Sacayağı gökyüzünde tamamlandı. Cem Karaca ve Barış Manço’ya son çınar Erkin Koray da eklendi. Vedasıyla yasa boğan Koray’ı yakınları BirGün’e anlattı. Birlikte çaldığı Taner Öngür, “Tam bir kızılderili özgür ruhtu” dedi.

‘Yalnızlar Rıhtımı’nda daha yalnızız şimdi

Işıl ÇALIŞKAN 

“Seni Her Gördüğümde", “Çöpçüler”, “Yalnızlar Rıhtımı” gibi dinleyicinin gönlünde taht kuran yüzlerce şarkıya imza atan Türk rock müziğin öncülerinden Erkin Koray’ın vedası sevenlerini yasa boğdu. Bir süredir Kanada'nın Toronto kentinde yaşayan 82 yaşındaki Koray, akciğer rahatsızlığının yanı sıra yaşlılığa bağlı sağlık sorunları nedeniyle kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Sanatçının kızı Damla Koray, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, babası için bir tören yapılmayacağını belirterek, hayranlar adına daha sonra bir anma etkinliği düzenleneceğini duyurdu.

Efsanevi müzisyen Koray, “Canlar! Yaşlanıyoruz herhalde artık… Size bir-iki söyleyeceğim bir şey var, onu da söyleyeyim de... Neme lazım” notuyla yaptığı 7 Temmuz tarihli paylaşımda yeni bir albüm hazırlığında olduğunu duyurmuştu. Albümünü Kanada’da bulunan bir plak şirketi aracılığıyla çıkaracağını belirttiği paylaşımda Türkiye’deki müzik sektörüne sitem içeren şu sözleri kaydetmişti: “Belki "Niye sen kendin çıkarmıyorsun?" diyeceksiniz... Valla, memleketin bu hukuki arızaları bende hiç heves bırakmadı. Sizin de kazanmış olduğunuz mahkeme dosyalarınızın üzerine bir çizgi çekip, çapulcuya "sen devam et" dense, sizde de aynı şey olur!”

Erkin Koray telif hakları en çok ihlal edilmiş sanatçılarımızdan biri oldu. Öyle ki birlikte müzik yaptığı isimler de hayatının en büyük mücadelelerinden birinin kendi eserlerini kapitalizmin uzağında, sömürülmediği bir ortamda dinleyicisiyle buluşturmak olduğunu söylüyor.

Uzun yıllar Erkin Koray ile aynı sahneyi paylaşan usta müzisyen Taner Öngür, Devlerin Nefesi albümünü birlikte yaptığı Alpay Şalt ve müzik eleştirmeni Murat Beşer O’nu BirGün’e anlattı. 

TAM BİR KIZILDERİLİ ÖZGÜR RUH

Taner Öngür: Erkin Koray tam bir kızılderili özgür ruh. Başka örneği de yok. İyi ki yaşadı var oldu ve biz onun çıkardığı sesleri dinledik. Erkin Koray deneysel çalışırdı. Sokakların müziğini 70’lerin başında keşfetmişti ama bizim toplum onu yıllar sonra anladı. Bir yandan da saykedelik ve progresifi de en diplerine kadar biliyordu. İkisini birleştirmesi muhteşem bir deney. Amerika’da İskandinavya’da bir sürü Erkin koray hayranı var. Ama biz sanatçımızın kıymetini bilmiyoruz. Ben Okan Dinçer ve Kontrastları grubunda çalıyordum. O grup faaliyetinde son vereceği zaman 17 yaşında bir basçıydım. Cem Karaca Apaşlar ve Erkin Koray’dan aynı anda teklif geldi. Erkin Koray bana çok daha yakın geldiği için onunla çalışmayı tercih etmiştim. Diğerleri bana biraz zengin çocuğu gibi gelmişti. Benim abim gibiydi. Son zamanlarına kadar yazışır dertleştik, bana “Taner can” derdi.

