Kayıp mezarına ait ilk ipucu ölümünden 25 yıl sonra bulunan Veysel Güney'in idamından önce ailesine yazdığı ve sakıncalı bulunarak el konulan mektup Kara Kuvvetleri arşivinden çıktı

ÇİLEM KAYA ANKARA
12 Eylül döneminde Gaziantep Cezaevi'nde idam edilen Veysel Güney'in ölmeden önce babasına yazdığı ancak sakıncalı bulunarak ailesine ulaştırılmayan mektubu 25 yıl sonra gün ışığına çıktı. Mersin 78'liler Araştırma ve Dayanışma Derneği ile Güney Ailesi'nin mektupla ilgili yaptıkları başvuruya, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndan yanıt geldi. Komutanlık, Güney Ailesi ile 78'liler Derne-ği'nin dava dosyasını incelemesine izin verdi. Veysel'in idamından hemen önce babasına yazdığı mektup da bu dosyadan çıktı.

'BENİM GİBİ BİNLERCE OĞLUNUZ VAR'
Veysel Güney'in idamına dakikalar kala kaleme aldığı mektup, "Değerli Babacığım ve Tüm Dostlarım" diye başlayıp , "Ben hiçbir şahsi çıkarımı gözetmeden ülkemin bağımsızlığı ve halkımın kurtuluşu için doğru bildiğim yolda inanarak mücadele ettim," diye devam ediyor. Veysel'in mektubunun son bölümü veda selamı gibi: Ben ölüme seve seve gidiyorum, bir namussuzluk ve bir şerefsizlik yapmadım. Onun için hiç üzülmeniz gerekmez. Benim binlerce annem babam olduğu gibi sizin de binlerce oğlunuz var.

298 SAYFALIK DOSYA
Mektubun ortaya çıkışıyla ilgili bilgi veren Mersin 78'liler Derneği Başkanı Ethem Dinçer, mektubun Kara Kuvvederi Komutanlığı'nda bulunduğunu anlattı. Komutanlığın 298 sayfalık Veysel Güney dosyasının bir kopyasını kendilerine gönderdiğini bildiren Dinçer, 25 yıl sonra da olsa 12 Eylül darbecilerinin yakasını bırakmayacaklarını söylüyor. Dinçer mektuba ulaştıktan sonra yaptıklarını ise şöyle anlatıyor: Bugün burada insanlık suçlarından zaman aşımı olmayacağını bir kez daha haykırıyoruz! Mektuba ilk ulaştığımda Veysel'in ağabeyi Ayhan'ı aradım. İkimizde ağladık, hüznü, gururu birlikte yaşadık.

MÜFTÜOĞLU: BU NASIL İNSANLIK?
Birgün yazarı Oğuzhan Müftüoğlu da Güney'in yattığı yerden katillerinden hesap sorduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: Ailesine verilmesi gereken mektubu bile ailesine vermemişler. 12 Eylül'ün bütün hukuksuzluğunu ve insansızlığı-nı sergileyen bir olay bu. Öldürdükleri insanın son mektubunu bile ailesine vermemek nasıl bir insanlık? Faşizm denilen şey budur. Bu olay tek başına bütün bir 12 Eylül hukukunun nasıl bir şey olduğunu güzel bir şekilde ortaya koyuyor. Bütün 12 Eylül hukuku yok sayılmadan ve sorumlularından hesap sorulmadan Türkiye'de demokrasiden bahsedilemez.

İşte veda satırları...
Değerli Babacığım ve Tüm Dostlarım, Ben hiç bir şahsi çıkarımı gözetmeden ülkemin bağımsızlığı ve halkımın kurtuluşu için doğru bildiğim yolda inanarak mücadele ettim.Benim kalbim insan sevgisi ile doludur. Ben kimseyi öldürmedim, suçsuzum. Gösterdikleri gerekçeyi dahi mahkemesi sonuçlanmadan karar verildi. Onlara göre suçlu olabilirim. Çünkü onlar ülkeyi yabancılara peşkeş çeken ve onlarla bir avuç işbirlikçi mutlu azınlık işbirliği yapmaktadırlar.Halkıma ise zam, işkence ve ölüm reva görünmektedir. İşte ben buna insan olarak karşı geldiğim için onlara göre suçluyum. Ama boşuna. Çünkü insan kafasındaki düşünceyi yok edemedikten sonra işkence ve idamla bir yere varamayacakları açık.

Babacığım,
Ben ölüme seve seve gidiyorum, bir namussuzluk ve bir serefsizlik yapmadım. Onun için hiç üzülmeniz gerekmez. Benim binlerce annem babam olduğu gibi sizin de binlerce oğlunuz var. Göndermiş olduğunuz mektupları bugün verdikleri için cevabını yazamadım. İmam ve Sultan'dan da mektup aldım. Ayrıca Sultan'ın gönderdiği çamaşırları da aldım. Tüm dostlardan memnunum ve saygılarımı sunar mutlu yarınların halkımın olmasını dilerim. Size bir tek dörtlük şiir yazıyorum: Mezarımı yol kenarına kazın/Üzerine devrim şehiti yazın/Başına yumruklu yıldız kazın/Gidiyorum ölümsüzlüğe hoşçakalın... Selamlar.
Sizin Veysel.

Veysel Güney süreci
VEYSEL
Güney, 12 Eylül darbesinin ardından arkadaşı Ali İhsan Özer'le birlikte Gaziantep'te bir evde saklandı. Kaldıkları evin kuşatılması üzerine çatışma çıktı. Güney'in arkadaşı Ali İhsan Özer'le bir üsteğmen öldü. Tutuklanarak askeri cezaevine konan Güney'in dosyası hızlansın diye Devrimci-Yol davasından ayrıldı. Yargılanarak idam cezasına çarptırılan 24 yaşındaki Veysel Güney, 11 Haziran 1981 günü idam edilerek gizlice defnedildi. Ailesi, o dönem cenazenin kendilerine verilmesi için başvurularda bulundu ama hep reddedildi.

Aradan geçen 25 yılın ardından ailesi ve arkadaşları ölüm yıldönümünde Güney'in mezarını aramaya başladı. Ağabeyi Ayhan Güney, 12 Haziran'da Gaziantep Cumhuriyet Savcılığı ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na verdiği dilekçede kardeşinin mezarının yerini öğrenmek istediğini belirtti. Belediye de araştırmaları ve 70 yaşındaki bir tanık sayesinde şehir mezarlığı, 6. cadde, 201 No'lu sokakta, 105341 nolu "meçhul" mezarlığın Güney'e ait olabileceği söylendi. Ailesi, 25 yıldır gizlenen mezarın açılarak DNA testiyle kimlik tespitinin yapılması için savcılığa başvuruda bulundu.