Eğitim Sen, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın kentteki yabancı üniversite öğrencilerine yönelik otobüs ücretlerine astronomik zam yapılacağı yönündeki açıklamalarına tepki gösterdi.

Kaynak: Haber Merkezi
"Yabancı öğrencilere astronomik zam yapacağız" diyen Tanju Özcan’a Eğitim Sen'den tepki

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın kentteki yabancı öğrencilere yönelik “otobüs ücretlerine astronomik zam yapacağız” açıklamasına Eğitim Sen Bolu Şubesi tepki gösterdi.

Eğitim Sen Bolu Şubesi, Özcan’ın açıklamalarına ilişkin basın açıklaması yaptı.

Basın açıklamasını Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Dilek Çakman okudu.

Çakman açıklamasında geçtiğimiz yıl Karabük’te yaşamını yitiren Gabonlu öğrenci Jeannah Danys’in ölümünü hatırlatarak “Eğitim ve bilimin ticarileşmesine, siyasallaşmasına, ırkçı, ötekileştirici söylemlerle uluslararası öğrencilerin mağdur edilmesine ve tartışılmasına karşı olduğumuzu kamuoyuna bildiririz” ifadelerini kullandı.

Çakman’ın okuduğu basın açıklamasının tamamı şu şekilde:

“Geçtiğimiz hafta BAİBÜ'de eğitim alan yabancı uyruklu öğrencilerle ilgili Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın 'üniversiteye öğrenci alımlarının kontrolsüz yapıldığı ve üniversitenin rant kapısına döndüğü, artan yabancı uyruklu öğrenci sayısına önlem olarak ise bu öğrencilerin otobüs ücretlerine astronomik zam yapılacağı' şeklindeki açıklamasını basından takip ettik. 

Öğrencilerin eğitimini ilgilendiren bu konuda Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası ve Baibü Öğretim Elemanları Derneği olarak belirtmek isteriz ki; Türkiye sınırları içerisindeki tüm öğrencilerin eşit, nitelikli ve ücretsiz eğitim alma hakkı vardır. Öğrenciler üzerinden komisyon pazarlıkları yapılıp, eğitim süreçlerini ticarileştirme girişimleri her ne kadar yanlışsa, bu ticaretin mağduru olmuş gençleri ırkçı bir şekilde hedef tahtasına oturtup, faturayı onlara kesip, yetkisi olmamasına rağmen temel hakları olan ulaşım ücretlerine zam yapmayı gündeme getirmek de o kadar yanlıştır.

YÖK’ün yabancı uyruklu öğrencileri ülkeye çekme çabalarının ardında iki sebep bulunmaktadır: Birincisi, küresel neo-liberal eğitim politikalarının bir ayağı olarak getirileri milyar dolarları bulan uluslararası öğrenci havuzundan pay almak, bir başka deyişle çöküşte olan ekonomiye girdi sağlamak; ikincisi ise yanlış yükseköğrenim politikaları ile boş kalan kontenjanları doldurmaktır.

Yükseköğretim Kurumunun verilerine göre, Yasal mevzuatta “yabancı uyruklu öğrenci” olarak tanımlanan ve her derecede öğrenim görmek için Türkiye’ye gelen uluslararası öğrenci sayısı 2000/2001 öğretim yılında 16 bin 656 iken bu sayı bugün 338 bindir. YÖK bünyesinde Uluslararası İlişkiler Daire Başkanlığı kurulmuş, 2018-2022 yılları için beş yıllık hedefleri kapsayan Yükseköğretimde Uluslararasılaşma Strateji Belgesi yayımlanmış, bu doğrultuda uluslararası öğrencilerin ve öğretim elemanlarının ülkeye gelmesi için yasal ve kurumsal adımlar atılmıştır. YÖK, 2000’li yılların başından bu yana düzenli olarak artan öğrenci sayısına ilişkin verileri sunarken söz konusu öğrencilerin akademik, sosyal ve yaşam bağlamlarına ilişkin veriler sunmamaktadır. Halbuki konuya ilişkin akademik çalışmalar, uluslararası öğrencilerin eğitim-öğretim başta olmak üzere sosyal, kültürel ve ekonomik sorunlar yaşadıklarını ortaya koymaktadır.

 "İNSANLIK ONURUNU ZEDELEYİCİ NİTELİKTE"

Kamuoyunda çokça tartışılan Karabük Üniversitesi’nde yaşanan olaylar yabancı öğrencilerin ülkemize geliş koşullarının ve onların yaşam koşullarının sorgulanması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır.  26 Mart 2023 tarihinde Gabonlu öğrenci Jeannah Danys’in Karabük’te şüpheli ölümünü unutmuyoruz. Bu olayın ardından uluslararası öğrencilerin Karabük’te maruz bırakıldıkları yaşam koşulları insanlık onurunu zedeleyici nitelikteydi. Uluslararası öğrencilerin sadece kazanç kaynağı olarak görülmesi, hangi ilişki ağları ile Türkiye’de eğitim almaya geldiklerinin denetlenmemesi, destekleyici alt yapıların oluşturulmaması bu öğrencileri her türlü riske açık hale getirmektedir.

Karabük Üniversitesi’nde yaşananların kurucusu değerli İzzet Baysal tarafından Bolu’lulara emanet edilen, şehrimizin bir değeri olan BAİBÜ’ye sirayet etmesine izin vermeyeceğiz. Bunu yaparken toplumu kutuplaştıran her türlü ifadenin de aynı zamanda karşısında durup şehrimizin huzurunu da göz önünde bulunduracağız.

 "IRKÇI İFADELER TOPLUMSAL HUZURU BOZMAYA KAPI ARALAMAKTADIR"

Ülkemizde üniversite yönetimlerinin iktidarların emrine girmeleri, siyasi kimlikleri ile hareket etmeleri, uluslararası öğrenciler gerekçe gösterilerek yerel yönetimlerle polemiklere girmeleri ve bu meselenin üniversitede ilişiksiz mecralarda konu edilmesi üniversitemizin geldiği noktayı bizlere açıkça göstermektedir.

Geçen hafta yapılan karşılıklı açıklamalarda adı geçen tüm yetkililere sesleniyoruz; başta siyahi öğrenciler olmak üzere ülkede yaşayan çoğu yabancı öğrenci insan hakları ihlallerine maruz bırakılmaktadır ve risk altındadır. Her türlü ayrımcı, damgalayıcı ve ırkçı ifadeler zaten güvensiz bir şekilde ülkeye gelen, kazanç kapısı olarak görülen yabancı öğrencileri daha da risk altında bırakmakta ve bunun sonucu olarak toplumsal huzuru bozacak girişimlere kapıyı aralamaktadır.  Bunun yanı sıra yabancı öğrencilerin Türkiye’ye gelmeden önce gelişmiş ülkelerin kendilerine gelen öğrencilere yaptığı gibi akademik geçmişleri iyi araştırılmalıdır.

Sonuç olarak Bolu Abant İzzet Baysal Üniversiteli Öğretim Elemanları Derneği ve Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası olarak, eğitim ve bilimin ticarileşmesine, siyasallaşmasına, ırkçı, ötekileştirici söylemlerle uluslararası öğrencilerin mağdur edilmesine ve tartışılmasına karşı olduğumuzu kamuoyuna bildiririz."