Vigo kuryelerinden paket başı ücret eylemi: "Paket başı ölüm demektir"
5 Nisan'dan bu yana kontak kapatma eylemleri yapan Getir’e bağlı Vigo kuryeleri dün Kadıköy Kozyatağı’ndaki Nidakule’deki şirket önünde bir araya geldi. Kuryeler, paket başı ücret siteminin kuryeleri ölüme sürüklediğini söyledi.
Bilge Su YILDIRIM
Paket başı ücret siteminin kuryeleri ölüme sürüklediğini söyleyen ve 5 Nisan'dan bu yana kontak kapatma eylemleri yapan Getir’e bağlı Vigo kuryeleri dün Kadıköy Kozyatağı’ndaki Nidakule’deki şirket önünde bir araya geldi. Motorlarla konvoy halinde genel merkez önüne gelen işçilerin şirket yetkilileri ile görüşme talebi, işveren tarafından reddedildi. Motokuryeler, işveren görüşme talebini kabul edene denk genel merkez önündeki bekleyişlerini sürdüreceklerini söyledi.
"ŞİRKET, BU SİSTEME GEÇEREK YAPTIĞI ZAMMI GERİ ALMIŞ OLDU"
Eyleme katılan Turizm Eğlence ve Hizmet İşçileri Sendikası (TEHİS) Başkanı Tolga Kubilay Çelik burada yaptığı açıklamada sistem değişiminin, şirketin sunduğu sözleşmeye aykırı olduğunu belirtti. “Şirket ile kuryeler arasında imzalanan sözleşmede saatlik ücret garantisi var. Şirket, bu sözleşmeyi tek taraflı olarak değiştirdi” diyen Çelik, paket başı ücret sisteminin motokuryelerin hem canlarını tehlikeye atacağını hem de aldıkları ücreti düşüreceğini vurguladı. Çelik, “Şirket saatlik çalışma sisteminden parça başı ücret sistemine geçerek ocak ayında yapmış olduğu zammı da geri almış oluyor aslında” diyerek paket başı ücret sisteminin patronlar açısından en kârlı sistem olduğunu kaydetti.
TEHİS Başkanı Çelik; sistem değişiminin, şirketin sunduğu sözleşmeye aykırı olduğunu kaydetti. “Şirket ile kuryeler arasında imzalanan sözleşmede saatlik ücret garantisi var. Şirket, bu sözleşmeyi tek taraflı olarak değiştirdi” diyen Çelik, paket başı ücret sisteminin motokuryelerin hem canlarını tehlikeye atacağını hem de aldıkları ücreti düşüreceğini belirtti. Çelik, “Şirket saatlik çalışma sisteminden parça başı ücret sistemine geçerek ocak ayında yapmış olduğu zammı da geri almış oluyor aslında” diyerek paket başı ücret sisteminin patronlar açısından en kârlı sistem olduğunu kaydetti. Çelik, “Vigo, yaptığı sözleşmeye aykırı olarak sektörde paket başı sistemin yaygın olduğunu öne sürerek bu sisteme geçmeye çalışıyor. Bu sistem sayesinde patronlar olası bir kaza durumunda herhangi bir sorumluluk almıyorlar. Bu sistem aynı zamanda motokuryelerin iş cinayetlerinde ölmesinin başlıca sebebidir” dedi.
