SOL Parti Dayanışma Gönüllüleri kapsamında deprem bölgelerini ziyaret eden oyuncu Cengiz Bozkurt, “İnsanların dertlerini anlatmaya ihtiyacı var. Sıcak temasın çok daha önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.

Yan yana aşacağız
Fotoğraf: BirGün

Sercan MERİÇ

Maraş merkezli depremlerin ardından sanat dünyasından çok sayıda isim yardım çalışmalarında bulunarak dayanışma örneği gösterdi. Bu isimlerden biri de Cengiz Bozkurt oldu. Leyla ile Mecnun’un Erdal Bakkal’ının yanı sıra onlarca karaktere imza atan Bozkurt, SOL Parti Dayanışma Gönüllüleri ile deprem bölgelerindeki çalışmalarını sürdürüyor. Bozkurt, BirGun TV’ye izlenimlerini anlattı.

Siz bölgeye ne zaman gittiniz? Nasıl bir tabloyla karşı karşıya kaldınız ve dayanışma çalışmaları nasıl sürüyor?
Ben birinci haftadan itibaren bölgedeyim. Önce Maraş’ın merkezine 10 kilometre uzaktaki Çiğli Köyü’ne gittik. Eşim oralı. Her yaz çocukları oraya götürüyorduk. Cıvıl cıvıl, neşe içinde bir köydü. Ama şu anda ortasından fay geçen köy olarak biliniyor. Eşimin Çiğli Köyü’nden 30’a yakın kaybı var. 500-600 nüfuslu o köy tamamen yok oldu. İlk ulaştığım yer orası oldu. Gittiğimizde manzara bir hafta sonra bile çok korkunçtu. Bölgede tamamıyla bir koordinasyonsuzluk, bir iletişimsizlik hâlâ hüküm sürüyordu maalesef. Oradan Adıyaman’a gittik. Sonra Maraş’a, Antep’e, Antakya’ya gittik. Dolaşabildiğimiz kadar yer dolaşıp destek olmaya çalıştık. Elimizden gelen bütün yardımları yapmaya çalıştık, dertlerini dinledik. Insanların dertleri kendilerini dinleyebilecek bir insan bulabilmekti. Dayanışma Gönüllüleri’ni Defne’de Samandağ’da Maraş’ta, Pazarcık’ta buldum. Onlarla neler yapabileceğimizi konuştuk. Ben bundan 24 yıl önceki 99 Körfez depreminde İngiltere’de yaşıyordum. Orada yaşayan arkadaşlarımızın desteklerini İzmit Cephanelik çadır kampına götürmüştüm ve Dayanışma Gönüllüleri kampa tamamen hakim bir sürü faaliyet yapıyordu. Ben yarım saatlik bir belgesel bile çekmiştim o zaman. Orada beni havaalanından alan arkadaşlarla 24 yıl sonra Hatay’da yine karşılaştım.

Oradaki yurttaş sizi görünce nasıl tepki verdi? Muhakkak bir nebze olsun moral olmuştur…
Evet sadece depremzedeler değil arama kurtarma faaliyetlerine gidenler, resmi görevliler, koruma görevleri yapan güvenlik güçleri oradaydı. Bunların hepsi bizim filmlerinizi, dizilerimizi izlemiş insanlar. İnsanlar önümü kestiler ve “İlk defa bir haftadan sonra ilk defa yüzümüz güldü” dediler. Dün Defne’deydik. Aileler sera çadırında kalıyorlardı. Orada da çocuklar “Oyuncu abimiz geldi” diye mutlu oldular. Fotoğraf çekildiler, imza aldılar. Bir nebze de olsa morallerini yükselttiğimiz şeyler yaptığımızı düşünüyorum. Beni gördüklerinde izledikleri filmler akıllarına geliyor herhalde. Bu da beni mutlu ediyor.

Yüreğinize dokunan, kalbinizi acıtan, unutamadığınız anları paylaşmak isterseniz dinlemek isteriz.
Bu büyük acının telafisi belki travması çok uzun yıllar atlatılamayacak. Nesilden nesile aktarılacak. Çok fazla şey gördük. Yorulduk, yıprandık ama insanların çektiği eziyet ve acı karşısında bizim çektiğimiz hiçbir şey değil tabii ki. En unutamadığım şey de Defne’deki Rönesans Sitesi ve onların yakınlarıyla yaptığımız konuşmalardı. Kardeşini kaydetmiş bir genç, “Abi ben burada iki gün yangın seyrettim. İki gün benim ailemin de kardeşlerimin de bulunduğu blok yandı ve biz burada hiçbir şey yapamadık. İtfaiyeye de gelemedi. Kimse de müdahale edemedi. Şu anda da hiçbir bilgi verilmiyor. Kardeşlerimin cesedine dahi ulaşamadık” dedi. Her şeye rağmen çok mağdur ve soğukkanlı anlatabiliyorlar olayları. Yakınları gözlerinin önünde öldüğü ve kimsenin müdahale edemediğini gördükleri halde yine de enkazın başından ayrılmıyorlar. İnanılmaz manzaralarla karşılaştık. Biraz tahayyül ettiğinizde ne kadar büyük bir acı olduğunu anlayabilirsiniz. Bize uzun uzun anlattılar ve biz orada onları dinledik ama yüreğimiz dağlandı diyebilirim.

Sizi deprem bölgelerinde görenlerin mutlu olduğunuzu söylediniz. Diğer sanatçılar için bir dayanışma mesajınız var mı?
İnsanlar televizyonda izledikleri kişileri orada görünce mutlu oluyorlar. Ama asıl kahraman tabii ki bizler değil. Hemen hemen ilk günden bu yana orada bulunan arama kurtarma ekiplerinin, sivil toplum kuruluşlarının asıl kahramanlar olduğunu düşünüyorum. Kanlı canlı bir şekilde buraya gelip insanların elini sıkmanın sıcak temasın bir göz göze temasının çok daha önemli olduğunu düşünüyorum. Moral ve destek bu tarz durumlarda çok önemli Biz de bir nebze katkı sunabildiysek ne mutlu bize.