TCMB’den kredilerde zorunlu karşılık hamlesi geldi. Yapılan bu hamlenin bir ölçüde faiz artırımı gibi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Başlevent, “Yan yollara saparak piyasayı düzene koymaya çalışıyorlar” dedi.

Yan yollardan düze çıkma planı

Havva GÜMÜŞKAYA

Ticari kredilerdeki artış yüzde 50’ye yaklaşınca Merkez Bankası (TCMB), ticari krediler için zorunlu karşılık adımı attı. 1 Nisan’dan itibaren dörder haftalık dönemlerde kullandırılan ticari kredilerin yüzde 10’u kadar zorunlu karşılık tesis edilecek.

TCMB, politika faizini yüzde 14’te sabit tutulan kararını açıkladığı metinde ‘makro ihtiyati politika çerçevesinin de güçlendirileceği’ ifadelerine ilk kez yer vermişti. TCMB, bu kapsamda zorunlu karşılık düzenlemesinde gidildiğini duyurdu. Zorunlu karşılıklar oranı, bankaların mevduatlara karşılık olarak Merkez Bankası’nda bulundurmak zorunda oldukları mevduatların oranı ifade ediyor.

KREDİ HACMİ BÜYÜDÜ

Enflasyonun yüzde 70’e dayandığı dönemde ortalama faizin yüzde 21 olduğu ticari krediler, 2022’nin ilk üç ayında 340 milyar TL’lik rekor artış kaydetti.

Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre 13 haftalık, yıllıklandırılmış ve kur etkisinden arındırılmış kredi büyüme hızı Temmuz 2020’den bu yana ilk kez yüzde 45’i aştı.

yan-yollardan-duze-cikma-plani-1007392-1.

Ticari kredilerdeki artış yüzde 50’e yaklaşırken, tüketici kredisi büyümesi yüzde 17,7’de kaldı. Bankacılık sektörünün kredi hacmi, geçen hafta 13 milyar 115 milyon lira artarak 5 trilyon 525 milyar 383 milyon liraya çıktı. BDDK tarafından yayımlanan haftalık bültene göre, sektörün kredi hacmi 15 Nisan itibarıyla 13 milyar 115 milyon lira arttı. Söz konusu dönemde toplam kredi hacmi 5 trilyon 512 milyar 268 milyon liradan 5 trilyon 525 milyar 383 milyon liraya yükseldi.

Öte yandan düşük faizle fonlanan bankaların net dönem kârı da yılın ilk iki ayında yüzde 323’lük olağan dışı artışla 9,2 milyar TL’den 39 milyar TL’ye yükseldi.

BİR NEVİ FAİZ ARTIRIMI

Yapılan bu hamlenin bir ölçüde faiz artırımı gibi olduğunu söyleyen İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Cem Başlevent, “Bankalara daha önce yapılmadık bir şekilde sıra dışı bir yöntemle ek maliyet yaratılıyor. Normalde zorunlu karşılık mevduat üzerinden olur, kredi üzerinden olmaz. Şimdi de bunu icat etmişler. Amaç, maliyeti artırıp bankaları biraz caydırmak ya da kredi vereceksen de daha yüksek faizle ver ki daha az müşteri gelsin demeye çalışıyorlar” değerlendirmesinde bulundu.

Kredilerde yaşanan artışın önüne geçilmesinin amaçlandığını belirten Başlevent: “Mevduat faizleri suni olarak baskılandığı için, politika faizi çok düşük olduğu için, bankalar, piyasadan düşük maliyetle dolar temin edebiliyorlar. Dolayısıyla, kredi verirken de içinde bulunduğumuz enflasyonist ortama göre çok düşük faizle verebiliyorlar. Bu da birçok kişi ya da kurumun krediye yönelmesine yol açtı.”

Politika faizi yüzde 14, kur korumalı TL mevduatta faiz tavanı yüzde 17 iken kredi faizlerinin bu oranların çok üzerinde olması, bankaların kârlarını artırıyor. İktidarın uyguladığı faiz politikasının tüm dengeleri alt üst ettiğini hatırlatan Başlevent, “Bütün düzeni, dengeleri bozdular. Bir şekilde sözlerinden geri adım atmaksızın, yan yollara saparak piyasayı düzene koymaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.