En büyük derdi kendi eserlerini kimsenin yağmalamadığı bir ortamda seyircisiyle buluşturabilmekti. Bunu kafese sokmuş gibiler. 40 yıl önce imzaladığı bir muvafakatnameye dayanarak sömürmeye çalışıyorlardı o çok üzülüyordu buna. Erkin Koray’ın hayatındaki en büyük mücadelesi Unkapanı akbabalarıydı, bu yapımcı kisvesi altındaki yağmacılardı. O, mücadelesine devam ederek gitti. Erkin Baba çok anlattı ama kimsenin umurunda olmadı. İlla Erkin’in şarkısını dinleyecek diye gidip albümünü satın alıyor, Erkin’i sömüren adama hizmet ediyor. Çok anlattı ama, "Erkin Baba da çok uyumsuz” dendi. Sonunda çıldırdı Kanada’ya gitti. Mahkemeleri kazanıyor ama gidip mahkeme kararını bozuyorlar. Hepsi AKP yandaşı tipler. Umarım Erkin Baba en azından bundan sonra anlaşılır.

SİSTEME KARŞI DİRENİŞİ BAKİYDİ

Alpay Şalt: Uzun zamandır yakınımızda olmadığı için ben bu kaybı idrak edemedim henüz, hiç olmadı gibi sanki. Son kalan değerlerden biriydi. Şimdi artık yok, onu hatıralarımızda yaşatacağız. Birlikte geçirdiğimiz günleri gülümseyerek anacağız. Sanatın en güzel tarafı arkada devamlı hatırlanacak konuşturacak malzeme bırakmış olması. Sonsuza dek bizimle yaşayacak.

Erkin Koray’ın temsil ettiği bir başkaldırı var. Çok aykırı biriyidi Erkin Koray. Kendi doğruları vardı ve  onları savundu hep. Sisteme karşı bu kadar direnen başka bir sanatçımız olduğunu zannetmiyorum. Erkin Koray’ın o başkaldırıyla birlikte yaptığı işler çok konuşulmadı ama. Sisteme yakın gibi durabilecek çalışmalarıyla daha çok anıldı. Biliyorsunuz toplum sivrileri pek sevmez. Underground müziği bizim piyasamıza sokma çabası oldu ama bir türlü bu topluma uydurulamadı. Erkin Koray’ın gün yüzüne çıkmamış çok daha farklı çalışmaları var. Değerini yurtdışında bildiler, biz yine bilemedik. Müzik dersi olmayan bir toplumda ne yaparsanız yapın bunları o insanlar algılayamazlar.

Biz Whisky’nin albüm lansman konserinde tanışmıştık. Onunla nasıl iletişim kuracağımı bilemeyip “Erkin Abi’ye sen neler dinliyorsun?” diye sormuştum. 98 yılıydı. Jimi Hendrix’leri konuşmuştuk. Koskoca Erkin Koray ile bir muhabbet başlatabilmiştim o benim için büyük mutluluktu tabii. Albüm kayıtlarında da ondan çok şey öğrenmiştim. Kayıtlar esnasında bana çok güzel bazı tüyolar vermişti. Ben de öğrendiklerimi sonraki çalışmalarımda hep uyguladım. Çok konuşmak istemeyen gizemli biriydi. Kaşlarını kaldırıp tek bir kelime söylerdi. Siz anlardınız onu.

YILLARCA MAHALLE BASKISI GÖRDÜ

Murat Beşer: Bir sacayağının parçalarıydı onlar; Barış Manço ve Cem Karaca’yı erken denebilecek yaşlarda kaybetmiştik. Son çınar Erkin Koray idi.

