Vardık varız var olacağız!

BirGün/Kadın

Yüz yılı aşkın bir süre önce ‘ya sosyalizm ya barbarlık’ ve ‘vardık varız var olacağız’ sözleriyle tanıdığımız Rosa Luxemburg 5 Mart 1871’de Çarlık Rusya işgali altındaki Polonya topraklarında doğdu. O yıllarda tanık olduğu Yahudi kıyımının ardından genç Polonyalı sosyalistlerin kurduğu proleterya partisine katıldı. 18 yaşında ise Polonya’da kadınlar üniversitelere kabul edilmediği için İsviçre’ye iltica edip Zürih’te üniversiteye başladı.

Üniversitenin ilk yıllarında yazdığı şiirinde “Bütün ıstırapları, tüm o gizli, acı gözyaşlarını, karnı tokların vicdanına yüklemek istiyorum.” dizeleri aslında bizlere Rosa’nın hayatının nasıl bir mücadele içerisinde geçeceğini gösteriyordu. Üniversite yıllarının ardından mücadele hayatına Almanya’da devam eden Rosa, dünya Marksizmine egemen olan reformizme karşı Bolşeviklerle birlikte devrimci bir alternatif yaratarak Karl Liebnecht ile kurup büyüttükleri Spartakist hareketinin ardından Almanya Komünist Partisi’nin kuruluşunda yer aldı. Partiyi kurduktan sonra aynı gün saklandıkları yerde Alman paramiliter çeteleri tarafından katledildiler. Fakat egemenlerin hesaba katamadığı bir şey vardı, sonlanan yaşamları, sayıları milyonları bulacak olan Alman devrimcilerinin karnı toklarla mücadelesinin kıvılcımı oldu.

Aradan geçen yüz yıla rağmen kapitalizmin barbarlığını en ağır hissettiğimiz bu günlerde fikirleri, devrimci inancı ve mücadelesi ile sosyalizm yolunda yürüyenlere, bizlere ışık olmaya devam ediyor.