Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül işkence olaylarında azalma olduğunu söyledi. Ancak TİHV verilerine göre son 10 ayda 31 kişi dur ihtarına uymadığı....

Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül işkence olaylarında azalma olduğunu söyledi. Ancak TİHV verilerine göre son 10 ayda 31 kişi dur ihtarına uymadığı için öldürüldü. Son örnek ise Antalya"da polisin öldürdüğü 18 yaşındaki Çağdaş Gemik....

 

“Dur" ihtarına uymadığı gerekçesiyla Antalya"da polisin açtığı ateş sonucu başından iki kurşun ile vurulan Çağdaş Gemik olayı yeni bir "yargısız infaz" olarak gündeme gelirken İstanbul polis merkezlerinde ve cezaevlerinde incelemeler yapan Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu"nun 10 yıl öncesine göre işkence ve kötü muamelede iyileşme görüldüğü açıklaması şaşkınlık yarattı.

 

31 KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ

Kadıköy Kaymakalığı"nda işkence raporunu açıklayan Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı ve AKP Mersin Milletvekilli Zafer Üskül"ün, işkence ve kötü muamelede 10 yıl öncesine göre iyileşme görüldüğünü söyledi.  Ancak Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) tarafından yayınlanan 2008 raporuna göre son Ocak-Ekim 2008 döneminde güvenlik güçleri tarafından "dur" ihtarına uymadıkları gerekçesiyle 31 kişi öldürüldü. Gözaltında ve cezaevlerindeki kuşkulu ölümlerin sayısı ise 32.

Zafer Üskül ve beraberindeki heyet karakollarda ufak tefek yanlışlar yapılsa da genellikle orantılı güç kullanıldığının görüldüğünü bildirdi. ""Tabii ki güvenlik görevlileri, gerektiğinde zor kullanacaktır. Bazen zor kullanmadan sanıkları yakalamak mümkün değildir. Engin Çeber"in ölümü asla onaylanamaz ama bu tür olaylar Türkiye"de sistematik değildir, bunu Avrupa Birliği de söylüyor. Güvenlik görevlileri, yargıç ya da infaz memuru değildir"" diye konuştu.

 

***

Hüsnü Öndül: Bu olay yargısız infazdır

 

Çağdaş Gemik polis tarafından ateş açılarak öldürülmesine insan hakları kurumlarından ve siyasi partilerden tepki yağdı.

İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Hüsnü Öndül, “Söz konusu olay yargısız infazdır ve  münferit değil, benzerlerini sık gördüğümüz bir olaydır. Devlet güvenlik güçlerinin işlediği suçlarda cezasızlık politikası güdüyor, sorumluları cezalandırmıyor. Bu anlayışla yeni olayların, ölümlerin önüne geçmek mümkün değil” dedi. 

TİHV Genel Başkanı Yavuz Önen,  polisin silah kullanma konusundaki yetkilerinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti. Önen, şunları kaydetti: “Antalya’daki olay yaşam hakkına yönelik ciddi bir saldırıdır. İnsan hakları literatüründe bu saldırı yargısız infazdır. Burada sadece ölüme neden olan polis değil, onun amirleri de bu üzücü olaydan sorumludur. Polis yargılanıp cezalandırılmalı, amirleri ise istifa etmelidir”

 

‘YETKİLER DARALTILMALI’

ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Alper Taş da, kötü muamele ve yargısız infazlar gündelik yaşamın bir parçası haline geldiğini belirtti. Taş,  “Bu tür ölümler, Polis Vazife ve Selahiyetler Kanunu  ile güvenlik güçlerine aşırı yetkiler tanınması yüzünden olmaktadır. Bir an önce güvenlik güçlerinin yetkileri daraltılmalıdır. Ayrıca, yetkisini aşan kişilere ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır. Türkiye’nin polis devleti görüntüsü giderek yaygınlaşıyor" dedi. 

 

"POLİSE TÖLERANSTAN VAZGEÇİLMELİ"

EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel ise “Son zamanlarda bu tür olayların sık sık yaşandığına dikkat çekti, polise tanınan aşırı toleransın bu tür üzücü olaylara yol açtığını vurguladı. Tüzel, “Polis terör ve asayiş olaylarını bahane ederek rastgele ateş açabiliyor. Bakanlar ise bu tür olayları münferit olarak niteliyor. Devlet güvenlik güçlerine tanıdığı toleranstan vazgeçmelidir" diye konuştu. 

DSİP Genel Başkanı Doğan Tarkan, bu olayın, Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu’nun değişmesi gerektiğini çok açık bir şekilde bir kez daha ortaya koyduğunu bildirdi. Tarkan, bir daha bu tür olayların yaşanmaması için toplumsal muhalefet yapılmasını ve Hükümetin kanun değişikliği için zorlanmasını istedi.

Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol, "İşkence, kötü muamele,   çocukların tutuklanması ve dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle öldürülen kişiler AKP’nin   antidemokratik uygulamalarına birer örnektir. Bu ülkeyi yaşanmaz hale getiren AKP Hükümetinin karşısında tüm demokrasi güçleri bir arada mücadele etmelidir” dedi.

ZEHRA ŞAHİNDOKUYUCU ANKARA