Uzun sürecek bir Hayır

HANDAN KOÇ / Feminist - Yazar

AKP vatandaşlık haklarımızı elimizden almak, rejimi kökten değiştirmek istiyor. Yaparlar mı yaparlar. Peki, karşılarında direnen olur mu? Elbette olacak! Bize, koşulsuz itaat edeceğimiz bir reis ve onun uydusu reisçikler öneriyorlar. Kadınlar olarak birlikte Hayır! diyoruz. Ayrıca şahsen benim iftiracı, kaba, zalim ve sürekli kandırıldım diyerek bizleri kandırmaya çalışan biri tarafından yönetilmek ağırıma gidiyor.

Peki, Türkiye’nin her kesiminden kadınların AKP ye direnmek için hayati sebepleri var mı? Var bence. Kürtaj tartışmaları sırasında “Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün, günahı ne? Anası ölsün öyleyse“ ifadelerini kullanarak kadınlara olan bakış açısını bir kez daha dile getiren Melih Gökçek‘i ya da kız çocuklarının cezaevindeki tecavüzcüleri ile evlendirilmesi konusunda büyük gayret gösteren Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ı biz feministler affetmeyiz elbet. Öte yandan bu ülke kadınlarının çoğunun dillerinde değilse bile gönüllerinde bu adamlara karşı bir Hayır! olduğunu düşünüyorum. Belki her kadın “ kimsenin namusu olmayacağız” diye sokaklara çıkıp bağırmıyor ama kendi namussuzluklarının cezasını erkeklerin çekmesi gerektiğini önce kendimize sonra yakınlarımıza sonra devlete utanmadan söyleyebiliyoruz artık. Bülent Arınç ne diyordu: “Nerede yüzüne baktığımız zaman boynunu öne eğecek iffetli genç kızlarımız.“ Peki, Ey! Bülent Bey siz bizim iffetimizi bize bırakın da, biz kadınlar bu kadar hukuksuz, uygunsuz, ikiyüzlü siyaset yapan sizlerle göz göze gelsek utanıp boynunuzu öne eğecek misiniz acaba?

AKP, eşlerini malı mülkü gibi gören erkekler vardır ya, onlara reisçikler diyelim, ülkeyi, onların ev içinde kadınları yönetmek istedikleri gibi yönetmek istiyor. Evde kocanın kurallarına karşı çıkan kadının dayak yemesini onaylayan kafalar, sokakta Erdoğan’ı eleştirenlerin karşısında polis olmasını onaylıyor. Kadınları üzen, ezen sonra da “ben olmasam sana kim bakar” diyen erkekler gibi AKP Lideri de tüm ülke insanını “bana mahkûmsunuz, bensiz yaşayamazsınız, bensiz bölünür dağılırsınız, haçlılara yem olursunuz” diye bağıra çağıra korkutuyor. Oysa tapılacak bir ilah değil ki o. Eleştirilecek elbet. Daha sekiz ay önce dostları tarafından aldatılmış, yeni koalisyonlarla ayakta durmaya çalışan, bugünlere zenginlerin rahatlıklarını sağlayarak gelmiş, özgür basından korkan, saltanat düzeni isteyen bir politikacı var karşımızda. Onun gibi açık ya da kapalı şekilde kadınlar için şeriat hukukunu savunanlara, onları hoş görenlere “Hayır” demezsek geleceğimizi karartırlar. O yüzden susmuyor, korkmuyor “Hayır” diyoruz.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, 2009 da ziyaret ettiği Dazkırı İlçesi’nde kadınların “İş istiyoruz sayın bakanım” sözlerine karşılık olarak, “Evdeki işler yetmiyor mu?” yanıtını vermişti hiç utanmadan. Bu yaklaşımı hoş bulan, onaylayan kaç kadın var ülkemizde acaba. Bu erkek egemenlere Hayır! diyoruz çünkü bunların düzenleri adil değil, nesilleri altın değil.
Biz kadınlar da eski kadınlar değiliz. Bazı şeylere alıştık, misal kızlı erkekli çalışmak, ayrı bütçe sahibi olmak, denize girmek, dans etmek. Geleceğimizi de sizin dilinize doladığınız 2023 yılını da sizin insafınıza teslim etmeyi düşünmüyoruz. Evi pırıl pırıl yapıp size karşı kadın kadına mitinge gidebiliyoruz ya da evi bırakıyoruz, bok götürsün, ama sizin peşinizi bırakmayacağız. O yüzden bu uzun upuzun bir ‘Hayır’ olacak. Her aşamasında emeğimizin bedenimizin geleceğimizin ve barışın peşinde koşacağız, değişerek, değiştirerek erkek egemen düzeninizi size zehir edene kadar Hayır!