Türkiye’deki zeytinliklerin sanayileşmeye açılmasına neden olacak ‘Üretim Reform Tasarısı’ Meclis Komisyonu’nda kabul edildi. Tasarının yasalaşması durumunda zeytinlik alanlarında maden ocağı ve sanayi tesisi yapılabilecek

Uzlaşı açıklaması bir aldatmaca: Zeytinliklerin ölüm fermanı imzalandı

BURCU CANSU

Zeytinliklerin madencilik ve endüstriyel tesisler için yapılaşmaya açılmasına izin veren yasa tasarısı, dün Meclis komisyonunda kabul edildi.

Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda görüşülen torba yasa tasarısının “zeytinlikler, kıyı ve meralar” ile ilgili toplam 7 maddede uzlaşıya gidilmedi. Muhalefet partisinin ve üreticilerin tek talebi olan “Tasarının zeytincilik, mera ve kıyıya ilişkin maddelerinin tasarıdan tümüyle çıkarılması yönündeki önergeler” reddedildi.

Mevcut kanunda, zeytinlikler net ifadelerle korunurken, tasarı ile getirilen “istisna” hükümlerle zeytinliklerin ranta açılmasının önü açıldı. Tasarının Genel Kurul’dan geçerek yasalaşması halinde, AKP’nin görevlendirdiği Valilikler bünyesinde bir kurul, muğlak bir 'kamu yararı' kavramıyla, zeytinlik sahalarında sanayileşme, madencilik, tesisleşme ve yapılaşma faaliyetine karar verebilecek. Kurulun vereceği kararla, her türlü kimyasal atık bırakacak, toz ve duman çıkaracak tesisin yapılmasına ve işletilmesine izin verilecek. Kanunun bir cümlesi zeytinlikleri korurken, ‘ancak’ diye başlayan diğer cümlesi korunan zeytinlikler kurul eliyle yok edebilecek.

uzlasi-aciklamasi-bir-aldatmaca-zeytinliklerin-olum-fermani-imzalandi-296108-1.
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal

AKP aldatıyor
AKP hükümetinin zeytinlikleri talan eden kararını, kamuoyunun “uzlaşı” aldatmacasını Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi kurucularından zeytin üreticisi Murat Narin ve CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ile konuştuk. Narin, bu tasarının Genel Kurul’daki görüşmelerine zeytin yetiştirilen her bölgeden binlerce üreticinin sayısız otobüs ile geleceğini belirterek, “Zeytin ağacı Anadolu’nun tapusudur. Anadolu'nun tapusunu vermeyeceğiz” dedi. Sarıbal, “Bütün zeytin alanları enerji, sanayi ve madene açılmıştır. Bu yasa değişikliği zeytin alanlarının ölüm fermanıdır” uyarısı yaptı.

uzlasi-aciklamasi-bir-aldatmaca-zeytinliklerin-olum-fermani-imzalandi-296109-1.
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Kurucularından üretici Murat Narin

Üretici Narin: Hiçbir uzlaşı yok
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Kurucularından üretici Murat Narin, Zeytin Yasası'nın 2000 yılından beri madenciler tarafından değiştirilmeye çalışıldığını kaydederek, "Yasanın değiştirilmesi girişimi Meclis'te 6 kere oybirliği ile reddedildi. Bu 7’nci kez Meclis’e getirilişi. Madencilerin, termik santralcıların, bu ülkeyi yağma etmeye gelmiş işgalcilerin önlerindeki Zeytin Yasası engelini ortadan kaldırmaya çalışıyorlar" dedi.

Kamuoyunun yanlış bilgilendirildiğinin altını çizen Narin, şunları söyledi: "Hiçbir şekilde uzlaşı yok. Komisyondan geçti, eğer bu yasa TBMM Genel Kurulu’ndan da geçerse Türkiye’deki zeytin alanlarının yüzde 82’si zeytinlik sayılmayacak. Kolin, 6 bin 600 zeytin ağacını Yırca’da nasıl yerle bir ettiyse, yasa çıkarsa 125-130 milyon zeytin ağacını da öyle yok edilecek. ​ ​Bunun karşılığında da 2 bin değil de 4 bin lira ceza ödenecekmiş. Anadolu toprakları işgal edildiğinde dahi kimse zeytin ağaçlarına dokunmadı. AKP iktidarı işgalcilerin yapamadığını yaptı. Zeytin sadece bulunduğu yeri değil, etrafındaki yaşam alanlarını da koruyordu. Kazdağları ve Madradağları... Buralarda işletmeye açılmayı bekleyen madenlerin işletmeye açılmasının önündeki hukuki engel kaldırılıyor. Uzlaşıldı diyerek, kamuoyuna yalan söyleniyor.