Müziğinin kendine has bir duruşu vardı. Yetmişli yıllarda yurtdışına istikbal için değil, müziğini, felsefesini geliştirip buralara taşımak amacıyla gitmişti. Bu bir isyanın ürünüydü. Memlekete döndüğünde iyi müzik yapmak için beatnik gibi yaşamak gerektiğini düşünerek, bu yaşam tarzının felsefesini benimsemişti. Komün hayatı, uzun saçları ve kıyafetiyle ilgi odağı olmuştu. Yıllarca uzun saçları yüzünden mahalle baskısı gördü, sözlü tacizlere ve fiziki saldırılara uğradı; sokak ortalarında kavgalara tutuştu.

Türkiye’de ilk elektrik gitara sahip müzisyenlerdendi. Rock müzik tarihimizde aynı zamanda gitar virtüözü sıfatına sahip az sayıdaki isimden biriydi. Özellikle 1967-77 yılları arasında müziği, yerli müzisyenlere dudak büken rock dinleyicileri tarafından bile sahiplenilmiş, sonradan Türkçe Rock yapan kuşağın rehberi olmuştu. Şarkılarının temalarını ve dilini yaşadığı hayatın içinden çekip almış; kendine has gitar tınısı ve özgün melankolik melodileriyle dinleyenlerini mutlu eden bir dünya kurmuştu.

Seksenlerden sonra müziği değişmiş; direksiyonu kırarak arabeske yönelmişti. Albümleri önce eleştirilse de sonradan müzik kültürümüze yapılan katkılar olarak kabul gördü. Arabeski de farklıydı; onu rock formunun içine yerleştirerek çalıyordu. Ayrıca bu müziğe elektro bağlamayı sokma cesaretini göstermişti. Onun adı sisteme direnişin bir başka çeşidiydi.

SENİ ÇOK ÖZLEYECEĞİZ

Anadolu rock müziğinin efsane isimlerinden Erkin Koray’ın vedasının ardından binlerce paylaşım yapıldı. Kızı Damla Koray, yaptığı paylaşımda babasını şu ifadelerle uğurladı: “Eserlerin dilimizde, aşkın kalbimizde yaşayacak, daima ve ilelebet. Dilerim bu dünyada bulamadığın barış ve huzuru başka bir dünyada bulursun. Doğrusu hiç şaşmayan, tanıdığım en sağlam adam; Anadolu rockın mucidi, sevgili babam... Benim için yaptıklarına minnettarım. Ne desem hakkını vermiş olmam. Eminim 'senin çocuklar' da ülkelerini, kültürlerini ve onlara layık gördüğün cumhuriyeti ileri götürmek adına yaptıklarına her zaman minnettar kalacaktır.”

Paylaşımlardan bazıları şöyle:

•Nazan Öncel: Fesuphanallah demeyen var mıdır içimizde; ya da Gönül Salıncağı’na binmeyen, Kör olası Çöpçüler aşkımı süpürmüşler diyen de biz değil miydik? Öyle bir geçer zaman ki diye de az ağlamadık hani… Hey gidinin Erkin’i hey! Getirin bana o günleri yakalım bugünleri.

Türk Rock Müziğinin başı sağ olsun. Sevgi saygıyla. Fotoğraf 1996

•Ayşegül Aldinç: O da gitti… Yalnızlar Rıhtımı’nın tam ortasında ıssız kaldık… #ErkinKoray

•Demir Demirkıran: Ah be Erkin Ağabey... Dün gibi, bütün o muhabbetlerimiz Kanlıca'dan, New York'a. Çok büyük değerler bıraktın bize şarkılarınla, yıllarca söyledim sahnede. Ne büyük şanstır ki aynı hayat dönemine denk geldik tanıdım seni, şarkılarını, seni bilenleri, sevenleri tanıdım, Damla'yı tanıdım. Huzurla, müzikle...

•Sabahat Akkiraz: Ah Sevgili #ErkinKoray korkutma bizi demiştim. Sen de bizi bırakıp gittin. Çok üzgünüm. Halkını bu kadar derinden etkileyen, iz bırakan az sanatçı vardır. Sanat ailemiz biraz daha eksildi. Nur içinde uyu 

•Haluk Levent: Ne dersem kelimeler kifayetsiz olacak. Baba! Çok özleyeceğim seni.

