Ankara Valiliği, LGBTİ örgütlerinin etkinliklerini ‘genel ahlak’ gerekçesiyle süresiz olarak yasakladı. BirGün’e konuşan İHD Eşgenel Başkanı Türkdoğan, “Valilik, iktidardan aldığı güçle istediği gibi bu tip yasaklamalar getiriyor” dedi

Valilikten süresiz LGBTİ yasağı!

HABER MERKEZİ

Ankara Valiliği, Alman LGBTİ Film Günleri’ni yasaklamasının ardından Ankara’daki LGBTİ örgütleri tarafından gerçekleştirilen etkinlikleri süresiz olarak yasakladı. Valilik karara gerekçe olarak, “toplumsal hassasiyet ve duyarlılıklar”, “kamu güvenliği”, “genel sağlık ve ahlakın korunması” ve “başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması”nı gösterdi. Valilik, geçen günlerde yapılması planlanan Alman LGBTİ Film Günleri'ni "Halkın bir kesimini, diğer bir kesimin aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik edeceği" ve "terör örgütlerinin karşıt görüşlü gruplara yönelik eylem arayışı içerisinde olduğu" bahanesiyle yasaklamıştı.

Genel sağlık da gerekçeler arasında
Valilikten yazılı olarak yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Söz konusu paylaşımlarla halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik edeceği, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın tehlikenin ortaya çıkabileceği; ayrıca kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunmasını tehlikeye düşürebileceği göz önünde bulundurulduğunda yapılmak istenen organizasyona katılacak olan grup ve şahıslara yönelik olarak; birtakım toplumsal duyarlılıklar nedeniyle de bazı kesimler tarafından tepki gösterilebileceği ve provokasyonlara neden olabileceği değerlendirilmektedir. Bu nedenlerle 18 Kasım 2017 tarihinden itibaren süresiz olarak LGBTT_LGBTİ vb. örgütler tarafından ilimizin muhtelif yerlerinde birtakım toplumsal hassasiyet ve duyarlılıkları içeren sinema, sinevizyon, tiyatro, panel, söyleşi, sergi vb. etkinlikler, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/C Maddesine göre ilimiz sınırları içerisinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması amacıyla gerekli tedbirlerin alınması kapsamında, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17. Maddesine ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu’nun 11/f maddesi hükümleri doğrultusunda Valiliğimizce yasaklanmıştır.”

OHAL rejimi oluşturuldu
Ankara Valiliği’nin ayrımcı yasağına ilişkin İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan BirGün’e konuştu. “Ankara Valiliği iktidardan aldığı güçle istediği gibi bu tip yasaklamalar getiriyor” diyen Türkdoğan, şöyle devam etti: “OHAL rejimi oluşturuldu ve kimse buna itiraz edemiyor. Keyfilik en baştan başlıyor. Keyfi bir rejim kuruldu ve bu keyfi rejimin adı da OHAL rejimi. Ankara Valiliği iktidardan aldığı güçle istediği gibi bu tip yasaklamalar getiriyor. Bu bağlamı iyi kurmak gerekiyor. Çünkü bir Vali ancak arkasında hükümet politikası olursa bu tip keyfi yasaklamaları getirebilir. O da buna uygun davranıyor. Önce sokak etkinlikleri yasaklanmıştı, şimdi de salon etkinlikleri yasaklanıyor. Salon etkinliklerinin OHAL ile kamu güvenliği ile hiçbir ilgisi yok. Eğer bir grup vatandaş LGBTİ bireylere saldıracaksa onların güvenliğini almak pekâlâ devletin görevidir. Burada da özellikle iktidar partisinin LGBTİ’ye olan yaklaşımı söz konusudur. Cinsel yönelim ve cinsel kimliği kabul etmemesi, bunlara yönelik ayrımcı politikalar izlemesi ve bunlara karşı bir nefret söylemi içerisinde bulunması Valilik’e de cesaret veriyor. Valilik de buradan aldığı cesaretle keyfi yasaklar getirebiliyor.”

***

LGBTİ dernekleri: karar hukuksuz, ayrımcı, keyfi!

LGBTİ dernekleri Kaos GL ve Pembe Hayat, ortak açıklama yaparak Valiliğin kararına sert tepki gösterdi. Açıklamada, kararın hukuka aykırı, ayrımcı ve keyfi olduğu vurgulanarak “Yasal süreç başlatacağız” denildi.

Açıklamada şu ifadelere de yer verildi: “Yasaklama kararının hiçbir meşru gerekçesi olamaz. Bu karar ve gerekçeleri ile hukuka aykırı ve muğlak kavramlarla temel hak ve özgürlüklerimiz ihlal edilmektedir. Kararın geri alınmasını bekliyoruz. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılık ve nefretin bu kadar yoğun olduğu ülkemizde ulusal ve yerel idarelere düşen, bu ayrımcılık ve nefrete karşı mücadele etmektir.”