Toplantı başladığında AKP Balıkesir Milletvekili Ali Aydınlıoğlu, bize ‘tamam sizin istediğiniz gibi değiştirdik’ demişti. Zeytinciler sevinç ile birbirlerini kutlarken yalanları ortaya çıktı. Biz bütün maddelerin tasarıdan çıkarılmasını isterken bize müjde diye sunduklarının, zeytin ağacı kesmenin bedelinin 2 bin liradan 4 bin liraya çıkarılması olduğuna tanıklık ederken, önemli maddeler geçirildi.”

Komisyonu terk ettik
Narin, komisyonu neden terk ettiklerini de şöyle açıkladı: “Biz Zeytin Yasası’nı yok eden maddelerin tamamen çıkarılmasını istedik. Komisyonda ilk gün CHP’li ve MHP’li vekiller Zeytin Yasası’nın korunması konusunda muhalif tavır gösterdi. Özellikle CHP’li vekiller nitelikli bir savunma yaptı. İkinci gün komisyon başkanından defalarca söz istedik. Söz vermediler. Zeytin Yasası’nı yok ediyorlardı, buna itiraz edilmesi gerekiyordu, artık orada usul-esas düşünülemezdi. Sesimizi yükselttik. ‘Ya bize söz verip bu işi durdurun ya da burayı terk ediyoruz’ dedik. ‘Saygılı olun’ dediler. ‘2 bin yıl önce dikilmiş zeytin ağacını, zeytini tanımayan insanlar olarak sökmeye çalışamazsınız’ diyerek itiraz ettik. Sizinle hak divanında hesaplaşacağız dedik, bunu AKP’nin dindar bir parti olduğunu söylemesinden dolayı söyledik. Kuran’da yer alan surelere göre, Tanrı ‘zeytin ağacı benim’ diyor. Bunların tanrıyla falan alakaları yok, tek dertleri para ve altın madeni.”

Binlerce üretici geliriz
“AKP aklını başına alsın. Zeytin Yasası değişikliğinden vazgeçilsin” diyen Narin, “Biz zeytinciler olarak bu işi sonuna kadar takip edeceğiz. Genel Kurul’daki görüşmelere zeytin yetiştirilen her bölgeden binlerce üretici, sayısız otobüs ile geleceğiz. Zeytin ağacı Anadolu'nun tapusudur. Anadolu'nun tapusunu vermeyeceğiz” diye konuştu.

Kurulun inisiyatifinde
Konunun yakın takipçilerinden CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, komisyona getirilen tasarıdaki son durumu şöyle özetledi:

“15 kültür çeşidi veya yabani zeytin bitkisinin bulunduğu alan zeytin sahasıdır tanımını kaldırarak, zeytin alanı ranta açılmaya çalışıldı. Bu geri alındı, çünkü dünyada böyle bir uygulama olmadığını anlattık. Benim 10 ağacım olabilir 50’şer kilo alırım, 500 kilo ürün eder ya da 8 ağacım olabilir 100’er kilo alırım, 800 kilo eder. Böyle bir verim tablosu yokken, 15 ağaç ile sınırlamak bilgisizliktir. Avrupa’da bu 2,5 ağaç seviyesinde... Yasada yazdığı gibi kaldı.

Fakat aynı maddeye ‘Zeytin Sahaları Koruma Kurulu’ getirildi. Bu kurul, ‘Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Ziraat Fakültesi, Ziraat Odası, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Zeytin Yağı İhracatçıları ve Ulusal Zeytin ve Zeytin Konseyi’nden’ oluşacak. Siyasal iktidarın egemenliği altındaki bu kurulun başında Vali olacak. Kurulun işleyişini Tarım Gıda Bakanlığı yapacak. Tarım Gıda Bakanlığı yetkisini Valilik’e devredebilecek.

Şöyle bir örnek vereyim. Toprak Koruma Kurulu Valilik başkanlığında toplanıyor. Bu kurul kurulduğundan bugüne kadar 6 milyon 710 bin dönüm arazi tarımdan çıkarılıp, sanayiye, ticarete, müteahhite vs. verildi. AKP döneminde resmi olan buyken gayri resmi olarak da 10 milyon dönüm verildi. Adına da 'kamu yararı' denildi. Gezi’de ağaçları korumak kamu yararı olmazken fabrikalar, madenler açmak kamu yararı oldu.

Ağaç kesmenin cezasının 2 binden 4 bine çıktığı ‘müjde’ diye duyuruldu ama bunun bir önemi yok. ‘Kamu yararı’ kararı aldığınızda ödeme yapmayacaksınız, kaçak kesimler için bu karar uygulanacak.

Yani zeytinlerin güvenliği, güvencesi ve geleceği bu kurula bırakıldı. 7 tanesi kamu kurumundan oluşan bu kurulun, zeytin alanlarını koruması mümkün değildir. Bütün zeytin alanları enerji, sanayi ve madene açılmıştır. Bu yasa değişikliği zeytin alanlarının ölüm fermanıdır.

