Yanılgının ötesi: Fanzin’dir

GİZEM ŞAHİN

Fanzin, kelime anlamından çok yaşamdaki anlamıyla öne çıkan bir yayın. Periyodik çıkmaz. Matbaaları, barkodları sevmez. İmla hatalarıyla dolu olsa da kendisini çoğaltır, sahaf sahaf aranmayı önemser ve ne varsa bu yaşanmaz dünyaya uymayan, hepsini kapsar sayfalarında.

Yaşama, kuşlar gibi gökyüzünden, bir karınca gibi topraktan, bazen bir böcek gibi çatlakların arasından bakar. Kimsenin inmeye cesaret edemediği derin lağımlara iner, aşağıya bakmaya korktuğu yüksek çatılara çıkar. İşte bu yüzden kimse bakamaz fanzin gibi dünyaya, o her yerden bakar bu dünyaya.

Kimisi bir karşı koyuş olarak, kimisi kendini ifade edebilmenin en dolayımsız aracı olarak görüyor fanzini. Çünkü, popülerliğin peşinden gitmez, onda moda değil, demode, tüketimin hızı değil, yaratmanın ahesteliği vardır. İktidarlar korkar, otoriteler sarsılır karşısında. Akıl yetmez, mantık işlemez sayfalarına. Bir fotokopi makinesinde yaşam buldukça sürecektir bu karşı koyuş sayfalarda.

İşte böyle bir karşı koyuştur fanzin.

Kadıköy Kafe 26A'da 15 Eylül'e dek sürecek olan Fanzin Sergisi'nde, özellikle 90'lı yıllardan sonra yaygınlaşmaya başlayan fanzinlerden eski ve yeni 200'e yakın örnek görülebilir, okunabilir durumda fanzin okuyucularını, İplere asılmış, mandallanmış olarak bekliyor.

MASALARDA MAKAS, KAĞIT, KALEM...
Üstelik yalnızca seyretmekle yetinmeyelim diye, makas, kağıt, kalem, yapıştırıcı dolu bir masa bekliyor serginin tam orta yerinde. Hemen oracıkta keserek yapıştırarak kendi fanzininizi de oluşturmanız pekala mümkün. Ya da evinize döndüğünüzde bilgisayar başında Ctrl X-Ctrl V ile de yapıp sonra çıkış alıp getirebilirsiniz ve biraz düşünce ve yaratıcılıkla siz de dahil olabilirsiniz bu sergiye.

Kadıköy, Caferağa Mahallesi Sakız Sokak'ta bulunan 26A duvarlarını ayırdı fanzinlere, astı duvarlarına ipler ve mandallarla yüzlercesini. Üç yüz atmış beş gün raflarında tuttuğu fanzinleri, yirmi günlük seyre davet etti herkesi.