Türkiye’de ilk yapay zekâ sergisi sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Sanat üretimlerinde de revaçta olan yapay zekâ sanat dünyasında tartışmalara neden oldu. Gelenekselden yana olan da var yapay zekâyı önceleyen de.

Yapay zekâ sanatı ele mi geçiriyor?
Fotoğraf: AA

Işıl ÇALIŞKAN

Son dönemin popüler kavramlarından yapay zekâ bugün birçok alanda kendini gösteriyor. Bunlardan biri de kuşkusuz sanat. Yapay zekâ ile üretilen şarkılar, resimler, kitaplar insan üretiminden ayırt edilemeyecek şekilde sanatseverlerle buluşturuluyor. Paul McCartney, The Beatles’ın son şarkısı “Now And Then”i yaratmak için yapay zekâ teknolojisini kullandı örneğin. Yapay zekânın üretimlerini Türkiye’de de görmek mümkün. Son olarak Gazapizm'in konser görüntülerinde yapay zeka ile yapılan şov sosyal medyada gündem oldu.

Duende Art Gallery ise Türkiye’de ilk yapay zeka destekli solo sergiyi sanatseverlerle buluşturmaya hazırlanıyor. Emine Özkarslıoğlu küratörlüğünde düzenlenecek “Khakhane” isimli sergi 21 Temmuz’da sanatseverlerle buluşacak.

İnsan duygusuyla üretilen sanat, yapay zekâ ile nasıl konumlanacak? Yapay zekâ üretimleri sürerken sanat dünyasındaki tartışmaları da beraberinde getiriyor. Sanatın farklı disiplinlerden isimlere yapay mı yoksa doğal zekâ mı diye sorduk.

PROFESYONELLER İÇİN İYİ BİR ASİSTAN

Fotoğraf sanatçısı Mehmet Turgut: Yapay zeka ile sanat üretme şu an emekleme aşamasında. Yapay zekâ görsel sanatlarla ilgilenen biz profesyoneller için çok iyi birer asistanlar şu anda. Zaten sizin verdiğiniz fikir ve anahtar kelimelerle ilerleyen, biçimini sizin belirlediğiniz bir şey bu sonuç olarak. Yazılım kafasına göre bir şey yapmıyor. Bir kostümü, bir dekoru çekmeden önce nasıl görüneceğini çok iyi asiste ettiğini düşünüyorum. İlerleyen zamanda yapay zakâ sanatçıları çıkmaya başlayacak. Onları da kabul edeceğiz tabii ki. Bir insanın yaptığı fotoğraftan ayırt edilemez hale geldiği noktadan bahsediyorum. Belli akımlar var, bir şablon var ve aynı karakteri istediği gibi biçimlendirip farklı farklı kıyafetler giydiriyorlar. Eskiden kağıttan bebekler vardı. Kesilmiş giysilerini değiştirip giydirirdik. Biraz ona benzetiyorum. Sanatçıların kendini geliştirmesi ve her şeyi geçtim eğlenmesi için müthiş bir fırsat bu. Ben bu işin geleceğiyle ilgili bir sıkıntı yaratacağını düşünmüyorum. Ben asla gelenekselci değilim. Hatta ben Türkiye’deki ilk NFT koleksiyonunu çıkaran sanatçılardan biriyim. Zamanında analogtan dijitale geçildiğinde de büyük tartışmalar uyandırmıştı. “Dijital olur muymuş?” diyen. O yüzden bu da yeni bir şey ve her şeyden önce ben deneyeceğim.

DOĞAL ZEKÂ ÜRÜNÜ ESERLER DEĞERLENECEK

Mine Söğüt: İnsanlık tarihinde çeşitli icatlar, keşifler, gelişmeler sonucu dengeler defalarca değişmişken ve insanlık bu değişimlerin izinde yönünü bulmuşken yapay zekayı bir tehdit olarak algılamak, temelinde mantık olmayan bir reflekstir. Atomu parçalayan insan, bu marifetiyle mükemmel şeyler de yaptı, korkunç şeyler de. Yapay zeka için de aynısı mümkün. İnsan yapay zekayı da tüm becerileri, keşifleri, icatları gibi niyetine göre kullanacak. Nihayetinde, yapay zekadan korkmak yerine, insandan korkmaya devam etmeyi öneririm.

Evet, yapay zeka yüzünden bazı değerlerin pabucu hızla dama atılacak. Misal, daha önce yapılmış işlerin peşinden giden, klasik formlarda çalışmalar yapmak isteyen sanatçıların işi zor. Ama daha önce hiç yapılmamış, eşi benzeri olmayan, bittiğinde neye benzeyeceğini baştan yaratıcısının bile bilmediği ve bittiğinde daha önce yapılmış hiçbir şeye benzemeyen doğal zeka ürünü sanat eserlerinin değeri de çok artacak.

SANATIN TEK YARATICISI VAR, O DA SANATÇISI

Küratör İbrahim Karaoğlu: Sınırsız tanımları var sanatın ama bir tek yaratıcısı var; sanatçısı. Sanat yapıtının değerini belirleyen özgünlük ve biçem, sanatçının yaratıcı eylemiyle gerçekleşen ve biricikliğini oluşturan unsurlardır.

Sezgilerimizi, duygularımızı derinleştiren, hayatımızı yeni anlamlarla çoğaltan yapıtları sunan sanatçılar, mimarıdır ruhlarımızın. Buradan bakınca, her yapıtın arkasında büyük bir duygu yoğunluğu ve yaratıcısı bir insan var. Ve onun büyük tutkuları var. Karl Marx’ın söylemindeki gibi; ”Tutku, insanın, amaçlarına ulaşma çabası gösterme yeteneğidir." Yaratma sürecini etkiler, şekillendirir. Günümüz teknolojisinin hızla gelişen çok boyutluluğu sanatçıları da etkiliyor.

Yapay zekanın sanat uygulamalarında kullanılması şaşkınlık yaratıyor. Büyük bir etki alanı oluşturuyor; bu platformda üretilen şeyler yeniden tanımlamaya çalışıyor sanatı. Yapay zekanın oluşturduğu estetik birikimi nasıl bir sanat olarak tanımlayacağız? Bu sorunun yanıtı çok ve çeşitli.

Paul Klee, sanatı “görünmeyeni görünür kılmak" olarak tanımlardı. Sanatçılar ruhlarıyla, duygularıyla, sezgileriyle yapıyorlar bunu.

Günümüz teknolojisinin hızla gelişen çok boyutluluğu içinde, yapay zeka sanatçıları da etkiliyor.

“Ancak tekniğe ve maddi tüketime tek taraflı ağırlık vermekle, kendisiyle ve yaşamla olan bağını yitirdi… Teknik ve maddi değerler üzerinde yoğunlaştı; derin coşkular duyma yetisini, bu duyguların getirdiği sevinç ve üzüntüyü hissetme yetisini yitirdi. İnsanoğlunun inşa ettiği makine öylesine gelişti ki, onun düşünme biçimini saptayan yeni bir güç haline geldi” diyen Erich Fromm’un, teknik ve insan algısı üzerinden söyledikleri bağlamında bakıyorum, yapay zeka ve sanat ilişkisine.