Ayrıca, ‘Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 km. mesafede zeytinliklerin bitkisel gelişimini ve çoğalmalarını engelleyecek, kimyasal atık oluşturacak tesis yapılamaz ve işletilemez. Ancak bu ilave edilen ‘alternatif alan bulunmaması ve kurulun uygun görmesi şartıyla bakanlıklarca, kamu yararı kararı alınmış yatırımlar için zeytinlik sahalarında, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından izin verilebilir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, bu yetkisini gerektiğinde valiliklere devredebilir’ maddesi değiştirildi. 30. maddede yer alan değişiklik ile meralar, sanayi ve teknoloji bölgelerine kurban edildi.

4342 sayılı Mera Kanunu 14’üncü maddesi değiştirilerek organize sanayi bölgeleri, sanayi bölgeleri genişletilmesi yeniden kurulması gibi gerekçelerle mera alanlarının, mera vasfının değiştirilmesi mümkün kılınmıştır. Böylece meralar, artık yasala olarak korunamayacak.”

Zeytinlikler için ölüm fermanı imzalandığının altını çizen Sarıbal, “Tüm basın mensupları anlaştı, zeytinlikler kurtuldu diyor. Kocaman bir yalan inanmayın. Zeytinden para kazanamayan köylü sorunumuz var. Devlet zeytinden elini ayağını çekti, desteklemiyor, hiç bir şey yapmıyor, kaderine terk ediyor. Küresel iklim başımızda, çiftçi 4-5 yıldır zeytinden para kazanamıyor. Bu sorunu çözmüyoruz da kanunu ortadan kaldırıyoruz, zeytinlikleri yok ediyoruz” diye konuştu.

Yeni Yırca’lar göreceğiz
“Şu anda 450 bin ton sofralık zeytin, 1 milyon 200 bin ton da yağlık zeytin var. Toplam 1 milyon 700 ton civarında. Sofralık zeytinden 900 milyon dolar gibi bir gelir var, yağlık zeytinden de 160-170 ton yağ elde ediliyor, 600 milyon dolar gelirimiz var” diyen Sarıbal, “AKP’nin 2023 programına göre, sofralık zeytinden 3,5 milyar dolar, yağlık zeytinden de 3 milyar dolar gelir elde etmemiz hedefleniyordu. Görünen o ki AKP 2023 hedefinden de vazgeçmiş. Zeytin alanları artık Anayasal olarak korunamaz. Kurula devredildi. Kurul da AKP ve Saray rejiminin hegemonyasının dışına çıkamaz. Yırca’da yaşadığımız daha fazlasını yaşayacağız” diye konuştu.

***

uzlasi-aciklamasi-bir-aldatmaca-zeytinliklerin-olum-fermani-imzalandi-296110-1.
CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı

Zeynep Altıok Akatlı: Engellemeye çalışıyoruz

Son iki gündür tüm Türkiye “Zeytin yasasında iktidar ve muhalefet anlaştı” başlıklı haberlerle açık açık kandırılıyor. Hayır, tam aksine zeytinlik alanların talanın öngören kritik madde komisyonda kabul edildi. Artık zeytinliklerin kaderi iktidarın iki dudağı arasında. Sadece zeytinlikler değil meralar da bu yasayla ranta ve talana açılacak. Algı operasyonuyla zeytinliklerin kurtulduğu bilgisi topluma sunuluyor. Bu büyük bir yalan, büyük bir oyundur. Kurtulan hiçbir şey yok. Bu tasarı yasalaşırsa madenler, dev tesisler, HES’ler zeytinlikleri yok edecek. Tablo bu kadar açık ve net. Enerji, maden ve ulaştırma sektörünün Türkiye’yi talan ettiği bir iktidar atmosferinde artık hiçbir koruma kurulu zeytinlik alana yapılması düşünülen bir tesise hayır diyemez. Zaten dememesi için bu yağma düzenlemesi yapılıyor. Dünden bu yana CHP milletvekilleri olarak bu yasayı engellemeye çalışıyoruz. Kamuoyunun desteği çok önemli. Dün tam da Gezi’nin yıldönümünde TBMM’de hazırladığım afişle durumu protesto ettim. Bu afişte bir güvercin ve zeytin dalı yer alıyor. Zeytin barışın sembolüdür. Biz bir Akdeniz ülkesiyiz, zeytin Akdeniz’in sembolüdür. Zeytin tarihtir, üretimdir, berekettir. Zeytin ülkemiz için önemli bir kaynaktır, bu toprakların şansıdır. Barışa da, zeytine de kıymayın efendiler diyorum. Tüm kamuoyunu zeytine ve ülkeye, üreten bir Türkiye için AKP iktidarında yok edilen tarıma, çiftçiye, zeytinliklere sahip çıkmaya davet ediyorum.