Getir’in anlaşmalı olduğu kurumsal şirketlerle yüzde 38, restoran gibi daha küçük işletmelerle ise yüzde 40’a varan anlaşmalar yaptığını söyleyen Çelik, “Bir paket 500 liraysa Getir, sadece anlaşma yaparak bu paketin 200 lirasını alıyor zaten. Almanya, İngiltere, ABD gibi ülkelerde şube açan uluslararası bir kurumdan bahsediyoruz. Kendi sermayelerini artırmak için ilk saldırdıkları yer işçilerin cebi oluyor. Yoksa Getir’in parası mı yok?” dedi. “Bizler biliyoruz ki kâr etmek amacıyla ilk olarak işçinin cebine bakılması hakim konjonktürden bağımsız bir durum değil. Bugün işçi, işsiz, emekli herkesin cebindekine el koyma atağı Getir’de ve onun taşeron şirketi olan Vigo’da devam ediyor” diyen Çelik bu düzene karşı da mücadele ettiklerini kaydetti. Çelik, “Bugün Vigo motokuryelerinin sürdürmüş olduğu mücadele bu sebepten işçi sınıfının mücadelesi açısından önemli. Enflasyon artacak, işsizlik yaygınlaşacak, ücretler düşecek. Bugün Vigo kuryelerinin elde edeceği herhangi bir kazanım, bu dalganın önüne çekilmiş bir set de olabilir” dedi. Çelik, şöyle konuştu: “5 Nisan’dan beri kontak açmayan arkadaşlarımız var. Burada olanı diğer işçi direnişlerinden ayırmak lazım. Çünkü motokuryeler çalıştıkları saat ya da dağıttıkları paket üzerinden ücret alıyorlar. 5 Nisan’dan beri kontak açmayan bir motokuryenin 10 gündür tek kuruş para kazanmaması anlamına gelir bu. Bu çalışma stili aynı zamanda sendikal örgütlenmenin de önüne geçiyor. Günlük çalışılan saat/dağıtılan paket üzerinden gelir elde ettiren bu sistem, motokuryelerin herhangi bir sendikaya üye olma haklarının de önüne geçiyor. Biz bu sebepten Motosikletli Kuryeler Derneği kurduk, bu yüzden dernek çatısında örgütleniyoruz.
Vigo’da motokuryelik yapan Azad Aktaş ise şirketin bu değişikliğe 9 günlük bayram tatilinden bir akşam önce gittiğini vurguladı. “Daha önce daha büyük firmalarda da kuryelik yaptım. Bugün Vigo çalışanı olmamın sebebi saatlik garanti ücret sistemiydi. Hiç değilse canım güvende olur demiştim. Şimdi bir gecede hiçbirimize sormadan bu hakkımızı gasp ediyorlar” dedi. “Paramın çalındığını düşündüğüm için bugün buradayım” diyen Aktaş, bugün bir motokuryenin aylık kazancının asgari ücrete zar zor ulaştığını ancak hayati riskin oldukça fazla olduğunu belirtti.
HIZ YAPMAYA TEŞVİK
Bir diğer Vigo motokuryesi Engin Can Olgun ise “Hiç değilse saatlik ücret sistemiyle akşam eve sağ salim döneriz diyerek Vigo’da çalışmayı tercih ettik, sözleşmemizde geçen hakkımızı gasp ettiler” dedi. Saha uzmanlarının kendileriyle görüşmek istemesi üzerine gerçekleştirdikleri toplantının sosyal medyada motokuryelerle gerçekleştirilen bir bayramlaşmaymış gibi paylaşıldığını ifade etti. “Bize ‘Kontak kapamayın’ dedikleri görüşmenin fotoğraflarını bayram toplantısıymış gibi servis ettiler” diyen Olgun paket başı ücretin motokuryeleri hız yapmaya teşvik ettiğini de vurguladı. Olgun, “Hepimizin borcu var, mühendis olup borçlarını kapatmak için kuryelik yapan arkadaşımız var. Kimi arkadaşlarımız atanamayan öğretmen…” dedi. Motokuryelere “Hepiniz kendi işinizin patronusunuz, gün içinde ne kadar dağıtım yaparsanız o kadar kazanırsınız” şeklinde öğütlerde bulunulduğunu belirten Olgun, bu öğütlerin amacının motokuryelere SGK girişi yapmaktan kurtulmak olduğunu söyledi.
Olgun, motorun tüm bakım masraflarının ve olası bir kaza durumunda meydana gelecek hasarın ödemesinin motokuryeye ait olduğunu kaydetti. Olgun, kendisinin yaptığı kazayı ve yaşananları ise şöyle anlattı: “Bir gün kaza yaptım, yetkililere bildirdim. Bana geçmiş olsun demeden önce ‘Üzerinizde 80 liralık paket görünüyor, başka bir çalışanımız onu tarafınızdan teslim alacak’ dediler. Dört tane gofret taşıyordum sadece. Hesabını yaptıkları şey bu. Motor kullanılamayacak hale geldiyse meydana gelen kaza küçük değildir. Nasıl olduğumu bile merak etmediler. Benimle hastaneye de kimseye gelmedi.”