. Parçayı tamamladığımda aklımdan geçen ilk kelime güvercin, ikincisi de Üvercinka oldu. Albümde de parçayı bu şiire ithaf etmiş olduk. Bu enstrümantal parçanın ana temasından önce ayrı bir track olarak gelen bir intro bölümü de var ve bu bölümde serbest doğaçlama eşliğinde şiirden kısa bir kesit okuyorum.

► Cemal Süreya şiirinin caz müzikle buluşmasını nasıl anlatırsınız?
Cemal Süreya bilindiği üzere ikinci yeni edebiyatının en önemli şairlerinden biri. Bu edebiyat akımında kavramların birbirlerine geçirgenliği ve evrilebilmesi, cazın başka müzik türlerini kolayca kendi çatısı altında toplayabilme ve türler üstü olabilme özelliğiyle bana göre oldukça paralel aslında. Cemal Süreya şiirlerinde de tıpkı Üvercinka’da olduğu gibi kelimelerin veya kavramların sınırlarını aşan bir hava vardır. Güçlü anlatımıyla biraz başımız döner ama sözcüklerin arasında bize hayal kurduran boşluklar da vardır. Bu sebeplerle onun şiirlerinin bir caz müzisyenine ilham vermesi çok olasıydı zaten, benim için de öyle oldu.