Uzmanlar yorumladı: Devletin 'aşı' politikası, yurttaşa güven veriyor mu?
Türkiye’de ikinci kontrolsüz normalleşme süreci de rekor seviyeyi gören günlük vaka sayılarının ardından sona erdi. Kısmi kapanma dönemi başladı. Kısmi kapanmanın vaka sayılarının düşmesine nasıl etki edeceği tartışılırken, aşılama sürecindeki belirsizlik, sürece dair soru işaretlerini artırıyor. Konuyu BirGün’e değerlendiren uzmanlar, aşılanma sürecine ilişkin verilerin şeffaf olmadığını ve bunun halk arasında tedirginliğe sebep olduğuna dikkati çekti.
Merve ATICI
Aşıya ulaşamayanlar, aşı yaptırmaktan korkanlar ve sırası geldiği halde aşı olmayanlar... Mart ayında başlayan ancak yanlış politikalarla kontrolsüz şekilde yürütülen ‘kademeli normalleşme’ süreci ardında rekor seviyeye ulaşan vaka ve can kaybı sayısıyla sürece ilişkin kaygıları bıraktı.
Rakamlar korkutmaya devam ederken aşılama kampanyasında “Günde 1,5 milyon aşı yapabiliriz” vaadinin de gerisinde kalındı. Şu ana kadar 19 milyon civarında kişi aşılanırken ikinci dozu da yaptıranların sayısı 7 milyon. Sağlık Bakanı’nın günde 1,5 milyon kişinin aşılanabileceğini söylemesine rağmen Türkiye’de günlük uygulanan aşı miktarı ise 200 bin doz civarında.
İktidar, verilerin şeffaf şekilde halkla paylaşıldığını iddia etse de halkın büyük çoğunluğunda aşılama sürecine ilişkin yeterli bilgi verilmemesi ve güvenilirlik konusunda rahatlatacak bilgilendirmenin yapılmamasının yarattığı tedirginlik var.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, son Bilim Kurulu toplantısında 65 yaş üstü yurttaşlar ve sağlık çalışanlarına ilişkin aşılama verilerini paylaştı. Açıklanan verilerde, aşılanan 65 yaş üstü yurttaş sayısının yüzde 76.4, aşılanan sağlık çalışanı sayısının ise yüzde 86 olduğunu bildirildi. Buna göre ülkede sırası geldiği halde aşılanmayan 65 yaş üstü sayısı 23.6, aşılanmayan sağlık çalışanı ise yüzde 14. Rakamlar bekleneni karşılamazken Koca, önceki gün yurttaşları aşı yaptırmaya ikna etmek amacıyla evlere yönelik aşılama ekipleri oluşturacaklarını açıkladı.
'İNSANLAR TEDİRGİN, DOĞRU BİLGİLENDİRME YAPILSA AŞIYA KOŞACAKLAR'
Peki, yüksek risk grubunda bulunan her iki grupta da aşılanmayanlara ilişkin veriler, ülkede aşılama kampanyası ve sürecin geleceğine dair neleri işaret ediyor? Halk Sağlığı Uzmanları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sarp Üner ve Türk Tabipleri Birliği Etik Kurulu Başkanı Dr. Feride Aksu Tanık, iktidarın aşılama politikasını BirGün’e değerlendirdi.
Aşılara ilişkin bilgi kirliliği üst seviyedeyken Bakanlığın doğru ve yeterli bilgilendirme konusunda eksik kaldığını kaydeden uzmanlar, insanların ‘korkmadan’ aşı yaptırması için şu ana kadar aşılananların yaşadığı yan etkiler, aşı olduktan sonra virüse yakalananlar ve koruyuculuk oranlarına ilişkin bilgilerin paylaşılması gerektiğine işaret etti. Aşılanma sürecine ilişkin tedirginliğin ancak bu şekilde ortadan kalkacağını aktaran uzmanlar, aşılanma oranının da böylece artacağını kaydetti.
