Valilik 'savaşa hayır' demeyi yasakladı
İstanbul Valiliği ‘savaşa hayır’ başlıklı tüm etkinliklerin yasaklandığını duyurdu. İHD Genel Başkanı Türkdoğan ve CHP’li Ali Şeker kararın hukuksuzluğuna dikkat çekerek ‘savaşa hayır’ demenin en doğal hak olduğunu vurguladı
BERFİN ŞENGİL
İdlib’de 34 askerin yaşamını yitirmesinin ardından kamuoyunda yükselen savaş karşıtı söylemler hükümeti korkuttu. Artvin’in Hopa ilçesinde savaş karşıtı basın açıklaması yapmak isteyen gruba polisin engel olmasının ardından dün de İstanbul Valiliği, il sınırları dahilinde İdlib operasyonunu eleştirmeyi yasakladı. ‘Savaşa hayır’ denen tüm miting ve etkinliklerin 10 Mart’a kadar yasaklandığını duyuran Valilik, kararın ‘provokasyonları önleme’ amacıyla alındığını savundu.
Valilikten yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Suriye’de şehitlerimiz ve gazilerimizin olduğu böylesi hassas bir dönemde, toplumda infial uyandıracak; milli, vicdani ve insani değerlere dokunacak, toplumsal iç barışı tehdit edebilecek şekilde ‘Savaşa Hayır’ vb. konular adı altında; miting, yürüyüş, basın açıklaması vb. eylem ve etkinlikleri gerçekleştirecek grup/şahıslar ile vatandaşlarımız arasında sözlü ve fiziksel provokasyon amaçlı olayların olabileceği dikkate alındığında kamu düzeninin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunmasını tehlikeye düşürebileceği değerlendirilmektedir. 01.03.2020 Pazar günü saat 00.01’den 10.03.2020 Salı günü saat 23.59’a kadar (10) gün süreyle yasaklanmıştır.”
BARIŞI SAVUNMAK SUÇ DEĞİLDİR
Valiliğin kararını değerlendiren İnsan Hakları Derneği Başkanı Öztürk Türkdoğan, Türkiye’nin Birleşmiş Millet Milletler Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi’ni onaylamış ve yürürlüğe koymuş bir ülke olduğunu hatırlattı. Türkdoğan, “Bu sözleşmenin 20. maddesinde çok açık bir şekilde savaş propagandası yasaklanmıştır. Dolayısıyla savaş propagandası yapmak yasaktır. Barışı savunmak ise serbesttir. Barış hakkıyla ilgili olarak da Birleşmiş Milletler’in 2017 yılında BM Genel Kurulu’nda kabul edilen Barış Hakkı Bildirgesi vardır. Yani barışı savunmak haktır” ifadelerini kullandı.
Bu yasaklamanın imzacısı olunan sözleşmeye de aykırı olduğunu belirten Türkdoğan, “Böylesi zamanlarda barışı savunmak çok önemlidir. Çünkü ölüme karşı, savaşa karşı barışı savunmak aynı zamanda bir yurttaşlık görevidir. Ülkede askeri operasyonlara destek açıklamaları serbest bırakılıp barışı savunanların açıklamaları yargı konusu yapılıyorsa büyük bir problem var demektir’’ şeklinde konuştu.
RUTİN YASAKLAMA GEREKÇESİ
CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker ise “Savaşa hayır demek her insanın görevi sorumluluğudur. Valiliğin bu konuda bir yasaklama kararı alması kabul edilemez. Savaşı savunmak suçtur. Barışı savunmak temel görevdir’’ dedi.
Bu şekilde alınan her türlü yasaklama kararında güvenliğin öne sürüldüğünü ifade eden Şeker, “Bu rutin bir yasaklama gerekçesidir. Ne zaman bir yasaklama kararı getirseler ‘Biz sizin güvenliğinizi düşündüğümüz için böyle yaptık’ demişlerdir” ifadelerini kullandı.
KISITLAMALAR MECLİS GÜNDEMİNDE
CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel İdlib’de hayatını kaybeden askerlerin haberlerinin hemen ardından devreye giren internet kesintilerini sordu. Adıgüzel, Ulaştırma Bakanlığına dönük hazırladığı soru önergesiyle yapılan internet kısıtlamalarının detaylarını sordu. CHPli vekilinin önergesinde şu ifadeler yer aldı:
“Bu kısıtlamalar Bakanlığınızın bilgisi ve onayı ile mı gerçekleştirilmektedir? Eğer böyle ise hangi gerekçe ile ve hangi hukuki zeminde yapılmaktadır? Bu erişim zorlukları eğer bilginiz dâhilinde değilse teknik sebepleri araştırılmış mıdır? Bu sebepler nelerdir?”