Kamuoyunda 12 Eylül davası olarak da bilinen ve darbeci Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın mahkeme önüne...

Can Uğur 

Kamuoyunda 12 Eylül davası olarak da bilinen ve darbeci Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın mahkeme önüne çıkartılacağı dava bugün Ankara’da görülmeye başlıyor. 12 Eylül iddianamesinin hazırlanmasının ardından yandaş basın başta olmak üzere liberal ve sol- liberal cenah bunu 12 Eylül’le hesaplaşma olarak görmüştü. Star gazetesinin başını çektiği yandaş basın referandumda hayır diyenlerin davaya müdahil olmasını eleştirirken Melih Altınok gibi liberal kalemler ise davaya müdahil olup yaşanan aldatmacaya karşı bir karşı duruş sergileyeceğini söyleyen devrimcileri anlaşılmaz bulduğunu söyledi. Davayı başından beri bir aldatmaca olarak nitelendirenler ise mahkemeye yargılama oyununu bozmaya gideceklerini söylediler

EVET YA DA YETMEZ AMA EVET…
12 Eylül referandumunda bilindiği üzere evet ve yetmez ama evet olarak kendilerini tarif eden hükümet yanlılarının oluşturduğu cephenin karşısında boykot ve hayır cephesi yer almıştı. Bugün gelinen nokta itibariyle liberaller tarafından tartışılma konusu yapılan Hayır cephesi temel olarak hazırlanan anayasa paketinin bir aldatmacadan ibaret olduğunu söylerken, neo-liberal politikaların günümüz Türkiey’sinde daha rahat uygulanması adına paketi bir araç olarak tarif ediyordu. Bunun karşısında yer alan Evet’çiler ve Yetmez Ama Evet’çiler (ki aralarında herhangi bir fark bulunmuyordu temel dertleri paketin geçirilmesiydi) ise bunu 12 Eylül’le hesaplaşma adına tarihi bir fırsat olarak görüyorlardı. Bu cenahın en önemli özelliği ise başta Zaman ve Samanyolu TV olmak üzere ortak yayın yapması ve ortak kanallar üzerinden neden evet denmesi gerektiğini anlatıyorlardı. Evet dedikleri şey ortak olduğu için Melih Altınok gibi ‘solcuların’ hatta ‘devrimcilerin’ Cemaat’in ve hükümetin kanalında konuşmasında bir sıkıntı bulunmuyordu. Kendisine devrimci diyenlerin 12 Eylül’le AKP’nin nasıl hesaplaşıldığını Cemaat’le el ele kol kola anlatmasında b ir sıkıntı bulunmuyordu. Hatta ortak kasadan aynı cüzdandan pankart yapılmasında da bir sıkıntı bulunmuyordu. Medyanın o dönem ki tavrı özetle Evet ve Yetmez Ama Evet kardeştirden öteye gidememişti.  

DEVRİMCİLER VE 12 EYLÜL DAVASI
Geçtiğimiz günlerde BirGün’ e konuşan ve referandumda Hayır diyen Oğuzhan Müftüoğlu 12 eylül davasına neden müdahil olduğunu anlattı. Müftüoğlu konuşmasında darbecileri ancak devrimci bir kurucu iradenin yargılayabileceğinin altını çizdi. Davayı bir darbe-karşıtlığı parodisine dönüştürmeye çalışanlardan bunu bir zafer edasıyla sunanlara kadar liberal ve sol-liberal cenahın anlayamadığı bir husus var ki; o da referandumda Hayır diyen devrimcilerin bu davadan bir medet umma hali ya da bu davadan bir kazanım elde etme halleri bulunmuyor. Aksine referandum döneminde de dendiği üzere darbeleri ekonomi-politik temelinde yorumladığımızda sistemin bir zor aracı olarak görebileceğimizi ve sistemden bağımsız düşünülemeyeceği biliniyor. Sistemin taşıyıcı unsuru olanları sistemin aracını ortadan kaldırması gibi bir durum söz konusu olamaz. Bugün AKP Hükümetinin emperyalizmle girmiş olduğu ilişkinin bu kadar net biçimde kendisini gösterdiği bir durumda ve Ortadoğu başta olmak üzere her alanda yapılan ortaklıkların bu kadar aşikar biçimde kendisini gösterdiği bir ortamda AKP’den demokrasi beklemek kimin işi olur bilinmez ama Devrimcilerin işi olmayacağı açık.Taraf yazarı Melih Altınok’un  köşesinde zafer edasıyla sunduğu davada değişen bir şey olmayacak. Bugün Evren ve Şahinkaya gibi darbecileri canlarının sıkılıp ‘hadi bugün de darbe yapalım’ dediğine inanmıyorsak eğer bu davadan olumlu bir şey beklememiz söz konusu olamaz. Dava AKP’nin bir dönemin sistem içi unsuru olanlarla kendisi arasında yürüttüğü mücadelenin sonun olarak karşımızda duruyor.  Sistemin en önemli aktörlerinin her geçen gün piyasacılıklarını manşetlerinden verdiği bir ortamda bu cenahın selamladıklarına selam durmak bu cenahın diliyle konuşmak anlamına geliyor.  Evet’çilerin ve onların ruh ikizi olan Yetmez Ama Evet’çilerin aynı bağın gülüyüz şarkısının fonuyla o gün mahkemede sevinç göz yaşları dökmesine şaşırmazken bu yargılama oyununu bozmak adına mücadele edenlerin o gün mahkemede Kral Çıplak diyeceklerini gayet iyi biliyoruz.