Türkiye'de kornavirüs aşılamaları
'HEDEFLER NET DEĞİL'
Türkiye’de aşılanma oranındaki yetersizliğe verilerin şeffaf bir şekilde paylaşılmamasının yol açtığını söyleyenTürk Tabipleri Birliği Etik Kurulu Başkanı Dr. Feride Aksu Tanık, halkın aşı ile ilgili güvensizlik yaşadığına dikkati çekti. Aşı kampanyasına ilişkin yeterli bilgilendirme yapılmadığını ifade eden Tanık, “Bu kadar önemli, hayat kurtaran bir aşının uygulanmasına yönelik yeterli bilgilendirme yok. Buna aşıya tereddüt deniyor. İnsanlar sürece ilişkin güvensizlik yaşıyor. Bulaş zincirinin kırılması için nüfusun tamamı bir an önce aşılanmalı” dedi.
Sağlık Bakanlığı’nın aşı temini sürecini de şeffaflıktan uzak bir şekilde yürüttüğünü kaydeden Tanık, aşılamadaki yavaşlığın en önemli sebebinin ise aşı temininin geleceğine ilişkin belirsizlik ve özellikle 65 yaş üstünün sorun yaşadığı teknolojik yetersizlik olduğunu söyledi.
Aşılama kampanyasındaki yavaşlığa dair sorunlardan birinin aşıya erişimin kısıtlı olması olduğunu aktaran Tanık, “Aşı üretim potansiyelinde ve bunlardan ne kadarının ülkeye getirebileceğine dair belirsizlik hakim. Durum böyle olunca net bir hedef belirlenemiyor ve yeterli bir aşı politikası oluşturulmuyor. Hedefin belirlenememesi de kaygıyı beraberinde getiriyor” dedi.
Aşılama yönetimindeki sorunların bir an önce çözülmesi gerektiğine işaret eden Tanık, mutant genlerin aşıyı etkisiz kılma riskine dikkati çekti ve ekledi: “Toplumsal bağışıklık için nüfusun tamamı bir an önce aşılanmalı.”
'65 YAŞ ÜSTÜ SİSTEME ULAŞAMIYOR'
Aşılama verilerine bakıldığında sağlık çalışanlarında aşılanmayan yüzde 14’ün ise daha önce hastalığı geçirenler olabileceğini aktaran Halk Sağlığı Uzmanları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sarp Üner de yetersiz aşılanmanın 65 yaş üstünün aşıya erişimde yaşadığı sorunlara ve aşıya yönelik güvensizliğe bağlı olduğunu aktardı.
65 yaş üstünün sisteme kısıtlı erişimi olduğunu kaydeden Üner, “65 yaş üstü için randevu sistemi kolay değil. Önemli bir kesim bu sisteme ulaşamıyor. Bilgilendirme eksikliği var. Bu sorunların yaşanacağı öngörülmeli buna ilişkin önlemler alınmalıydı” dedi.
'BİLGİ KİRLİLİĞİ VE GÜVENSİZLİK SORUNU ÇÖZÜLMELİ'
14 Ocak’ta başlayan aşılama sürecine bakıldığında da aşılama oranının düşük olduğunu kaydeden Üner, “Sadece aşı olun demekle insanlar gidip aşı olmuyor. Bilgi kirliliği çok fazla. Aşıların koruyuculuk oranına ilişkin yeterli çalışma yapılmadı. Doğru ve yeterli bilgilendirme yapılmadığı için de insanlar tedirginlik yaşıyor” diye konuştu.
Bakanlığın aşılamaya ilişkin yeterli veri paylaşmadığına dikkati çeken Üner, “Örneğin insanlar aşılandıktan sonra yan etkileri ve koruyuculuk oranına ilişkin yeterli bilgi verilmedi. Verilerin şeffaf şekilde paylaşılmaması bilgi kirliliği ve güvensizlik oluşturuyor” dedi.
Üner, “Bu hızla gidersek toplumun tamamını bir sene içinde ancak aşılarız. Öncelikle temin sorunu çözülmeli. Erişim sorunu çözülüp doğru bilgilendirme yapılsa zaten insanlar aşıya koşacak” diyerek sözlerini sonlandırdı.