14 Mayıs öncesi mülakatın kaldırılacağını söyleyen iktidar verdiği sözü unuttu. Bakan Tekin geri adım atılmayacağını belirtirken muhalefet, “Torpille alımlar var, bu ülkenin geleceği tehlikeye atılıyor” dedi.

Vaat edip yine yapmadılar
Fotoğraf: BirGün

Haber Merkezi

AKP’nin 14 Mayıs seçiminden önce söz verdiği ‘mülakat kaldırılacak’ vaadi halen hayata geçmedi. Bununla birlikte kamuda mülakat mağduriyeti de sürüyor. Son olarak Adalet Bakanlığı’nın görevde yükselme sınavında yaşananlar buna net bir örnek oluşturdu. Yazılı sınavda yüksek puan alan, hatta bulundukları kentin birincisi olan, 85-90 puan alan memurlar dahi mülakatla elendi. Yine yakın zamanda TCDD tarafından Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavı’nda da benzer olaylar yaşandı. Mülakatta “Penisilin kaç yılında bulunmuştur?”, “Yapay zekanın Türkiye’deki yol haritasını çizen belge nedir?”, “Toricelli yasası nedir?” “Celcius’a göre en düşük sıcaklık nedir?” gibi sorular soruldu.

Tüm bunlar tartışılırken Milli Eğitim Bakanlığı’na geldiğinden beri mülakatı savunan Yusuf Tekin de geri adım atmayacaklarını aktardı. Tekin şunları söyledi: “Ben atanacak öğretmenimizin alan bilgisini ölçmek durumundayım. Mülakatta yaptığımız şey bahsettiğimiz testlerde KPSS sıralamasına girdi ben diyorum ki üniversitelerde şu anda uygulanan bir model var bir üniversiteden başka bir üniversiteye geçerken deneme dersi anlattırıyorlar. Ben de diyorum ki öğretmen arkadaşlarımıza deneme dersi anlattırmak istiyorum.”

Bakanın bu açıklaması da büyük tepki çekti. CHP Isparta Milletvekili Hikmet Yalım Halıcı, konuyu soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı. Halıcı, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e “22 yıldır kamu sınavlarında birinci olanlar dahi bu mülakatlarda elenmiş, liyakat yerine biat tercih edilmiş ve iş bilmez torpilliler haksız şekilde kamu kurumlarına yerleştirilmiştir. Liyakatli öğretmenler ise mülakatlarda elenmiş, bu nedenle de ülkenin geleceği tehlikeye atılmıştır. Torpillileri iş sahibi yapmak, Türkiye’nin ve çocukların geleceğinden daha mı önemlidir” diye sordu.

AKP’lilerin canhıraş savunduğu mülakata ilişkin Kamu Denetçiliği Kurumu, daha önce ders niteliğinde bir karar vermişti. Matematik Öğretmenliği Bölümü’nden mezun olan ve öğretmen atamasına 2021 KPSS’den aldığı 81 puanla başvuran bir yurttaş 55 mülakat puanıyla elenmişti. Mülakatın şeffaflık ve tarafsızlık ilkesine aykırı olduğunu belirten KDK, ayrıca aradaki puan farkı için de ‘Hayatın olağan akışına aykırı’ demişti.

MECLİS’TE TARTIŞILDI

Mülakat konusu Meclis’in önceki gün gerçekleşen oturumunda da tartışıldı. CHP’nin verdiği önerge üzerine yapılan tartışmalarda AKP’liler mülakatın arkasında durdu. CHP Çorum Milletvekili yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Uzun süredir kamu kurumlarında kadrolu memur olarak görev alan öğretmenler, on yıllık bekleyişlerinin son bulmasını ve yasal düzenlemelerle atama istiyor. Yapılacak ilk öğretmen atamasında memur öğretmenlere de kontenjan verilmelidir.

∗∗∗

YANDAŞ SENDİKA İSYAN ETTİ 

AKP’nin mülakat sözünü tutmaması yandaş sendika Memur-Sen’i bile isyan ettirdi. Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, dün yaptığı açıklamada mülakatın emeklerin zayi olmasına ve idareye karşı güvenin azalmasına sebep olduğunu ifade etti. Yazgan, “Ülkemizin kritik bir süreçten geçerken ihtiyaç duyduğu, süreç sonrası uygulamadan kaldırılacağı açıklanarak uygulamaya konulan mülakat sisteminin halen kaldırılmamasının yol açtığı hak kayıpları ve huzursuzluk her geçen gün daha da artıyor. Mülakat sisteminden vazgeçilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.

∗∗∗

MÜLAKATA SON VERİLMELİ

Eğitim Sen de Bakan Tekin’in mülakat açıklamasına tepki gösterdi. Sendika’dan yapılan açıklamada “Atamalarda mülakat uygulamasına son verilmelidir!” denildi. Açıklamada şunlar denildi: “Bakan Tekin’in katıldığı televizyon programında ‘mülakatlarda herhangi bir kişiyi kayırmayacaklarını ve adil bir süreç yürüteceklerini’ ifade etmesi bile tek başına mülakat uygulamasının kayırmacılık ile aynı anlama geldiğini anlamak açısından yeterlidir. Bakan Tekin’in röportajında ‘Öğretmenleri test etmek zorundayım’ ifadesi ise aynı zamanda bir uzmanlık mesleği olan öğretmenlik mesleğine ve öğretmenlere yönelik küçümseyici bir yaklaşımdır.

Sözlü sınavların/mülakatların nesnel ve adil olmadığı konusunda kamuoyunda ortak bir fikir birliği oluşmuş durumdadır.