•Güneş Duru: 2005, belki 2006… Hayal Kahvesi’nde çalıyoruz. Erkin Koray orada, bizi dinlemeye gelmiş. Sahneye çağırdık, Arapsaçı çalalım diye. Erkin ağabey konuşmaya başladı, o kadar dolmuş ki; Cumhuriyet elden gitmesin, malum iktidar ülkenin içinden geçmesin telaşında konuşması bir türlü bitmiyor. belki iki şarkılık konuştu. Ben gitara dokundum, arkasına döndü, yaramazlık yapma gibilerden bir bakış attı, azarı işittik, sustuk. Ardından Arapsaçı’nı söyledik. O geceki endişelerinden çok daha fazlasını yaşadık son 20 yılda. Uzun uzun anlatmakta haklıydı. Anadolu Rock’ın mucitlerinden, sıra dışı bir insandı. Şahane Gibson’ı gittiği yere ulaşır umarım, mekanı rock n roll olsun.

64 YILLIK SERÜVEN

Anadolu rock dendiğinde ilk akla gelen isimlerden biri olan ‘Erkin Baba’ lakaplı Erkin Koray, 64 yıllık profesyonel müzik yaşamına onlarca eser bıraktı. Gelin sanatçının kariyerinde kısa bir kronolojik gezintiye çıkalım.

•1959: İlk grubu Erkin Koray ve Ritimcileri kurdu.

•1962: Çeşitli müzikli mekânlarda programlar yaptığı sıralarda aldığı bir teklif ile bir yüzünde Bir Eylül Akşamı, diğer yüzünde It's So Long adlı İngilizce parça bulunan ilk 45'liğini kaydetti. Ancak bu plak 1966 yılında piyasaya çıktı.

•1968: ’Altın Mikrofon’ yarışmasına katıldı. Bu yarışmada 4’üncü olan Erkin Koray'ın yarışmadaki şarkıları ‘Meçhul’ ve ‘Çiçek Dağı’ daha sonra bir plak şirketi tarafından piyasaya çıkarılarak 800 bin adet gibi büyük tiraj yaptı.

•1969 yılında kurduğu Yeraltı Dörtlüsü adlı grubu ile Türkiye'de ilk ‘Underground’ müzik akımının öncüsü oldu. 70'li yılların başlarına gelindiğinde ise Koray, Türkiye'de oldukça geniş bir dinleyici kitlesine sahip ve kendine özgü müzik çizgisini belirginleştirmiş bir duruma geldi.

•1974-1984 yılları arasında kısa sürelerle Türkiye'ye gelişleri dışında Hollanda, Almanya ve Kanada'da yaşadı. Hakkında pek fazla bilgi olmayan bu dönemde, ‘Estarabim’, ‘Arap Saçı’ gibi çok bilinen eserleri yayımladı.

•1977 yılında kurduğu Erkin Koray Tutkusu adlı LP ve aynı adlı gruptan sonra, kısa süreli beraberlikler dışında başka grup kurmadı.

•1990: Öyle Bir Geçer, Arapsaçı, Fesupanallah, Şaşkın, Sevince ve Yalnızlar Rıhtımı vb. hitleri içeren bir toplama albüm serisi ve bir de Best Of piyasaya sürdü.

•1991: Tek Başına Konser adlı konser kayıtlarından oluşan dışında albüm çalışmalarına ara verdi.

•1996: Gün Ola Harman Ola albümünü çıkardı.

•1999: Yayımlanan yeni şarkılarının yanında eski şarkılarının da yeni düzenlerinin bulunduğu Devlerin Nefesi adlı son albümü takip etti. Albümde kendisine bas gitarda Ahmet Güvenç ve davulda Alpay Şalt eşlik etti.